Senin İçin 15

1.1K 77 6
                                    

"uzayıp giden bu karanlık yolların bir anlamı olmalı
bir sokak lambası yanmalı artık umutsuzluğumuza."

Bektaş Şenel

-

Seninle geçirdiğim 2 gün kendimi bir peri masalının içindeymişim gibi hissettirmişti. Gözlerin, aşk sözlerin, şaraplar, deniz, otel hepsi olağanüstü gelmişti. Senin yanında olmak zaten olağanüstüydü.
Ama içimi yeniden bir korku sarmıştı ne zaman bu kadar mutlu olsam sonu hep hüsran oluyordu.

Evime gelip eşyalarımı yerleştirerek bana dert olan 2 dersime çalışmaya başladım. Aslında sınırda notlarla dersten kalmıştım ve biraz daha zorlarsam bütlerden daha yüksek notlar alabilirdim. Evin ders çalışma köşesi olarak seçtiğim yerine kıvrıldım ama konsantre olamıyordum geçirdiğimiz o aşk dolu gün beni duygudan duyguya sürüklüyordu. Başlamadan önce "Seni seviyorum" mesajını gönderdim. Ardından "Bende seni seviyorum, ama derslerini daha çok sevmelisin" yazdın. Haklıydın sevmeliydim. Yarın 2 de sınavım vardı.

Öğlen sınava giderken içimde beni tedirgin eden bir sıkıntı oluşmuştu. Sınav stresidir diye geçiştirdim. Ama değildi, okula gideceğim otobüse bindiğim an yine o tanıdık gözlerle karşılaştım Rana! Sanırım bu asla bitmeyecekti. Biz hep karşılaşacaktık ve benim dünyam yıkılıp yok olacaktı.
Onun varlığını takmamaya çalışarak en öne oturup ders notlarımla ilgilenmeyi seçtim ama arkadan arkadaşlarıyla olan sohbeti, kahkaları bana ulaşıyordu, ki amaçta buydu zaten. Kulaklığımı takıp, müziğimi açarak bianda değişen havaya anlamsızca baktım. Yağmursa çoktan başlamıştı...

Okula geldiğimde tanıdık yüzlerin bir arada oturduğu, 5 yıl aynı sıraları paylaştığım, güldüğüm yeri geldiği ağladığım arkadaşlarıma baktım. Birbiriyle iyi olanlar olarak sayıca azalmıştık ama böylede güzeldik ve ayriyetten hepimiz büte kalmıştık. Sınav saati geldiğinde kendimden emin şekilde sınava girdim. Hoca kağıtları dağıttığında önümde final sorularının aynısı duruyordu. Bugüne kadar böyle birşey yapmamıştı ama hepimize bir fırsat sunmuştu. Yanımdan geçen o güzel kadına bakıp sessizce "Teşekkürler" dedim. Gülümsedi. İlkkez bu kadar dikkat etmiştim gülüşüne çok güzeldi.

Moralim yüksek şekilde sınavdan çıkmıştım, bu dersi hocamızın iyiliği sayesinde geçmiştim. Sonrasında Cereni arayıp bi kahve içmek ister mi diye sormak istedim ama evde olduğunu çıkmak istemediğini ve benim gelmemi istediğini söyledi. Sesi sanki birşeyler olmuş gibiydi ve bu beni endişelendirmişti.

Yanına giderken kahve, çikolata, çekirdek, bisküvi, çerez aldım, biraz sohbete ihtiyacımız olduğunu hissediyordum. Evine geldiğimde yine her zaman ki gibi o tatlı tavrıyla sarıldı bana. İçeri girdim herşey normal görünüyordu.
"Furkan nerede?" dedim.
"Bilmiyorum" dedi. Yüzü değişmişti birşeyler olmuştu.
"Bak neler aldım hadi birer kahve yapalım, ikimizede çok iyi gelecek" deyip mutfağa geçtim.
Aldıklarımı tabaklara koyup kahvelerimizi yaptıktan sonra karşılıklı oturduk. Kahvemden bir yudum aldım, Cerende bir yudum aldı ve ardından
"Nasıl geçti kaçamağınız?" diye sordu.
Tüm aşk kokan şeyleri anlatsam içim rahat etmeyecekti, abartmadan anlatmalıydım kısa ve öz
"Güzeldi, deniz havası ikimizede çok iyi geldi, uzakta olmak güzelmiş herkesten, yani herkesten derken dertli insanlardan"
"Anlıyorum, benimde ihtiyacım var bir daha buraya adım atmayıp gidesim var, şu diğer dönem dersimde olmasa bitse gitsem"
Evet bu cümle birşeylerin olduğunun habercisiydi.
"Ceren, birşey mi oldu, anlatmak ister misin? Furkan la ilgili bir durum mu var?"
Kendi kendi güldü, sinirleri bozulmuştu belliydi.
"Ne zaman bir durum yok ki? Hep durum hep sıkıntı, hep kavga, hep bi umutsuzluk sevgisizlik. Daha ne kadar dayanabilirim bilmiyorum Umay. Sanki birşey içimdeki tüm gücü emiyor." Bunları söylerken bir yandan da kazağının kollarını çekiştiriyordu. Gözüm takılıyordu ister istemez. Onun bu halini o kadar iyi anlayabiliyordum ki. Çaresizlik ve karmaşa o kadar kötü bir duyguydu ki.
"Anlat Ceren ben burdayım, seni, hissettiklerini belki senin kadar iyi anlayamam ama dinlerim, yanında olurum."
"Sizin gittiğiniz gece, Furkan Ayfenle telefonda görüşüyordu, gayet samimi, gülücükler. Sonrasında da dışarıya çıktı. Dolapta şarap vardı. Hepsini içtim. Sarhoştum deli gibi. Aramışım Furkanı saymışım sövmüşüm, gelmezsen kendimi öldürürüm demişim. Çokda takmamış ya beni. Sonra kapatmışım telefonu tamamen." Ceren tam devam ederken telefonum senin melodinle çalmaya başladı, "Kusura bakma Ceren Barın arıyor"
"Alo hayatım nasılsın"
"İyiyim aşkım nerdesin sen?"
"Cerenin yanındayım sınavdan sonra direk ona geldim."
"Tamam aşkım orda kal olur mu? Onun yanında ol" yanında mı olayım? Ceren ne yapmıştı ne olmuştu. Ve sen de biliyordun Barın.

"Ceren o akşam ne oldu? Birşey yapmadın değil mi kendine? Yapmadım de lütfen"
O çekiştirdiği kazağının kollarını yukarı kıvırdığında karşımdaki manzara ile şok olmuştum. Kollarını kesmişti. Çok derin değillerdi ama kesikler çok fazlaydı. Bana göstermemeye çalışırken yaralar çoktan kazağın içinde yanmıştı.
"Ceren sana inanamıyorum, ya birşey olsaydı sana, Furkan için bunu nasıl yapabildin, değer miydi? Nasıl oldu bunlar nasıl yaptın?"
"Telefonu kapatmıştım ya hani sonra mutfaktaki elime geçen ilk bıcakla kesmeye başladım. O sırada Furkan tekrar arayınca bana ulaşamamış, eve girdiğinde öldürücem sizide öldürücem diye bağırıyormuşum"
Ceren bana bunları anlatırken içimde büyük bir sızı oluştu. Yutkunamadım. Burada değildik, yanında değildim. Belki o akşam yanında olacaktım ve bunu yapmayacaktı.
Sen ise bana birşey söylememiştin Barın. Gece Furkan aramıştı ama bana önemli birşey olmadığını söylemiştin. Ya olsaydı, ya Cerene birşey olsaydı ne olacaktı?

"Ayfende yanındaydı üstelik Furkanın. Furkan kollarımı sarıyordu, hayali hatırlıyorum, Ayfen de yanıma yaklaşıp hadi kalk yat dedi bana. Soğuk ve umursamaz. Bir insan nasıl böyle olabilir bilmiyorum"
Tahmin edebiliyordum nedense ne şekilde dediğini.
"Gerçekten sana birşey olsa ne olurdu Ceren. Sakın lütfen bir daha yapma. Furkan ne yaptı sonrasında, gittimi Ayfenle tekrar"
"Gitmemiş, gece bir ara uyandığımda yanı başımdaydı, yapma ne olursun bir daha, sana birşey olsa ne yaparım ben diye söyleniyordu"
Ne yapmaya çalışıyordu bu çocuk anlam verememiştim.
Olayların şokunu üstümden atmaya çalışıp, Cerenin yaralarının üzerine merhem sürmesine yardımcı oldum. Umarım çabucak iyileşirlerdi. Kollarındaki yaralar gibi kırılan duygularına merhem sürüp iyileştirebilmeyi çok isterdim.

Biz kadınlar çok karmaşık duygular yaşıyor olsakta her yaptığımızın altında saçma ve tehlikelide olsa bir neden yatıyor aslında. Ceren onları öldürmek istiyordu, kendini bir hedef olarak seçip kendinden kurtulmanın daha kolay olacağını düşündü. Yanılıyordu oysaki, hayatına şöyle baktığında o kadar uzun güzel seneleri olacaktı ki Furkan için değmeyecekti bile. Bunu şuan anlayamazdı ama iyileşmeye başladığında anladığı ilk şey bu olacaktı.

Ah, ah hani bir laf vardır ya Sevgilim "Kelin ilacı olsa kendi başına sürer" tam da o noktayım. Belki Ceren kadar büyük değil kendim ile kavgam ama keşke bir ilacı olsa herşeyin.

Cereni tedirgin bir şekilde evde bırakarak senin yanına doğru yürüdüm. Furkanla birlikteydin ve ben nedense onu görmek istemiyordum. Olduğunuz yere geldiğimde sıkıca sarıldım sana. Nefesim hızlanmıştı. Sende sarılışıma karşılık vermiştin neden olduğunu biliyordun bunun.
"Üzülme meleğim, Ceren iyi." Konu sadece Ceren değildi ki, benim içimdeki yaralarda döküntü gibi ortaya çıkmıştı. Merhemim senin sevgin, inandığımız sevgiydi sadece.
"Biliyorum birtanem sadece onu öyle görünce kötü hissettim."
"Kıyamam duygusalım benim, hadi gel oturalım Furkan içeride kafede" Furkan görecek halde değildim ve son sınavımada çalışmam gerekiyordu ,
"Şuan onu görmem için doğru zaman değil Barın, hem çalışmam lazım. Eve gidiyim ben, sende çok oyalanma olur mu? Yarın 2 sınavın var, veremezsen bozuşuruz biliyorsun"
Tek kaşını havaya kaldırıp sırıttın.
İyi ki benimdin iyiki...
"Tamamdır güzel kadın, dikkatlice git. Seni çok seviyorum" deyip önümdeki saçlarımı kulağımın arkasına attın,
"Böyle daha güzelim değil mi sevgilim?"
"Böyle daha güzelsin" diyerek yanağıma minik bir öpücük kondurdun.
Ağır ağır yürümeye başladım. Her arkamı dönüşümde oradaydın, ben gözden kaybolana kadar beni izledin. Derin duygularım ve hüzünlerim arasında biryerde zaten çoktan kaybolmuştum ben.

Senin İçinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin