Dudakların,
Dudaklarımda,
İşte bu,
Sonsuz hayatın imzası...-
Otobüsün basamaklarını iniyordun teker teker. Kocaman gülümsedin, o mesafeden saçlarını kısalttığını görebiliyordum. İner inmez geldin yanıma, sarıldın, kokladın. Allahım bu nasıl özlemek. Valizini almak için otobüsün diğer tarafına geçtin, sabırsızdım elini tutmalı, bol bol öpmeliydim seni. Tekrar yanıma geldiğinde kollarınla sıkıca sardın beni. İşte yine başım göğsünde, kalp atışların kulağımdaydı. Sevgim, sevdam...
Annemin arabasını ödünç almıştım bugün. İşe gitmemişti evdeydi ve bizi bekliyordu. Evet bizi, çünkü gönlüm razı olmamıştı otelde kalmana, kocaman bir evimiz varken bizde kalmıyor olman saçmalıktı. Annem ise zaten seni daha yakından tanımak için can atıyordu. Biraz mırın kırın etmiştin, olmaz demiştin ama bir şekilde seni ikna etmiştim.
-"Yani şimdi bu trafikte, bu koca şehirde senin kullanacağın arabaya mı bineceğim ben? Hayır asla olmaz" ay resmen gıcıklık yapıyordun.
-"Aaa ya neden olmazmış, gayette iyi araba kullanıyorum ben, iyi bir şöför olmasam emin ol annem bu arabayı bana vermezdi"
Göz ucuyla arabayı süzdün
-"Haklısın ama ben olsam yinede vermezdim" deyip kendine çekerek dudağıma minik bir öpücük kondurdun-"Barın" dedim utanmış halimle etrafıma bakarak
-"Ne!"-"Çevremizde insanlar var hayatım"
-"Eeee ne olmuş varsa, sevgilim, sevdiğim değil misin? Öpmek kötü birşey mi dövsemiydim?"
-"Sanırım dövsen daha çok hoşlarına giderdi"
-"Saçmalama, gel buraya" deyip bu sefer senden gelen öpücüğün daha uzununa sahip oldum.
Tüm otogar bize bakıyor olsa dahi o anlık takılmamayı, düşünmemeyi tercih ettim.
Kimse senin dudaklarının benim yaşam alanım olduğunu asla bilemezdi.Arabaya bindiğimizde ikimizde sessizleşmiştik. Sanırım biraz tedirgindin, yada ben öyle hissediyordum. Annemle tanışacak olman bu ilişkinin ciddi bir hal aldığını yada ömür boyu süreceğinin göstergesi değildi korkma. Sadece annem hayatımdaki insanın nasıl biri olduğunu bilmek istiyordu.
Bu sessizlikten sıkılmıştım, müzik açmak en güzeliydi. Radyo açıldığında çalan şarkı birbirimize bakmamıza neden oldu. Seni affetmem için yanına geldiğimde bana dinlettiğin şarkıydı bu. Elimi sıkıca tuttun;
-"Seni çok özlemişim, bakışlarını, yanımdaki hallerini, sesini. Gerçekten çok alışmışım sana"
Alıştığını biliyordum, en büyük korkumda buydu, ilişkimizin alışkanlığa dönmesi. Bunun için çaba sarfediyordum. Sana olan sevgimi her an hissettirmeye çalışıyordum.Gelmiştik, evin önündeydik. Sana baktım, deli gibi gülümsüyordun, kızarmıştında.
-"Hazır mısın bakalım"-"Neden hazır olmayayım ki, annen beni yiyecek değil heralde"
-"Hmm bilmem, yani ben yinede sormak istedim"
Korktuğunu hissediyordum. Zor bir durumdu. Bende senin ailenden biriyle tanışacak olsaydım eğer eminim bu halde olurdum.Annem bizi kapıda tatlı gülüşüyle karşıladı. Fotoğraflarda gördüğü seni karşısında görmek ona değişik hissettirmişti. Bakışlarından anladığım kadarıyla seni beğenmişti.
-"Hoşgeldin Barın. Sonunda seni tanıyabildik."-"Hoşbuldum, sizinle tanışabilmek gerçekten çok güzel. Şuan karşımda resmen Umay duruyor."
-"Annesinin kızı, her anlamda" annemin imalı sesi, her anlamda kelimesini bastırışı kulağa çok hoş gelmemişti ama sana karşı sıcak oluşu beni mutlu etmeye yetmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Senin İçin
RomanceBende bıraktığın "Sen" için, sadece sevdiğin, Hayran olduğun kadın... "Ben" için. Umay ve Barın. Hikayelerine güzel başlamamışlardı zaten, güzelde bitmedi. Bu peri masalı değildi, bu bir umudun sönen ışığıydı. Aslında hiç yanmamıştı, sadece inandı...