43. Bölüm

3.6K 225 4
                                    

Bölüm 43

Atlas Ege


Hayat oldukça zordu bence. Aile kavgaları, iş problemleri, yaşam tarzları... Ama bir şey vardı ki her şeye bedeldi, evlat.

Bana kalırsa yetiştirdiğimiz hiçbir çocuk bu dünyaya gelmeyi kendi seçmiyordu. Onları dünyaya bizler getiriyor ve yine bizler büyütüyorduk. Bazı yanlış anlaşılmalar tabii ki vardı ama çözüm de vardı. Birimiz çözüm için çabalarken öbürümüz sorunlarımızı önüne alıp bir top yapıyor, yokuşa sürüklüyordu. İşte bu yanlıştı. Karşımızdaki ile empati kurmak, onu dinlemek yerine kendi bildiğimizi okumak saçmaydı. Sonuçta karşımızdaki bizim iyiliğimiz için çabalıyordu ve biz anlamıyorduk. Ve bunlar yetmez gibi üste çıkıyorduk.

Dedim ya az önce her şeye bedel bir şey var, evlat diye. İşte ondan bahsediyorum. Çocuklarımız bizlere dertlerini anlatmak için çabalarken bizlerin yaptığı tek bir şey var.

HAYIR

Bu kelime onlar için ne kadar ağır tahmin bile edemeyiz ancak onların bizi anlamak için kurduğu empatiyi biraz da bizler onlar için kurmalıyız. Tabii her şeye evet demeyeceğiz ancak hayır sizce  de fazla değil mi? Sonuçta onlar bizlerden bir istekte bulunurken kötüsünü yapmak için değil kendi hayatını kurup devam ettirmek için istiyor...

"Hayatım ne okuyorsun öyle?" 

Berk'in sesi ile kendime gelirken kitabı iyiden iyiye kocaman olmuş karnımın üzerine koydum.

"Kitabın adı Aile. Yazar yaşadıklarından dertlenmiş kitapta." dedim gülümseyerek.

"İyiymiş." dedi ve elini kaldırıp ensesine attı. "Emre ile Ebru bahçede oynuyorken biz de biraz gezinti mi yapsak?" 

"Olur." dedim u harfini uzatarak. Koltuğun kenarlarından destek alarak ayağa kalktığımda kitabı sehpaya bıraktım. "Ama önce lavaboya gireyim." diyerek yanından geçtim ve odadan çıkıp karşı kapının arkasındaki lavaboya girdim. 

İşlerimi halledip çıktığımda berk elindeki kazak ile bekliyordu kapıda beni. Yanına ilerleyip elindeki kazağı aldım ve kafamdan geçirip üzerimi düzelttim.

 Yanına ilerleyip elindeki kazağı aldım ve kafamdan geçirip üzerimi düzelttim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Konaktan çıktığımızda Karadeniz'in serin havası çarptı yüzümüze. Burada geçirdiğimiz ikinci ayımızdı ve ben artık altı buçuk aylık hamileydim. Anneannem iyileşse bile biz burada kalmaya devam etmiştik. Tabii bu sürede bayağı bir şey olmuştu.

Bir kere Aybike ile artık gerçekten ikiz gibiydik. Dna testi sonucuna göre hareket etmişti herkes. O da burada bizimle kalmaya devam etmişti.

Lina bir süredir İstanbul'daydı. Babasının tüm işlerini devralmaya hazırlanıyordu. 

AylizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin