Şehirlerce gitsede kalbim, durduğu yer, bulunduğu nokta hep aynıydı benim için. Sen...
-Aile kavramı bir bütündü benim için. Tatiller bir araya getirince içimde büyük huzurlar dolardı. Anneme takılır bütün tatili gezerek geçirir, tüm akrabaları teker teker öpüp acaba hangisi elini yıkamıştır diye geçirirdim içimden.
Yine öyle oldu. Valizimle indiğim an annem o güzel yeni aldığı arabası ile beni bekliyordu. İyi bir gazetede aile ilişkileri, ayrılık, çocuk psikolojileri ile ilgili köşe yazıları yazıyor, parasını kendi kazanıyor ve birde babamdan gelen para ile geçimini sağlıyordu. Evet babamdan gelen. Tam 5 yıl önce şiddetli kavga nedeni ile boşanmışlar ve hayatlarını farklı yönlere itmişlerdi. Tek çocuktum o zamanlar haliyle isyan etmiştim, lise sondayım siz beni düşünmüyorsunuz gerçekten diye çok söylenmiştim. Sonra geçti, göz açıp kapayıncaya kadar hemende, aşk bitti saygı bitti. Doğru olan buydu, aslında beni düşünüp yapılan birşeydi bu ve ben bunu çok sonradan anladım.
Kocaman gülümsedi bana ordan, saçları nasılda uzamıştı, fönlemiş ve koyu kızıl tonlarına boyatmıştı. Kim annem derdi ki ona. Kocaman sarıldı, nasıl özlemişim, anne kokusu, daha çok yeni değiştirdiği parfümün kokusuydu ama olsundu.
Ne kadar çok çalışsada hiç ilgisini çekmedi üstümden, şuanda iş çıkışı değildi ama beni almak ve trafiğe takılmamak için erkenden çıkmıştı işten. Canımdı.
Arabaya binip eve doğru gitmeye başladık. Camdan vuran esinti, denizin o parlak görüntüsü ve birde arabanın rahat koltukları beni duygudan duyguya sürüklüyordu.
Eve geldiğimizde hiçbirşey değişmemişti. Annem hiçbir eşyaya dokunmamıştı ilk kez. Odam bıraktığım gibi duruyor, çarşaflarımın yeni yıkandığıysa burnuma vuran o yumoş kokusundan belli oluyordu. Özlemişim. Camdan denize bakan odamı, yeşiller ile kaplı bahçeyi.
Etrafta tanıdık sesler duymaksa beni heycanlandırmıştı, Ayşe ablaydı bu evimizin neşe kaynağı annemin yardımcı sağ kolu , anneme yine birşeyler anlatıyordu heyecanla ;
"Arzum cum bence yoğurtlu bir mantıya asla hayır demez Umay, bak eminim canı nasılda çekiyordur"
Bunu duymak merdivenlerden aşağıya koşmak için iyi bir sebepti.
"Ayşem nasılda biliyor beni anne bak görüyor musun" deyip sarıldım kocaman. Beni öyle bir öptü ki yüzümdeki pudrayı tamamen silivermişti.Akşam yemeğinden sonra odada bıraktığım telefonumun sesine koşturdum. Arayan sendin heyecanla açtım, çok merak etmiştim, deden nasıldı sen nasıldın ne olmuştu.
-"Alo hayatım, nasılsın naptın mesajlarını aldım, ama dönemedim şarzım bitmişti dedemin başındaydım hep"•"Biliyorum aşkım, ben iyiyim siz ne yaptınız deden nasıl oldu, annen, anneannenler nasıllar."
-"Çok iyi birtanem dedem, ben geldiğimde ameliyata almışlardı, zordu ama şuan iyi uyuyor daha iyi olacak, anneannemse dedem ameliyata girince kendinden geçivermiş tansiyonu düşmüş oda başka bir odada yatıyor. Annem ne yapacağını şaşırdı. Sen naptın anneni özlemiş misin?"
•"Çok sevindim Barın umarım çok daha iyi olur. Annene çok selam söyle olur mu bugün gerçekten çok yorulmuş olmalı, yanından ayrılma. Ben özlemez olur muyum hayatım demin yemek yedik, oda şimdi yazılarının başına geri döndü. "
-"Söylerim miniğim söylerim, Seni çok seviyorum, şimdi kapatmalıyım mesaj atarım sana öpüyorum güzelliğinden"
•"Tamam koca adam, bende seni çok öpüyorum"
Sesinin canlı gelişini duymak beni mutlu etmişti. Dedenin dahada iyi olmasını umutla geçirdim içimden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Senin İçin
RomanceBende bıraktığın "Sen" için, sadece sevdiğin, Hayran olduğun kadın... "Ben" için. Umay ve Barın. Hikayelerine güzel başlamamışlardı zaten, güzelde bitmedi. Bu peri masalı değildi, bu bir umudun sönen ışığıydı. Aslında hiç yanmamıştı, sadece inandı...