Delirmemek te mümkündü; Ama delirmemek ne mümkündü.
-
Hava sen gittin gideli güneşi göstermeye niyetli değildi. İki gün olmuştu, dersler daha başlamadığı için kafede tam gün çalışıyordun. Benimle olan iletişiminide bir yandan kesmemeye çalışıyordun. Kafeye gelen insanları anlatıyor, tiplerini tarif ediyordun. Duyduğun dedikoduların ilginç konuların bir özetinide bana geçiyordun. Aslında bir nevi orada bulunman sakıncalı bir durummuş gibide hissettiriyordu bana.
Bugün tüm gün Cerenle konuşmuştuk. Bir takım ailevi sıkıntıları vardı ve benimle paylaşmak istemişti. Parasal olarak durumları bugünlerde pek iyi değildi. Furkan ile kirayı ortak ödedikleri için kendisine düşen kısmı gönderememişti. Annesi bu ay işten ayrılmak sorunda kalmıştı. Aslında niyeti benden borç istemekte değildi ama ben kendim vermeyi teklif ettim. Reddetti ama fazlasıyla geciktirmişti, bana geçiktirmesi ev sahibinin dırdırını çekmekten daha iyi olacaktı.
Bugün annemin ise keyfi fazlasıyla yerindeydi. Bebek olayı onu düşündüğüm kadar etkilememişti yada bana hissettirmeme konusunda oldukça başarılıydı.
"Oooo Arzum hanım, bugün çok iyi gördüm seni. Ufukta aşk mı görüyoruz acaba ne dersin?"
"Umay güldürme beni bebeğim. Sadece kendimi iyi hissediyorum bugün."
"Bilemiyorum yani, yüz ifaden seni fazlasıyla ele veriyor"
Sırıtışını saklamaya çalışıyordu. Evet kesinlikle birşey vardı.
"Ya şuna bak, o sırıtış ne açıklama istiyorum hemen""Tamam, peki yakalandım demek. Uzun zamandır aynı editörlerle çalıştığımız bi adam var. Sadece düzenleme toplantılarında merhaba yada günaydın türünde konuşuyorduk. Barının geldiği akşam dışarıya çıkmıştım ya, oda oradaydı adı Cenk. Biraz sohbet etme fırsatı bulduk, bu akşamda beni yemeğe çıkarmak istediğini söyledi ama çokta emin değilim"
"Sen? Gerçekten mi? Sen mi emin değilsin. Hayatımda gördüğüm en kararlı kadınsın, eminim şuan kararını çoktan vermişsindir, gitmeyi planladıysan eğer giyeceğin kıyafet, söyleyeceğin sözler bile hazırdır"
"Gerçekten beni fazlasıyla iyi gözlemlemişsin Umay. Sana diyorum şu büro işini iyice düşün insanların senin gibi danışmanlara ihtiyaçları var"
"Annecim bu konudaki düşüncemi biliyorsun. Hem sen neden konuyu değiştiriyorsun"
"Tamam, tamam. Gideceğim ama ilişkiler hakkında şu aralar düşüncelerimin netliğinide biliyorsun. Bu sadece arkadaşça bir yemek olacak"
"Tabi canım kesin öyle olacaktır"
Kollarının arasına aldı beni saçlarımı dağıttı, kocaman öptü. Canım annem, bugün üstündeki hava gerçekten farklıydı ve ben onu uzun zamandır böyle görmemiştim.
Sen ise işten çıkmıştın Furkanın yanına geçtiğini söylemiştin. Onun adını duyuyor olmaksa beni fazlasıyla tedirgin ediyordu nedense.
Sosyal hesaplarımada uzun zamandır bakmıyordum. İnsatagramda gezindim kimler neler yapmış gezmiş görmüş oldum, sonra Furkanın attığı fotoğraf çıktı karşıma, nasıl olduğunu anlamadığım şekilde Rana'nın herkese açık olan profilinde buldum kendimi. Daha öncesinde hiç merak edip bakmamıştım ama içimdeki birşey beni dürtüklüyordu.Tam yarım saat öncesinde hava kararmaya dönükken, yanında Ayfenin olduğu ve Furkanların evinde çekilmiş bir fotoğraf atmıştı Rana. Onlarda mı Furkandaydı yoksa?
Ben bunu düşünürken ardından koltukların kenarında çekilmiş Ayfen, Furkan ve kendisinin olduğu altında da "Canlarım" yazan bir fotoğraf daha atmıştı. Şuan deli gibi hissediyordum, sana mesaj attım ama cevap alamadım. Tekrar attım, tekrar ve tekrar. Aradım ama ulaşılamıyordu. Kafamda sayamayacağım kadar şey kurgulamıştım. Sakin olmalıydım, fevri davranmamalıydım ama engel olamıyordum.
Hemen Cerene mesaj attım
"Canım, Barına ulaşamıyorum, Furkana gideceğini söylemişti ve Rana sizin evde fotoğraf atmış instagrama. Barınında orada olma ihtimali beni yiyip bitiriyor""Sanmıyorum canım. En son konultuğumuzda tek olduğunu ve Barını beklediğini söylemişti Furkan. Ama arayabilirim istersen"
Dayanamıyordum, oturduğum yerde çatlayacaktım neredeyse. Seni arıyordum telefonun hala kapalıydı. Ceren de Furkana ulaşamamıştı üstelik. Acaba size mi birşey olmuştu. Bu sefer bunu düşünmeye başladım. Sen beni çıltırtmaya yeminliydin resmen.
Rananın profilinde dolaşıyordum, belki yeni bir fotoğraf atar diye bekliyordum. Çok geçmeden atmıştıda, dışarıda çekilmişti fotoğraf. Nedense bir nevi içim rahatladı o an. Cerende kızların başka bir yerde yer bildirimi yaptığını söyleyince birarada olmadığınıza inandırmaya çalıştım kendimi.
Saat oldukça ilerlemişti. Hala telefonunu açmamıştın. Dayanamadım,
"Sana ulaşamamak sana birşey olduğu düşüncesine itiyor beni. Furkanada ulaşılamıyor üstelik. Meraktan ölüyorum burada. Sen iyisin diye kendimi o düşünceye itiyorum ama düşüncelerim beni rahat bırakmıyor. Rananın oluşunu hissediyorum o evde. Bu konuyu uzatmıycam ama umarım iyisindir ve tekrar umarım herşey düşündüğüm gibi değildir" mesajı yazmış ve göndermiştim.Mesajın üzerinden 1 saat geçtikten sonra cevap yazmıştın.
"Yine kafanda kurguluyorsun, kurma. Evet benden önce burdalarmış ama onlara rastlamadım. Furkan pek iyi değildi, içmişti. Saatlerdir onunla uğraşıyorum. Şarzımın bittiğini bile farkına varamadım. Gayette iyiyim. Fazla düşünüyorsun. Mesajın üstüne tekrar aramamışsın, uyuyor olmalısın. Ama hiçbirşey düşündüğün gibi değil. Bu gece Furkanın yanında kalacağım, aklın bende kalmasın. Sabah bu mesajı gördüğündede için rahat etsin. Güzel uykular"Uyumamıştım, ama içimdeki ses dediğin gibi olmadığını söylüyordu. Yazmak istemedim, beni uyuyor bilsen daha iyiydi.
Şimdi ben yine sana inanmayı mı seçmeliydim? Elimde düşündüğüm gibi olduğunu gösteren hiçbirşey yoktu, fotoğraflardan yola çıkmam evet mantıksızdı ama ne yapabilirdim. Gözümle göremiyordum seni, dediklerine, sözlerine inanmaya mecbur bırakıyordun beni.
Hala umuyordum, hala değişmeni umuyordum Barın. Olacaktı, er yada geç. Olmalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Senin İçin
RomanceBende bıraktığın "Sen" için, sadece sevdiğin, Hayran olduğun kadın... "Ben" için. Umay ve Barın. Hikayelerine güzel başlamamışlardı zaten, güzelde bitmedi. Bu peri masalı değildi, bu bir umudun sönen ışığıydı. Aslında hiç yanmamıştı, sadece inandı...