"İyi misin?" aynı anda sorduk. "İyiyim." aynı anda cevap verdik. "İkinci ses?" dedim.
"Boşa denk geldi."
Cenk ve Fırat sarılmamıza kendilerini katarken Atillahan' a baktım. "Anlamayacaksın sandım." gülümsedi. Biz okula dönerken orman çıkışındaki ambulansa Demir' i adeta fırlattı on ikilerden daha önce gördüğüm iki kişi.
Yonca boynuma sarılırken ağlıyordu. "Yenge neler oldu..." derken Fırat sesi heyecanlıydı.
"Evet Fırat anlat bende merak ediyorum." dedim. Hem gülüyor hem de Yonca' yı bağrıma basıyordum.
Ilgaz abiyi tekrar görürken orada ifadelerimiz alındı ve sonra karakola çağırıldık. Anneme haber vermeyi bana bırakmıştı Ilgaz abi. Onu gönderip okula girdiğimizde öğle arası olmuştu bile. Demir' in kolundan vurmuştu Atillahan. Bu yüzden durumu iyiydi. Yemek yerken Fırat heyecanla olanları anlatıyordu. "Ormana kadar mesafemizi koruduk. Tabi yenge Atilla yanına silah almıştı." dediğinde gözlerimiz buluştu. Daha dün gece görmüştüm ve sormuştum. İlk defa kullanan birine göre gayet iyiydi. Yonca silah lafıyla gözlerini pörtletmişti. Dudağını ısırırken Fırat devam etti. "Hemen etraflarını sarmaya başladık. Bu arada Demir' in dikkatini dağıttık."
"Evet ya siz ne saçmaladınız?" diye sordum. "Fırat ve Cenk Uğur-" Cenk gözlerini devirdi "Yani Cenk orada yok bir daha sana Nisa dışında bir şey demeyeceğim yok Yonca seni bekliyor falan dedi. Tabi Yonca deyince aklıma boks geldi ama yani neden öyle bir şey dediniz ki?"
Üçü de alayla gülerken Cenk konuştu "Nisa ayak seslerini bastırmamız lazımdı. Bağırarak laf ebeliği yaptık ki arkasına dolananları fark edemesin." dedikleriyle aydınlanırken mantıklı gelmedi değil.
Fırat "Neyse canım.. Neyse boşver onu yenge. Tam o esnada Nisa konuşmaya başladı. Bana baktı ama ben anlamadım. Cenk de anlamadı bence."
"Tabi anlamadım. Yonca boks aletine vuramadı ki. Boyu yetmedi." dedi Cenk. "Bir de saatlerce güldük dedi oğlum. Nisa bizimle oyun oynayıp hiç gülmedi ki."
Atilla gülmeye başladı "O yüzden zaten benimle konuşmasını söyledim. Olmayan şeylerden parçaları birleştirmeniz gerekiyordu. Allah' tan Demir mal mal bakındığınızı görmedi. İyi aklına geldi ama yaptığın tehlikeliydi." dedi bana. Kızmak istiyor gibiydi ama hayranlıkla bakıyordu da. Omuz silkelerken Yonca' ya açıkladı. "Senin kısalığını değil o an eğileceğim silahla ateş et demek istedi. Güldüğümüzden kastı da işaret vereceğim anlamındaydı."
Diğerleri şaşkınlıkla bakarken Yonca "Silahı nereden biliyordun?" diye sordu.
"Dün gece keşfettim. Sadece hepinizde var mıydı onu bilmiyordum." nefes aldım. "Eğer olmasaydı tekme atıp koşmayı planlıyordum."
"Ateş edebilirdi ve sana gelebilirdi." dedi Atilla.
"Evet ama o sadece sana ateş etmek istiyordu. Bana vereceği zarardan çok sana vereceği zararla ilgileniyordu. Elinden kaçsam da ilk hedefi sen olacaktın."
"O zaman neden Atilla' yı değil seni rehin aldı?" diye sordu Cenk.
Atilla "Onu sevdiğimi biliyordu. İlk karşılaştıkları anda korumacı davranmasam da kavaklıbahçeye onun için gittiğimden anlamış olmalı." dedi.
"O zaman ben götürdüm seni." dedi Cenk.
Atilla omuz silkti "Evet ama orada sevgilim dedim."
"Neyse ne en azından yakalandı. Berbat haldeydi. Bana saldırmamış olsa da uyuşturucudan gene içeri girer." dedim.
Yemekten çıkıp sınıfa girerken ifadeler için okul çıkışını beklemek zor gelmişti. Öğleden sonra Ankara gezisi duyurulmuştu. Yonca ile birbirimize baktık. İkimizin de maddiyatı buna izin vermezdi. Fırat, Cenk ve Atilla Ankara' daki hafta sonunu planlarken biz sessizce dinledik. Üstelik bizi plana dahil ediyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARSLAN LİSESİ
Romanzi rosa / ChickLit"Burası prenses gerçek dünya. Eğer gerçek dünyayla tanışmak istemiyorsan benim sabrımı zorlama ve dediğimi yap! Geldiğin yerde ne kadar şımarık olmuş olursan ol burada o tozpembe dünyandan eser yok." gözlerimden ayırmadığı gözler beni yerden yere vu...