[23. BÖLÜM]: KART HIRSIZI

3.9K 246 252
                                    

Instagram: beyzanuria_ takip etmeyi unutmayın,

Herkese iyi okumalar

Yaklaşık yarım saat sonra eve geldiğimde, güneş ufuktan yavaş yavaş yükselmeye başlamıştı. Sessiz bir şekilde dış kapıyı açıp içeri girdim. Alara muhtemelen uyuyordu.

Ağır adımlarla odasına doğru ilerlediğimde kalbim göreceğim görüntünün hayaliyle hızlanmaya başladı. Yavaşça içeri girdim. Alara yorgunluktan bitap düşmüş, saçları bütün yüzüne dağılmış ve dudakları hafif aralık bir şekilde huzurla uyuyordu. Bakışlarımı yüzünden çekip sol avucuna kaydırdım.

Sargı bezi kanlanmıştı ve bez, yer yer yırtılmıştı.

Derin bir nefes verip yatağa doğru ilerleyip Alara'nın yanına oturdum. Yatakta hareketlilik olduğunu fark ettiğinde benim geldiğimi tahmin etmiş olacak ki kafasını kucağıma koyup bana sarıldı.

''Geç geldin.'' diye mırıldandı boğuk bir sesle.

''İşim beklediğimden daha uzun sürdü.'' Uykulu olsa dahi kaşları çatıldı.

''Arel'im yanına mı gittin?''

''Nereden anladın?''

''Kan ve is kokuyorsun.'' Derin bir nefes verdim ve yüzüne gelen saçları kulağının arkasına itip yanağını okşadım.

''Yapmam gerekiyordu.'' Onaylarcasına birkaç mırıltı çıkardı.

''Kabus gördüm.'' dedi birkaç saniyelik sessizliğin ardından.

''Nasıl bir kabus?''

''Evdeydik, sen ben ve çocuğumuz.'' Derin bir nefes verip güldüm.

''Çocuğumuz mu? Bu rüyanın kabus olduğuna emin misin?''

''Senin için değil ama kesinlikle bir kabus.'' diyerek devam etti. ''Oğlumuz vardı. Ve inan bana senin birebir kopyandı. Her konuda. Rüyada ben yemek yaparken birden bir ses geliyor, sesin ardından da oğlumuz içeri giriyor.''

''Kabus tam olarak ne zaman başlayacak?'' Huzursuzca iç çekti.

''Elinde kesik bebek parçalarıyla.''

''Sanırım biraz babasına çekmiş.'' diye mırıldandım. Benim küçük bir kopyam olması, özellikle de annesinin Alara olması hoşuma gitmişti.

''Sanırım.''

''Evde bir tane Kılıç junior olması tatlı olurdu.'' Kaşlarını çattı.

''Kesinlikle olmazdı.''

''Peki ya kız?'' Yine kaşlarını çattı.

''Yine olmaz, o zaman sen onu benden çok seversin.'' Söyledikleriyle ufak bir kahkaha atmam bir oldu.

''Fazla akıllısın, ama hayır. Ben kimseyi senden daha çok sevmem, bu kızımız olsa bile. Ben daha çok annesine hayranlık duyarım.'' İfadesi yumuşarken tebessüm etti.

''Hayallerin çok tatlı ama hala bana evlenme teklif etmedin, o yüzden unut o aklındakileri.'' Uykusu artık iyice açılırken onu çevik bir hareketle altıma aldım.

''Sence de güzel olmaz mı? Kabul et, sen de isterdin.''

Yüzümü yüzüne yaklaştırdığımda gülerek beni kendinden uzaklaştırdı. ''Maalesef, bu masum ayakların bana işlemez, Taşkıncım. Önce evlilik, sonra balayı, sonra çocuk.'' Kaşlarım havaya kalktı.

''Balayı?''

''Evet, tercihen Maldivler. Venedik ya da Bali de olabilir.''

''Düşündüm de,'' Yataktan kalktım. ''Evlenmek için fazla gencim.''

KARANLIĞIN İÇİNDEKİ ŞEYTANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin