[1. BÖLÜM]: KARANLIK KRALİÇESİ

21.7K 782 1K
                                    

Başlamadan önce lütfen takip etmeyi unutmayın iyi okumalar

Bakışlarım duvardaki saatte oyalanırken sıkı sıkı tuttuğum telefonum parmaklarımın arasında titriyordu.

23.58

Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. Göz pınarlarımdaki damlalar yanaklarımdan aşağı süzülmeye başladığında telefonumu yatağımın kenarındaki komodinin üzerine bırakarak hıçkırıklarımın dudaklarımın arasından çıkmasına izin verdim. Yatağa iyice yerleşirken bir yandan da elimin altındaki yorganı gelişigüzel kafama kadar örttüm.

Bakışlarım son kez telefonumun açık olan ekranına kaydı.

00.00

Dudaklarımda acı bir tebessüm oluşurken telefonuma gelen bildirimle birlikte kaşlarım çatıldı. Yattığım yerde dikleşip telefonu tekrardan elime aldım. Gözyaşlarım telefonun ekranını ıslattığında elimin tersiyle hızlıca yanaklarımdaki damlaları sildim ve gelen mesaja tıkladım.

Bilinmeyen Numara: Yeni yaşın kutlu olsun Karanlık Kraliçesi.

Korku tohumları anında kalbimin en derinlerinde filizlenmeye başladığında ürkek gözlerle odanın etrafına bakmaya başladım. Telefon ellerimin arasında bir kez daha titrediğinde vücudum da eş zamanlı olarak ürperdi.

Bilinmeyen Numara: Hiçbir masalda anlatıcıyı göremezsin Karanlık Kraliçesi. Boşuna bekleme beyaz atlı prensin gelmeyecek.

Gözlerim dolmaya başladığında sessizce yataktan kalktım ve kucağıma aldığım kahverengi peluş ayıcığa sıkı sıkı sarılarak odanın kapısını açtım. Oturma odasının olduğu yerden gelen incecik mum ışığını gördüğümde adımlarımı odaya yönlendirdim. İçimdeki tedirginlik ve korku attığım her adımda biraz daha gün yüzüne çıkarken titrek bir nefes vererek oturma odasının kapısından içeri girdim. İçeride gördüğüm görüntü kaşlarımın daha da çatılmasına neden oldu.

İçerideki yemek masasının üstünde bir adet doğum günü pastası ve pastanın hemen yanında bir not vardı. İçimdeki korku tohumlarının yanına merak filizleri ekilmeye başladığında derin bir nefes verip masaya doğru ilerledim. Titreyen ellerimle notu tutup okuduğumda gözlerim fal taşı gibi açıldı.

Pamuk prenses elmayı ısırana kadar kimse cadının kötü olduğunu bilmiyordu.

Not titreyen ellerimin arasından kayıp düşerken pencerenin oradan gelen kilit sesiyle bakışlarım direkt olarak pencereyi buldu. Dışarının rüzgarıyla pastanın üzerindeki mumlar sönmüştü. Nabzım ve nefesim eş zamanlı olarak artmaya başlarken ensemde sıcak bir nefes hissettim. Tenime çarpan sıcak bir nefes ve şah damarımın üzerinde hissettiğim bıçakla birlikte vücudum korkuyla titremeye başlarken arkamdaki adam kulağıma doğru eğildi. Sıcak nefesi boynum ve kulağım arasına değerken nefesimi tutmaya başladım.

''Oyunun yaratıcısı oyuna katıldığında Karanlık Kraliçesi, bütün kozlar değişir.'' Karanlık Kraliçesi. Söylediği şeylerden bir anlam çıkaramasam da aklıma takılan şey bana taktığı lakaptı. Merakım korkuma ağır basıyordu ve bunu o da biliyordu. Sımsıkı kapattığım gözlerimin ardından adeta fısıldarcasına konuştum. Kelimeler boğazımda bir yumru gibi büyürken gözyaşlarım yanağımı ıslatmaya başladı.

''Bana neden Karanlık Kraliçesi diyorsun?''

''Sence de sorman gereken ilk soru sana neden lakap taktığım mı?'' Alaycıl ve buz gibi bir sesle konuşması tüylerimi ürpertirken seslice yutkundum.

''En büyük günahlar karanlık çöktüğünde işlenir Alara, ve sen o karanlığın sahibisin.'' Sözleriyle kaşlarımı çattım. Anlamamıştım ve anlamadığımı o da biliyordu. Belki de benimle eğlenmesinin amacı hiçbir şey anlamamamdı. Bıçağın sivri ucunu boynuma biraz daha batırdığında ağzımdan acı bir inleme kaçtı.

KARANLIĞIN İÇİNDEKİ ŞEYTANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin