Alara Kandemir
Kılıç kapıyı kapattığında derin bir nefes aldım.
''Aptal!'' Arkasından bağırdığımı duymayacağını bilmeme rağmen sinirimi daha fazla içimde tutamamıştım.
''Ruh hastası manyak!''
''Bunları iltifat olarak mı algılamalıyım aptal kız?'' Kılıç'ın sesi odanın içinde yankılanırken kaşlarımı çattım ve etrafıma baktım. Kılıç yoktu ama sesi buradaydı. Ben anlamaz bir şekilde etrafıma bakmaya devam ederken Kılıç'ın kahkahasını duydum.
''Aptal kız.'' Söyledikleriyle Arkın güldüğünde ağzımdan çıkan kelimeleri durduramadım.
''Dün gece korkup yanıma gelen de ben...'' diyordum ki ne yaptığımı fark edip sustum. Yavaş yavaş Arkın'a dönerken gözlerimi açamıyordum. Kalbim, Kılıç'ın söyleyeceği herhangi bir kelimeyi beklerken göz kapaklarım ağır ağır açıldı. Arkın kaşlarını çatmış, dediklerimi algılamaya çalışıyordu.
''Korkup yanıma gelirken mi?'' Kaşları biraz daha çatıldı. ''Kılıç dün senin yanına mı geldi? Üstelik bir şeyden korkup geldi öyle mi?''
''Hayır!'' dedim bağırarak. Kılıç'ın susması içime korku salıyordu. ''Kılıç?'' Ses gelmedi.
''Kılıç beni duyuyorsun biliyorum.'' Yine ses gelmedi. Belki de sesimi ve kameramı kapattı diye düşünürken Arkın'a döndüm.
''Kılıç'ın nereye gittiğini biliyor musun?'' Bakışlarındaki kararsızlık kaşlarımı çatmama neden oldu.
''Kızı evden çıkarmayacaksın Arkın.'' Kılıç'ın buz gibi sesi odada yankılandığında kalbimin sıkıştığını hissettim. Arkın, Kılıç'ın bu haline şaşırırken kafasını aşağı yukarı salladı.
''Duydun. Evden çıkmana izin veremem.'' Omuzlarım umutsuzca çökerken gözlerim yandı. Gözümdeki yaşlar göz pınarlarımı zorlarken Arkın görmesin diye arkamı döndüm.
''Şey,'' derken sesimin titremesini engelleyememiştim. ''ben yatacağım, sen istediğini yap.'' Arkın arkamdan seslense de onu dinlemeyip yukarı çıktım. Adımlarım Kılıç'ın odasının önünde durdu. Ellerim kapının kulbuna giderken gözyaşlarım yanaklarımdan süzülüyordu.
Yapamadım, elimi kapının kulbundan çekip misafir odasına doğru yürümeye başladım. Attığım her bir adımda kalbim biraz daha sıkışıyordu. Odanın kapısını açıp kendimi içeri attım ve atağın kenarında yere çöküp dizlerimi kendime çektim.
Ellerim dizlerimi sararken hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım.
Ona ağladım, sesinin soğukluğu kalbime hançer gibi saplandığı için. Kendime ağladım, onu sevmeye başladığım için.
Ağlamaktan güçsüz düşerken kafamı dizlerime yaslayıp gözlerimi kapattım. Uyku yavaş yavaş beni esir aldı ve karanlığa çekip içine hapsetti.
⪥
Kılıç Taşkın
Bir elim direksiyonu tutarken bakışlarım arabanın ekranından ara ara Alara'ya kayıyordu. Ağzından kaçan kelimeler beni sinirlendirmek şöyle dursun, keyiflendirmişti.
Onu sinir ettiğimde bunu söyleyeceğini biliyordum ama ne tepki vereceğini merak etmiştim.
Buz gibi çıkan sesimi duyduğunda gözleri doldu. Arkın'a yorgun olduğuyla ilgili bir şeyler söyleyip hızlıca yukarı çıkarken Hasret'in evine gelmiştim. Arabayı görünmeyecek bir yere park edip bütün dikkatimi Alara'ya verdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN İÇİNDEKİ ŞEYTAN
ActionBakışlarım son kez telefonumun açık olan ekranına kaydı. 00.00 Dudaklarımda acı bir tebessüm oluşurken telefonuma gelen bildirimle birlikte kaşlarım çatıldı. Yattığım yerde dikleşip telefonu tekrardan elime aldım. Gözyaşlarım telefonun ekranını ıs...