Kılıç ellerini yavaşça bedenimden çekti. Adımları Cihangir'in cesedine doğru yönelirken gözlerimi kapattım.
''İlkine göre fena değil küçük şeytan.'' Söyledikleri içime bir sıcaklık dalgası yayarken bana taktığı lakap hoşuma gitmişti. Beni kendinden bir parça gibi görmüştü ve bu anlam veremediğim bir şekilde beni mutlu etmişti.
''Hoşuna mı gitti?'' Gözlerimi açtığımda Kılıç'ı yüzünde yarım bir sırıtışla beni izlerken gördüm.
''Hayır.'' Yalancı kelimeler ağzımdan çıkarken acı bir tat bırakmıştı. Kılıç biraz daha sırıtarak bana yaklaşmaya başlarken ellerimi arkama sakladım.
''Ellerini niye saklıyorsun?''
''Hiç.'' diye geçiştirdim ve hızlıca arkamı dönerek kapıya doğru yürüdüm.
''Kaçma.'' Yüzünü göremesem de sırıttığını hissettim. Kesinlikle bu halimden zevk alıyordu ve bunu saklama zahmetine girmiyordu. ''Gerçi her kaçtığında seni yakalamam hoşuna gidiyorsa,''
Sözlerini bitirmesine izin vermeden hızlıca arkamı döndüm. ''Tamam! Yeter sus.'' Eğlenir kahkahası kulaklarıma doldu.
''Yürü küçük şeytan yürü de kızaran yanaklarını gizle.'' Sözleriyle gözlerim açılırken ellerim yavaşça yanaklarıma gitti. Yüzümde Cihangir'in kuruyan kanı vardı.
''Yorgunum.'' dedim ayakta durmakta zorlanmaya başlarken. ''Ayrıca üşüyorum.'' Adımlarım Kılıç'ın oturduğu koltuğu bulduğunda dizlerimi kendime çektim ve koltuğa kıvrıldım. Ellerim üşüyen bedenimi ısıtmak için etrafıma sarıldı. Gözlerimi kapattım.
''Git odanda yat.'' Kafamı iki yana salladım.
''Yürüyecek halim yok.'' Küçücük yere kıvrıldığım için her yanım ağrımaya başlasa da hareket etmedim. Sırf inat için bile olsa o odaya gitmeyecektim.
''O koltukta sadece yarım saat yatsan her yerin ağrıyacak. Koltuğa sığmıyorsun bile.'' Omuz silktiğimde derin bir nefes verdi. Birkaç dakika boyunca sessiz kaldığında uykuyla uyanıklık arasında bir yerdeydim.
Bedenimde bir hareketlilik olduğunda hafifçe gözlerimi araladım ve Kılıç'la göz göze geldim. Beni kucağına almış, yukarı doğru taşıyordu. Benim ona baktığımı gördüğünde sırıttı.
''Her an yere düşürebilirim seni.'' Tehdidini duyduğumda ellerimi göğsüne çekip tişörtüne sıkı sıkıya tutundum. Elimin altındaki kaslarını hissetmemle vücudum kasılsa da uyku daha ağır basıyordu.
''Beni taşımanı istemedim, indir beni.'' Sinirli ve uykulu sesim Kılıç'ın gülmesine neden olmuştu.
''Sus ve o güzel kafanda benimle olan hayallerine geri dön aptal kız.'' Kılıç'ın bana gülümseyen görüntüsü kapalı gözlerimin ardından bana göründüğünde sırıtarak göğsüne sokuldum.
Artık iyice uykuya dalmaya başlarken yumuşak bir yere bırakıldığımı hissettim. Kılıç beni yatağa bıraktıktan sonra üzerime yorganı örttü.
''Teşekkür ederim.'' diye mırıldandım yorgana sokulurken.
''Borç olarak düşün.''
''Çıkarcı pislik.'' Kılıç gülerek odadan çıktı ve bende kendimi bir kez daha uykunun kollarına bıraktım.
⨝
Göğsümdeki ağırlıkla gözlerimi yavaşça açtığımda dışarıdaki gürleyen göğün sesi kulaklarıma doldu. Oda karanlıktı. Bakışlarımı üzerime çevirdiğimde göğsüme sokulmuş, kollarına belime sarmış bir şekilde yatan Kılıç'ı gördüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN İÇİNDEKİ ŞEYTAN
ActionBakışlarım son kez telefonumun açık olan ekranına kaydı. 00.00 Dudaklarımda acı bir tebessüm oluşurken telefonuma gelen bildirimle birlikte kaşlarım çatıldı. Yattığım yerde dikleşip telefonu tekrardan elime aldım. Gözyaşlarım telefonun ekranını ıs...