-ALTERNATİF SON-
''Alara,'' Dedi Kılıç peşi sıra gelen Alara'ya dönerken. Alara'nın titreyen ellerini avuçlarının arasına almıştı. ''Güzelim.'' Diye devam etti yumuşak bir sesle.
Alara anlamaz bakışlarla Kılıç'a bakarken Kılıç ağır ağır diz çöktü. ''Benim güzel Alara'm.'' Dedi bir eliyle cebindeki kadife kutuyu çıkarırken.
''Benimle evlenir misin güzelim?'' Alara'nın yüzündeki şok ifadesi Kılıç'ın sırıtmasına neden olmuştu.
Alara'nın bakışları yüzük ve Kılıç arasında gidip gelirken dudaklarından titrek bir nefes çıktı. Şok olmuş vücudu ne tepki vereceğini bilemiyor, beyni nasıl çalışacağını hatırlamıyormuş gibiydi.
''Ne?'' Diye fısıldadı bakışları yüzükte oyalanırken. Tek taş pırlanta nispet yaparcasına ışıl ışıl parlıyordu. ''Nasıl?'' Bakışları Kılıç'a döndü. Yüzündeki tebessüm ve mutluluk tarif edilemedi.
''Evet.'' Sesi kısık çıkıyor, bakışları yüzük ve Kılıç arasında gidip geliyordu. Akmak için an kollayan mutluluk gözyaşları teker teker kendini bırakırken kollarını Kılıç'ın boynuna sarıp sıkı sıkı sarıldı.
''Kılıç...'' Dedi iç çekercesine. Sesindeki samimiyet Kılıç'ın içini kıpır kıpır etmişti.
''Karım.'' Dudakları buluştu, bedenleri birbirine yaslandı. Erez'in öldüğü yerdeki bütün kabuslar silindi. Geriye saf bir sevgi bıraktı...
''Sürprizin,'' Dedi Kılıç Alara'dan ayrılırken. Gözleri parlıyor, dudakları gerçek bir gülümşle yukarı kıvrılıyordu. Kılıç seviyordu.
Alara'yı ölesiye seviyordu.
''Sana bir sözüm vardı,'' Kılıç'ın yüreği ısındı. Alara'nın bahsettiği sözün ne olduğunu gayet iyi biliyordu.
''Yapmadın.'' Diye inkar etti inanamaz bir şekilde. Alara kafasını iki yana salladı.
''Yaptım. Bence artık çikolatalı kurabiyelerini yeme zamanın geldi aptal çocuk.'' Dudakları tekrar birleşirken ikisi de tarif edilemez bir duyguyla birbirlerine bağlanmıştı.
Aşk, sevgi ya da şefkat...Bu duygunun adı her ne olursa olsun, ikisinin birbiri için yaratıldığı gerçeğini bozamıyordu...
________
Alara odanın içinde volta atarken yanındaki Sare de en az Alara kadar heyecanlı ve stres içindeydi.
''Sakin ol.'' Dedi Sare. Telaşını gizlemeye çalışsa da pek başarılı olamıyordu.
''Sakinim.'' Alara derin bir iç çekti. Heyecandan titreyen elleri gelin çiçeğini sarsarken bembeyaz gelinliğinin içindeki bedeni beklentiyle kasılıyordu. Bukle bukle saçları gelinliğin sırt dekoltesini kapatırken sıcakladığını hissetti.
Sare de ondan farklı değildi. Kıpkırmızı elbisesini içinde öyle telaşlıydı ki ikide bir üzerini kontrol ediyor ve saçlarını tekrar tekrar omuzlarından arkaya atıyordu.
Pembe kuyruklu bir elbise giyen Aden ise onların telaşını gram umursamadan hayran hayran ikisine, ardından da kendisine bakıyordu.
''Peyenses mi olduk?'' Dedi Prenses kelimesine dili dönmediği için. Gözkapaklarına sürmeye çalıştığı simler bütün yüzüne bulaşmıştı ama bundan rahatsızmış gibi görünmüyordu. Ne kadar çok parıltı o kadar güzeldi onun için.
''Prenses olduk.'' Alara derin bir iç çekti. Dakikalar ardı ardına birbirini kovalarken kapının açılmasını bekliyor, bekledikçe de içindeki panik artıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN İÇİNDEKİ ŞEYTAN
ActionBakışlarım son kez telefonumun açık olan ekranına kaydı. 00.00 Dudaklarımda acı bir tebessüm oluşurken telefonuma gelen bildirimle birlikte kaşlarım çatıldı. Yattığım yerde dikleşip telefonu tekrardan elime aldım. Gözyaşlarım telefonun ekranını ıs...