24. Bölüm

10.9K 528 29
                                    

Bölüm 24
Misafir

Ebru'nun durumu akşama kadar az da olsa düzelmişti. Haberi duyan Bozanoğlu ailesi de hastane koridorlarında kızımı bekliyordu.

Doktorun yoğun bakım odasından çıkması ile hızla ayaklandım.

"Kızım nasıl oldu doktor?"

"Gayet iyi. Durumu normale dönüyor. Birazdan arkadaşlar normal odaya alacaklar. Ardından bir süre daha uyutacağız ancak sabaha karşı kendine gelebilir. Bu durumda acil hemşire butonuna basarak bizi haberdar edin lütfen."

Yüzündeki gülümseme ile yanımızdan ayrılan doktorun ardından yoğun bakım ünitesinin kapısı tekrar açıldı ve sedye ile Ebru çıktı. Solgun yüzü hâlâ düzelmemişti.

Hızla koltuktaki çantamı alıp sedyenin arkasına takıldım. Koridordakiler de benim ardımdan gelirken hemşireler tarafından durdurulduk.

"Biz önce hastayı hazırlayalım. Daha sonra bir kişi olmak üzere girebilirsiniz."

O an hemşirenin dedikleri ile Karan'ın konuşması bir oldu.

"Ben girerim kızımın yanına."

Hazan onun bu haline göz devirip koltuğa çöktü. Şiş karnını tutup gözlerini kapadı.

"Şimdiye kadar olmayan kişi şimdi de olmasın kızımın yanında." dedim ona dönerek.

"Şimdiye kadar kızımı benden kaçırdığın için yoktum."

"Öyle mi? Daha geçenlerde suikasta uğradık biz. Ebru zehirli dumana maruz kaldı. Bünyesi her ne kadar güçlü olsa da ameliyata girdi. O zaman neredeydin?"

"İşlerim vardı?"

"Kimsenin kızından, oğlundan, eşinden başka önemli işleri olamaz Karan. Ayliz haklı. Anne olarak o girecek tabii ki kızının yanına."

Rosa halanın dedikleri ile Karan birşey diyemedi. İclal hanım oflayarak gelinin yanına oturdu.

"Bizim burada ne işimiz varsa." diye mırıldansa da ortamda başka ses olmadığı için çok net duyulmuştu.

"Kalabalık istemiyorum Ayhan. Uzaklaştır lütfen." dedim hemen sağımda beni bekleyen korumama.

Başını sallayıp Hazan ve İclal hanımın başına dikildi.

"Kalabalık yapıyon teyze, hadi evine git sen." demesiyle Lina ve Elmas onun bu sözlerine güldü. Ben ise burukça tebessüm ettim.

"Aaaa, ne biçim konuşuyon sen? Teyze de neymiş? Benim nerem teyze?" dedi İclal hanım sinirle ayağa kalkıp.

"Şimdi bir tarif vermek isterdim ama dediğim gibi teyzesiniz işte. Ben de yaşlılara karşı pek bir hürmetliyimdir."

İşini alaya vuruyordu.

"Ayhan." diyerek uyardım daha fazla uzamasın diye. "Elmas sende eve git. Zaten daha yeni iyileştin. Yorgunsun, biraz dinlenince gelirsin."

"Siz nasıl derseniz Ayliz hanım."

Ayhan'a Lina'yı da işaret ettiğimde onu da alarak uzaklaştı. Hazan ise gözlerini açıp eşine baktı.

"Karan biraz sancım var. Hazır buradayken bir doktora mı görünsek?"

İyi olmadığı belliydi. Karan başını sallayıp Hazan ile ile uzaklaşınca İclal hanım da arkalarından gitti. Koridorda bir tek ben, Berk ve Rosa hala kaldığımızda Rosa hala yanımıza geldi.

"Birşeye ihtiyacın olursa lütfen ara."

O da uzaklaşınca hemşire de odadan çıktı. Onun çıkması ile elimdekileri verip içeri girdim. Hemen yatağın yanındaki sandalyeye oturup serum bağlı olan elini tuttum Ebru'nun. Üstüne bir öpücük kondurduğum sırada odanın koridora bakan camından Berk bizi izliyordu.

AylizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin