Aşk'a yazılmış şarkılar gibi içimdeki bu sessiz duygular.
-
Tüm gece bacağımı saran değişik ağrı hissi yüzünden ikimizi de uyutmadığımın farkındaydım. Bir uyuşukluk hissi başlayıp duruyordu ve ben sürekli bacaklarımı hareket ettirmek zorunda kalıyordum, bir dakika sürmüyor aynı his yine sarıyordu bacağımı, tekrar tekrar dönüp duruyordum yatağın içinde. En sonunda dayamadım kalktım yerimden, evin içinde yürümeye başladım, stres yaptığım şeyler bacağıma vuruyordu desem öyle bir şeyde değildi.
Yürüyordum geçiyor hissi veriyordu ama oturduğum anda yeniden şiddetli bir şekilde hareket ettirme isteği başlıyordu. Dayanamadım seni kaldırdım. Uykunu böldüğümü biliyordum ama dayanacak gibi değildim. Önce beni oturttun, bacağıma o his her vurduğunda ovalamaya başladın biraz olsun iyi geliyor o hissi azaltıyordu. İkimizde anlayamamıştık, bir yandan da korkmuştuk. Sen ovaladıkça daha iyi hissediyordum, ben uyuyana kadar ovalamaya devam ettirdin, sana kıyamıyordum benim için uykundan fazlasıyla fedakarlık etmiştin ama bu beni uyutmayacaktı tek çaremiz buydu.
Sabah uyandığımda o his geçmişti ama bir halsizlik hissediyordum. Sen ise derin derin uyuyordun, kim bilir ne kadar beklemiştin başımda. Seni uyandırmadan kalktım, kahvaltıyı hazırladım. Vakit baya olmuştu, artık başına gelip seni rahatsız edebilirdim.
Sakince yaklaştım tam burnuna öpücüğümü konduracakken kollarımdan tutup yatağın içine çekiverdin beni. Küçücük vücudumu hapsetmiştin, bir yandan kollarınla destek alıp üzerime ağırlığını vermemeye çalışıyordun. Dudaklarının ateşi dudaklarıma vuruyordu.
"Demek tüm gece uyutmadın beni öyle mi?"
Bunu o kadar seksi söylemiştin ki, vücudum ister istemez bir titreme hissine girdi. Dudaklarım dudaklarına değecekmiş gibi bende nefesimi sana hissettirerek;
"Bilerek yapmadığımı biliyorsun" dedim.
"Ama bilerek beni baştan çıkarıyorsun farkında mısın?"
"Hiç farkında değilim öyle mi yapıyorum"
Nefesini kontrol edemediğinin farkındaydım, derin bir nefes aldın çapkın ve sonunun nereye gideceğini iyi bildiğim bir gülücük attın bana.
"Sen çok fenasın"
"Ben mi, aaaa neden ne fenalığımı gördün ki" dedim beni sardığın vücudunun altında kıvranarak.
"Beni baştan çıkarıyorsun, bunu bilerek ya da bilmeyerek yapıyorsun işte. İşte şu kıvranman bilerek yaptın bunu değil mi?"
Dudaklarım dudaklarına daha yakındı artık
"Bilmem"
Biliyordum aslında seni bana çekecek şeylerin ne olduğunu biliyordum. Teninin tenime uyumunun en çekici en kullanılabilir şey olduğunu biliyordum.
İçeri geçtiğimizde hazırladığım kahvaltının soğuması beni üzmüştü. Ama sen çok takılmadın bu duruma boynuma öpücükler dizip;
"Senin suçun değil" dedin. Saçlarımdan bir bukle yüzüme düştü, gülümsedim.
Bugün yine ev günüydü. İkimizde vizelerde teslim edeceğimiz tezleri şimdiden hazırlamaya başlamıştık. Kahveni bilgisayarının yanına bırakırken bir yanda göz ucuyla ne yaptığına baktım bir şeyler araştırıyordun.
"Ne oldu" dedin gülümseyerek "Kötü bir şey yapmıyorum. Dün gece ki bacak ağrını araştırıyorum sevgilim"
"Bir şey çıktı mı peki? Ölecek miyim yoksa" dedim gülüp yanına otururken
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Senin İçin
RomanceBende bıraktığın "Sen" için, sadece sevdiğin, Hayran olduğun kadın... "Ben" için. Umay ve Barın. Hikayelerine güzel başlamamışlardı zaten, güzelde bitmedi. Bu peri masalı değildi, bu bir umudun sönen ışığıydı. Aslında hiç yanmamıştı, sadece inandı...