[22. BÖLÜM]: KÜÇÜK BİR GECE

4.9K 259 429
                                    

Uyarı: BU BÖLÜM AĞIR DERECE ŞİDDET, İŞKENCE, VE TETİKLEYİCİ UNSUR BARINDIMAKTADIR, ETKİLENECEK OLANLAR OLABİLİR O YÜZDEN LÜTFEN BU UYARIYI DİKKATE ALARAK OKUYUNUZ!

Herkese iyi okumalar..

Kılıç Taşkın

O gece Alara'yla birlikte uyuduk. Her ne kadar ufak oyunumu sürdürmeyi istesem de bana olan bakışları ve gözlerini yavaşça dolması canımı yakmıştı. 

Ona Barça'ya gitmesini söylediğimde gitseydi eğer ne yapacağımı ben bile kestiremiyordum. 

Yatakta yavaşça dönerek yüzünü inceledim. Çok uyumaktan dolayı şişmiş dudakları, dağılan saç tutamlarının yüzüne düşmesi, huzurlu nefes alışları.. 

İfadesi o kadar masumdu ki bir an için kendimden nefret ettim. Acaba böyle tanışmasaydık ne olurdu? Belki onu bir çiçekçide elinde onlarca pembe gül taşırken görüp tutulurdum, belki de sahil kenarında yürürken karşılaşırdık ve mutlu bir çift olurduk. 

Şu anki durumda ise mutluluk kavramı bize en zıt olan şeydi.

Derin bir nefes alıp yüzüne düşen tutamları almak için uzandığımda mırıldanarak sırt üstü döndü ve bu hareketi bana daha da yaklaşmasına neden oldu. Ufak bedeni göğsüme değiyordu. Dudaklarımda ufak bir gülümseme oluştuğunda yavaşça gözleri aralandı, bakışlarımız birleşmişti.

''Günaydın,'' dedim tebessümle. Sesimin tınısı aynı anda birçok şey söylüyordu.

 Günaydın, seni seviyorum. Günaydın, aşk sen varsan güzel. Günaydın, yalvarırım benden gitme.

''Günaydın,'' boğuk sesi konuşmasını zorlaştırırken uzanıp dudaklarına ufak bir buse kondurdum. Yanakları kızardı. 

''Utanman hoşuma gidiyor.'' Biraz daha kızardı. 

''Beni öpmen hoşuma gidiyor.'' Duymayı beklediğim bir cümle değildi ama kesinlikle duymak isteyeceğim bir cümleydi. 

''Hm, öyle mi?'' Derken dudaklarımızı birleştirdiğimde bu seferki öpücüğümü biraz daha uzun tuttum. 

''Gitmeye hazır mısın?'' Kaşları hafifçe çatıldı. Bakışlarında bariz bir şaşkınlık vardı.  

''Eve mi gidiyoruz?'' Ev. Sözleri kalbimi ısıtmıştı.

''Benim evim sensin Alara.'' Yavaşça tebessüm ederek beni kendine çektiğinde teslim olarak dudaklarımızı birleştirmesine izin verdim. 

''Eğer biraz daha zorlarsan bütün gün ikimizi de bu yataktan çıkarmam.'' Neşe dolu kahkahası kulaklarıma melodi gibi geliyordu. 

Kalkıp saçlarını hızlı bir topuz yaptı ve yüzünü yıkamak için odadaki banyoya doğru ilerledi. O işlerini hallederken bende yataktan kalkarak üzerime kendi kıyafetlerimi giyip hazırlandım ve birkaç dakikanın sonunda nihayet aşağı inmeyi başardık. 

Mutfağa girdiğimiz anda Barça'yı ada tezgahın yanındaki bar sandalyelerinde otururken bulduk. Yüzünde her zamanki ukala sırıtışı vardı. 

''Günaydın.'' dedi ikimize de imalı bakışlar atarken. ''Umarım odamı çok dağıtmamışsınızdır.'' Yaptığı imayı anladığımızda Alara yerinde kıpırdandı, bense gözlerimi devirdim. 

''Sana da günaydın.'' Onu umursamayıp mutfağa doğru ilerlerken Alara da peşimden geldi. 

Barça, ''Evet küçük aşık,'' diyerek Alara'ya döndüğünde onun gibi bar sandalyesine yerleşmiştim. ''Kahvaltıda ne var?'' 

KARANLIĞIN İÇİNDEKİ ŞEYTANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin