Senin İçin 23

898 64 1
                                    

"Başka bir şehirde başka duyulur mu yağmur? Başka bir şehirde başka sen bulunur mu?"

Caner Yaman-Aşıktım Hatırlamıyorum

-

Tatlı kavgalar, ilişkinin tuzu biberidir derler. Ama bizim tuzumuz biberimiz biraz fazla kaçtı bugünlerde. Ettiğimiz kıskançlık kavgasının üzerinden günler geçti. Sakinsin ama bana karşı bir o kadarda tepkilisin. Sanki seni aldatmışım gibi davranıyorsun. Ve ben seni herşeye rağmen affetmişken senin bu saçma davranışın beni çileden çıkarıyor. Birbirimize tatlı sözler kullanmıyoruz kaç gündür. Ne oluyor şimdi bu soğukluk neden? Mesafeler neden oluyor desem şurda kaç gün olduki birbirimizden ayrı kalalı.
Soğuk cümlelerse bende bir boşluk yaratmaya başlıyor hiç farkına varamıyorsun. Yada varmak istemiyorsun. Bilmiyorum çok kurguluyorum, kafamda milyonlarca senaryo çiziliyor.

Güneş te odamı doldurmuyor bu sabah. Hava resmen benim içimin ta kendisi bugün. Annem sabah odaya gelmiş ki parfümünün kokusunu alıyorum. Zorda bedenimi yataktan kaldırıyorum, her zamanki gibi mutfakta Ayşe ablanın o cıvıldayan tatlı sesi var. Annemse çoktan işe gitmiş. Bugünde biraz geç uyandım, kendi evinde sıcacık yatağında huzura uyanmak kadar güzel birşey yok.

Kahvaltımı yaptıktan sonra bugünü kitap günü ilan ediyorum kendime. Sende nasıl olsa babanın yanındasın, ona yardım ediyorsun bana doğru düzgün yazmıyorsun. Oyalanmam gerekiyor.
Geçen babamın kitaplığında bulduğum kitabın yazarının, ikinci kitabını almıştı annem, onu okumanın planını gerçekleştirmiştim kafamda.
"Caner Yaman - Aşıktım Hatırlamıyorum"

Bir yandansa aklım hep sende. Bu durumları sevmiyorum. Zaten ilişkimiz hep bir diken üstündeymiş gibi gelirken bana, uçurumdan yuvarlanmışız gibi hissediyorum. Minik şeyler ilişkide insanları bu kadar yıpratmamalı diye düşünürüm hep ben. Kavga nedeni olmamalı bunlar. Sürekli bu minik nedenler kavgaya dönüşecek olursa, ilişkilerin yıpranmışlık seviyesi artıyor, insanlarsa birbirlerine tahammül edememeye başlıyorlar. Seninle bu duruma gelmek istemiyorum hiçbir zaman.

Kitabımın yanına, güzel mis gibi bir kahve yaptım kendime. Tam senin sevdiğin gibi; şekersiz ve sütlü. Sonrada tamamen cam olan, denize bakan annemin çalışma odasına geçtim. Öyle şık ve insanı iyi hissettiren bir havası var ki buranın. Birçok yazısını burada kafası sakinken yazıyor.

Camın yanındaki uzun, ayaklarımı uzatabileceğim koltuğun rahatlığına bıraktım kendimi.
Yağmur ise hızlı ve hiç durmayacakmış gibi yağıyor. Aklıma senin evinin çatı katı geldi otururken, yağmur damlalarının her anını duymanın nasıl hissettirdiğini hatırladım. Sanki farklı boyutta farklı bir yerdeymişim gibi bir his. Şuan karşımda deniz var, lakin sen ve senin gözlerinin olmasını yeğlerdim delice.
Gerçek manzaralara değil, sadece sana bakmaya ihtiyacım var biraz.

Telefonumun tuş kilidini açıp kapattım birkaç kez. Mesaj atmamışsın. Atayım diye yeltendim ama nedense yapmadım. İkimizde deli gibi inadız. Şuan ne derece sinirli olduğunu tahmin ediyorum. Yazmıyorum diye kızıyorsundur kesin bana.

Kitabıma sıkıca sarıldım, kelimelerde kaybolmaya ihtiyacım vardı biraz. Okurken gerçekten de kaybolmuşum kitabın içinde, mesaj attığını ise çok daha sona farkettim. Farkettiğimde yüreğim ağzıma geldi, hemde gerçek anlamda. İçtiğim kahve boğazımda kaldığından, öksürürken kendimden geçtim. Bir mesajının heyecanı yüzünden neredeyse boğulacaktım.

Hemen açtım mesajını, soğuktu ama anlamı çok büyüktü benim için. Tamda şöyle yazmıştın;

"2 gün sonra oraya geliyorum. Seni seviyorum inat insan."

Bu çok şey ifade ediyordu. Benim için geliyordun. Benden asla gitmeyecektin. Ne kadar soğuk olsa bile aramız, bak geliyordun işte.

"Heyecanla bekliyorum. Seni seviyorum" yazdım çok uzatmadan. Mesaj soğuktu ama olsundu, hala seviyordun ve yazmaktan vazgeçmiyordun. Birde inat insan yazmıştın bana bu beni mutlu etmeye bile yetti o an.

Şuan bana mesaj atmama durumunu takmakdan vazgeçmiş, geleceğin günü takmaya başlamıştım. Hadi 2gün çok çabuk geç artık.

Senin İçinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin