Denk değildik ama denk geldik....
-Umutlar, yarınlar, kurulan ve yıkılan hayaller. Senelerin getirdiği hüzün... Hüzünlerin ise çıkışa ulaştığı mutluluklar. Nasıl bu kadar çok duyguyu bir yıl içine sığdırabiliyordu insan, zor olmalıydı, zordu da ama zorluklar ve hüzünler geride kalmalı, yerini mutluluğa ve huzura bırakmalıydı.
Yeni bir yıla, yeni umutlar ve yeni insanlar ile girme zamanıydı benim için. Hayatıma bir dönüm noktası katan, aşkın zorluğunu tattığım seninle güzel bir yıl olmasını diliyordum. Bu yıl bizim yılımız olsundu, herşey geride kalmalı sadece sen ve ben olmalıydık artık. Buna inanmak istiyordum. Kendimi inandırmaya çalışıyordum.
-
Kendimi evi toplarken bulduğum bir gündü. Ev arkadaşım ile hızlıca temizliği bitirip, bir an önce akşamki planlarımız için hazırlanmak istiyorduk. Ama ev aynı bizim gibi sınav zamanının stresini tamamen üstünde biriktirmişti ve aşırı şekilde dağılmıştı. Ben ise bir yandan bugünün nasıl geçebileceğini düşünüyordum. 31 Aralık, yeni bir yılın ilk adımı. Planlarımız çoktan yapılmıştı, Furkan ve Ceren ile yeni yıla merhaba diyecektik. Furkan ile yeni yıla girme fikri beni tedirgin ediyordu. Cerenle ise tam anlamıyla birbirimizi tanımasakta, ona karşı bir yakınlık hissediyordum, bu akşam güzel bir arkadaşlığın başlangıcı olabilirdi bizim için.
Daha hızlı olmaya çalışıyordum, zorda olsa düzene sokmuştuk evi. Bugün Furkanlara kahvaltıya gidecektik çoktan öğlen olmuştu ve beni aramansa çok yakındı. Giyeceğim kıyafetleri hazırlarken telefonumdan sana özel ayarladığım melodi yükseldi. Heyecanla telefona sarıldım
- "Günaydın sevgilim" dedin o kusursuz sesinle.
-"Sevgilim seni almaya gelecektim ama şuan Furkanla birlikte marketteyiz akşam için alışveriş yapıyoruz. Ceren evde seni bekliyor, çok geç gitme olur mu vardığında beni haberdar et",
-"Tamam birtanem merak etme" dedim, kendi kendime gülümseyerek. 15 dakika içerisinde hazırlanmıştım. Saçlarımın kolay şekil alışı beni mutlu ediyordu. Üstüme ise omuzlardan açık boyunlu, işlemeli mavi kazağımı ve yeni aldığım yüksek bel pantolonumu giydim. Bugün hava az da olsa karlıydı ama yürümeme engel değildi, aldığım yeni topuklu çizmelerimide giymeden olmazdı. Çantama ihtiyacım olan şeyleri koyduktan sonra krem rengi montumu üstüme alıp , ev arkadaşımı da kendi hazırlığı ile başbaşa bırakarak evden çıktım.En son Furkanın evine Ayfenlerle hepberaber kahvaltı yaptığımız gün gitmiştim. Şimdi ise evin gerçek hanımı evdeydi. Ceren, Furkanın o evde neler döndürdüğünü biliyormuydu acaba? Düşüncelerimin arasında onlarda dolanıyordu ama sonuçta eski sevgiliydiler ve çokta takıldığını sanmıyordum. Çarşıya yaklaştığımda insanların ve şehrin bugün daha bir farklı olduğunu gördüm. Dükkanlar ve sokaklar süslenmiş, kar taneleri ile bembeyaz olmuştu heryer. İnsanlar ise daha bir mutlu ve bir o kadar da aceleciydiler. Herkes ellerinde poşetleri ile oradan oraya koşturuyordu. Herkes yeni yıldan birşeyler bekliyordu, sanırım yeni başlangıçlara bel bağlamışlardı, aynı benim gibi. Karın üstünde bıraktığım izlerle evin olduğu sokağa girdim. Yolda etrafı incelerken sana mesaj atmayı unutmuştum hemen " Ben geldim hayatım" yazıp Furkan ve Cerenin dairesine çıktım. Daireleri hemen bayan kuaförünün yanındaydı, kuaföre gelen kadınlar mecburen dairenin önünden geçiyorlar, hatta yanlışlıkla onların kapısını tıklıyorlardı. Bugün yılbaşı nedeni ile kapalıydı ve ortalık sakindi. Kapıyı 2 kez tıkladım. İçeriden tıkırtılar geldikten sonra kapı açıldı. Ceren gülümseyerek; "Hoşgeldin" dedi ve bana kocaman sarıldı, çok içtendi. İçeriye geçtim, eşyalarımı koltuğa bıraktıktan sonra mutfakta kahvaltı hazırlayan Cerenin yanına yardıma gittim. Neredeyse herşeyi hazırlamıştı, patates kızartması, sosis, salatalık, domates, çay. Banada içerideki masayı silip, hazırlananları yerleştirmek düşüyordu. Herşey hazırdı ve sadece iki koca adam eksikti. Sen ve Furkan markette gerçekten çok oyalanmıştınız. Telefonuma yönelip seni arayacağım anda kapı çaldı, nihayet gelmiştiniz. Senin elinde kocaman bir paket, Furkanın elindede yiyeceklerle dolu poşetler vardı. Elindeki paket yüzünden beni bile öpmeden içeriye geçtin. İçinde neler olduğunu merak ettiğim paketi yere bırakıp bir oh çekerek bana döndün, gülümsedin, yanaklarının şu gülümserkenki haline bayılıyordum. Sıkıca sarıldın, saçlarımı, yanaklarımı ve burnumu öptün. Ellerimden tutup beni kendinden uzaklaştırarak şöyle bir inceledin
-"İşte benim güzel sevgilim" dedin. Kocaman gülümsedim
-"İşte benim koca adamım" deyip ellerimi yanaklarına koyup dudaklarına küçücük bir öpücük kondurdum. Çok üşümüştün, ellerin, yanakların, dudakların.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Senin İçin
RomanceBende bıraktığın "Sen" için, sadece sevdiğin, Hayran olduğun kadın... "Ben" için. Umay ve Barın. Hikayelerine güzel başlamamışlardı zaten, güzelde bitmedi. Bu peri masalı değildi, bu bir umudun sönen ışığıydı. Aslında hiç yanmamıştı, sadece inandı...