🖤53🖤

156 75 299
                                    

Selam sevgilerim...💕

BÖLÜME BAŞLAMADAN ÖNCE YILDIZA BASARSANIZ ÇOK MUTLU OLURUM.

BUNDAN SONRAKİ BÖLÜMLER ARALIKLI GELECEK ÇÜNKÜ OKURLAR OY VERMİYOR VE BÖLÜM OYU MİNİCİKKEN BENİM DE ÇOK HIZLI BÖLÜM ATASIM GELMİYOR. ZATEN HİKÂYE TRAVMA...

🧭Çağan Şengül & Işıl Ayman / RENGÂRENK ORMANLAR 🧭

Keyifli Okumalar...🌸

| RENGÂRENK ORMANLAR 2 |

"Şule'nin beni terk ettiği gece, diyebiliriz

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Şule'nin beni terk ettiği gece, diyebiliriz." dedim ve ardından derin bir nefes aldım.
"Seni ilk o gece gördüm ve birden belirdiğin için beni korkutmuştun. Birkaç odun istemiştin ve bir de benimle tanışma bahanesi olarak karakalem tablomu." diye hatırlattım o günü.

"Sen gittiğinde, yüzün gözlerimin önünden hiç gitmedi Aren. İnandığım üzere, böyle şeyler bana her zaman bir işarettir. Sabaha kadar oturmuştum ve seni çizmiştim. Sebebini bile anlayamadan... Ertesi gün beni karavanla evime bırakırken tabloyu görmek istemiştin. Fakat ben, seni çizdiğimi bilmeni istemediğim için buna engel oldum. Sanırım... Sanırım sen en başından beri benim için özel biriymişsin." diyerek cümlemi bitirdim. Aren donuk biçimde kendine bakıyordu.

Kim bilir, belki de bunun kendi olduğuna bile inanamıyordu.

Artık kafasındaki şeyleri tahmin etmekte zorlanıyordum. Çünkü kendisini ifade etmekte oldukça zorlanmasının yanı sıra, tepkisizliği benim kafamı karıştırıyordu. Artık onu hareketlerinden bile anlayamayacağım kadar ifadesiz duruyordu.

"Bu tabloların notu yok." diyerek araya minik bir açıklama soktum.

"Bana, hiç gitmediğin yerlere gitmek istediğini söylemiştin. Seninle ilk randevumuzdu. Gün batımını izlemeye gitmiştik. Sen karavanın arkasında oturup gün batımını izliyordun. Ben ise batmayan güneşi..." diyerek, kendisini taktim eder gibi diğer tabloyu çevirdim.

İçimde oluşan tuhaf hislere anlam veremiyordum.
Acı, hüzün, özlem, heyecan...

Aren aynı boş bakışlarla, çevirdiğim tuvale baktı. Ne düşündüğünü, ne hissettiğini algılayamıyordum. Tek dileğim hatırlamasıydı. Anılarımızı hatırlaması...

Tuvali özenle çevirdim.
"Karavanın arkasınaydık. Bize kahve yapmıştın. Yatakta karşılıklı oturuyorduk." Alt dudağımı kemirdim. "...ve sen benim kalbimi durduracak kadar yakınımdaydın. Burnumun dibine sokulup, bana şöyle demiştin, 'Şimdi ne yakalıyorsun?' Ben de sana, 'Hiçbir şey, birgün senin hakkında bir şey yakalarsam bunu zaten görürsün.' diye cevap vermiştim."

Parmaklarımla tuvale dokundum. "Sanırım sana ilk ve son yalanımdı. Ben o an, kahvenin yeni ıslattığı dudaklarındaki nemi bile yakalıyordum."

PUSULA | TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin