"Boynuna yaslarım dudaklarımı, saçlarını koklarım öyle uyurum, belki uykum kaçar sabaha kadar seni izlerim hiç durmadan."
-Anonim-
Kendimi sorgulamayı kesemiyordum bazen. Benim kadar sende pişman oluyor muydun yada üzdüğün insanların acısını duyuyor muydun içinde? Sana her baktığımda ben bunu hissediyordum. Göğsüme doğru saplanan bir acıya teslim oluyordum. Sorguluyordum, ben girmeseydim hayatına ve beni tanımasaydın, üzmezdik kimseyi, bende üzülmezdim. Aklım bunlarla doluydu hep ama senin yanımda olman bir umuttu herşey için.
-
Sıcacık yatağına, sana ve evine şu 3 gün içinde alışmıştım yeniden. Eve gitmesem düşüncelerine girmiştim ama olmazdı hala seninle kalabilme düşüncesini göze alamıyordum. Ama bu geceyi de seninle sonlandırıp kendi ev düzenime geri dönebilirdim.
Nasıl böyle güzel uyuyabiliyordun bilmiyorum. Gece boyu hiç kımıldamıyor beni hiç rahatsız etmiyordun. Sürekli "Seninle uyumak bana huzur veriyor." diye ekliyordun. Sanırım bu gerçekti, ben sana farklı geliyordum. Senin o tez canlı, hareketli haline ben zıtlık katıyordum birlikte bir bütünü oluşturuyorduk. Ne ara bu kadar sen oldum bilmiyorum ve bunu sürekli sorguluyorum.
Bu ev, bu oda, bu duvarlar nelere şahit oldular, her biri birer anlam. Belki birazında ben varım senin için belkide başkaları. Ama şuan duvardaki en büyük anlamsa benim. Cüzdanına koyduğum o küçük notu sende kalan küpemle beraber kapının kenarına asmışsın. Duvarlar seni sevdiğime de şahit.
Uyanma diye kımıldamıyordum ama bir o kadar saçlarına dokunmak, yüzünde ellerimi dolaştırmak istiyordum. Dayanamadım, sırtından küçük hareketlerle yüzüne ulaştım. Sanki bunu bekliyormuş gibi yüzündeki elimi tutup öptün. Uykulu sesinle "Günaydın güzelliğim" dedin. Kocaman sırıttığımın farkındaydım ama engel olamıyordum. Yanına sokulup burnunu öptüm, geri çekilip "Günaydın koca adam" dedim. Şimdide sen sırıtıyordun. Şapşal.
Bu gecede seninleydim ama artı bir misafirimiz vardı, Furkan. Bayadır bir araya gelmemiştik. Ben evi toparlarken sende duşa girmiştin, girerkende "Furkan gelebilir aşağının kapısını açarsın" diye de ekledin. İşimi bitirmiş telefonla oynarken, kapının zili rahatımı tamamen kaçırmıştı. Aşağının kapısını otomatikten açtım, evin kapısını aralık bıraktım. Yaklaşan ayak seslerini duyunca misafirperverliğimi göstererek onu kapıda karşıladım. Şaşırmış taklidi yaparak içeri girdi, bazen sevimli olabiliyordu ama bazen. Elinde aldığı fanta poşeti ve kıyafetlerini koyduğu poşet vardı. Oturma odasına doğru yöneldi, kapının arkasına eşyalarını astı. Eski sevgilisi Ceren ile ayrılmalarına rağmen zorundalıktan aynı evde kaldıkları için arada gelip sende kalıyordu. Aslında bir zorundalıkları yoktu ama evdeki eşyaları ortak aldıkları için ikiside evden vazgeçemiyordu. Zaten Ceren sınavlardan sınavlara geliyordu evi en çok kullanansa Furkan oluyordu. Bende kaç gündür sende kaldığım için haliyle sana gelemiyordu ama büyük ihtimal bugün birşey olmuştu kalkıp gelmişti.
Sen duştan çıkıp hemen odaya yöneldin hızlıca giyinip yanımıza geldin. Mis gibi kokuyordun, her bir tenini öpebilirdim o an ama Furkan engelini unutmamalıydım. Birbirinize nasılsın, ne yaptın sorularınızı yönelttiniz. Bende o arada atıştırmalık birşeyler hazırlayıp 3 bardak alarak yanınıza geldim. Furkanın aldığı fantayı bardaklara doldurdum. Siz kendinizi ilgilendiren meseleleri konuşup kafa yorarken, bende telefonumda sosyal hesaplarımı dolanıyor, sıkılıyor, seninle beraber çektiğimiz fotoğraflara bakıp onlara efekt uyguluyordum ama paylaşmıyordum hiçbir yerde. Çok istesemde elim buna gitmiyordu.
Sonra senin sesinle yerimde doğruldum. Öyle dalmışım ki telefona, ne dediğini anlamadım bakışımı attım sana. "Nar diyorum hayatım, mutfak masasının üstündeler yeriz diye almıştım unutmuşum, getirde yiyelim" dedin. Hemen mutfağa yöneldim 3 tane narı büyük bir kaseye koyup bir de bıçak alarak getirdim, hemen soymaya başladın ama olacak gibi değildi. Furkan da seninle ilgilenmiyor bilgisayardan birşeyler izleyip gülüyordu. En sonunda dayanamadın "Bari narı en pratik nasıl soyacağımızı anlatan birşey açta izleyelim" dedin. Hemen dediğini yaptı. Açtığı videoda genç bir kadın yavaş yavaş anlatıyordu. Narı ikiye ayırmıştı, lavaboya koyduğu seleye doğru bıçakla narın kabuğuna vurarak içindekileri çıkarıyordu. Sizde durur musunuz videoyu durdurup hemen kadın gibi yapmaya başladınız ama sizde bunu lavaboda yapsanız çok iyi olurdu çünkü bütün narın suyundan nasibimi almıştım ben.
Narları halletmiştiniz ama tüm masayı da mahvetmiştiniz kendi bildiğiniz gibi yapsaydınız daha iyi olacaktı ya neyse. Bez alıp masayı silmeye doğru yöneldiğimde Furkanda videonun tamamını izliyordu. Kadının sesini duyuyordum ayıklanan narların tuzlanıp ve limonlanarak yenilebileceğini söylüyordu. Tam o anda beklediğim şey oldu, içerden bana seslenerek "Hayatım bize limon ve tuzda getirebilir misin" dedin. Zaten isteyeceğini bildiğimden çoktan hazırlamıştım.
Sen narı limon ve tuzla karıştırırken, bende kabukları toplayıp masayı halletmiştim. Narı tatmanız içinde kaşık getirdim. İlk önce sen tattın, ardından da bana tattırdın. Gerçekten güzel olmuştu. Biraz yedikten sonra narı size bıraktım. Ama illa bi pislik yapıcaksınız ya, Furkan bardağındaki fantayı narın içine doğru boşalttı. Okadar ayıklamak için uğraştığınız nara Furkanın yaptığına bak şimdi. İkinizde gülüyordunuz, sen hemen kaşığını doldurarak fantalı narı tattın "Güzel olmuş böyle de ya" dedin ardından Furkanda sana katıldı. Neyseki sonrada iğrençliğinizi bıraktınız.
Ardından Furkan kendi bardağına fantasını doldurdu, senin bardağına da narları doldurarak bilgisayarın önüne koydu. Bir de Müslüm Gürses şarkısı ekledi bu duruma. "Ay ne güzel oldu dur ben bunun bir fotoğrafını çekeyimde instagrama atayım" dedi. Telefonla bir şeyler yaptı sonra "Kız fotoğrafımı beğen bakayım, Barın sende" diye hükmetti. Ben Furkanın profiline girerken oda Cereni fotoğrafımı beğen diye aramıştı. Fotoğrafı açtığımda kendi kendime kıkırdadım aynen şu cümleleri yazmıştı;
"Benim Sana Verebileceğim Çok Bir şey Yok Aslında..
Nar Var Yersen
Ben Var Seversen
Fanta Var İçersen :D :D #iyigeceler "
Bu çocuk gerçekten bir alemdi.Sense biraz sıkılmış gibiydin. Furkan lavaboya geçince yanıma sokuldun, öpücüklere boğdun beni. Sıkılma nedenini anlamış oldum böylelikle. Oturduğum kahverengi koltukta sende dizlerime başını koyarak uzanmıştın. Biraz karnıma baskı yapıyordun ve ben sıkışmıştım ama Furkan lavaboyu işgal etmişti, çıksada zaten hemen giremezdim ortamın biraz kendine gelmesi gerekiyordu. Başın dizlerimdeyken sana dokunma fırsatı bulduğum için mutluydum. Parmaklarımı saçlarında dolandırdıkça esneme moduna yöneldin. Zaten ne zaman saçlarınla oynasam "Uykum geliyor böyle" diyordun bende parmaklarımı yüzüne kaydırdım. Sakalları seyrek o tatlı suratına, kirpiklerine dokundum.
Ben seninle ilgilenirken Furkan "Yılbaşında ne yapıyoruz" diye bir soru yöneltti. Evet yılbaşı, seninle geçireceğim ilk yılbaşı. Birkaç alternatif sundun özel yılbaşı programları hazırlayan mekanlara gidebileceğimizi söyledin ama önce ne kadar olduklarını öğrenmemiz gerekiyordu. Peki üçümüz mü takılacaktık? Sanki içimden geçen bu cümleyi duymuş gibi "Yasemin filan takılırız , ne kadar olacakki mekanlar hallederiz bir şekilde, Ceren, Ayfen filan biz bize güzel olur" dedin.
Yasemin ve Ceren olurdu ama Ayfen fikri bana çok uymamıştı. Geleceğini sanmıyordum Rana'yı yalnız bırakıp yılbaşı gecesi bizimle olmazdı. Bu düşüncemin üzerine de Furkan "Ayfen gelmez o planlarını yapmış kızlarla, dördümüz iyiyiz işte sen, ben, Umay, Ceren. Yasemininde geleceğini sanmıyorum ama yinede sorarız. Alırız malzemelerimizi, içkilerimizi daha iyi olur" dedi. Evet böylesi daha mantıklıydı. Ama ben artık dayanamıyordum, seni biraz iteleyip "Tuvalete gitmeliyim" dedim. Güldün, uzandığın yerden kalkıp gitmem için benide kaldırdın.
Masanın üzeri baya bi dağılmıştı. O kadar dağınık hallediyordunuz ki ikinizde herşeyi, sürekli birinin arkanızı toparlaması gerekiyordu. Gelen uykumu bastırarak masayı toparladım, çıkan bulaşıklarıda yatmadan yıkayayım dedim. Sende bana yardım ettin, iş paylaşımı yaparak çabucak bitirdik. Sen de benimle yalnız kalabilmek için can atıyordun, ben Furkana iyi geceler diyip üstümü değiştirmeye odaya geçtim, ardımdan da sen girdin odaya. Sonunda sana sıkıca sarılıp, kokunu içime çekme fırsatı bulmuştum. Ben seni yanımdayken bile özlüyordum. Bunları düşünürken dudakların beni kavramış, parmakların yolunu bulmuştu çoktan. Bu saatten sonra tamamen benimdin artık ve bense "Benim olmana aşıktım delicesine."
-
Merhaba arkadaşlar uzun bir aradan sonra yeni bir bölüm ekledim. Arayı çok uzattığımın farkındayım sınavlarım bittiğinde sık sık yeni bölüm yayınlamaya çalışacağım :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Senin İçin
RomanceBende bıraktığın "Sen" için, sadece sevdiğin, Hayran olduğun kadın... "Ben" için. Umay ve Barın. Hikayelerine güzel başlamamışlardı zaten, güzelde bitmedi. Bu peri masalı değildi, bu bir umudun sönen ışığıydı. Aslında hiç yanmamıştı, sadece inandı...