"Seni kaybedemem." dedim.
Avuç içleriyle yanaklarındaki taze ıslaklığı yok etti.
"Beni kaybedeceksin."
~
Böyle, değil mi? Sadece hatıralar Aren. Önemli olan sadece, bu dünyaya bıraktığımız hatıralar."
~
Bana yönünü kaybedip boğulan, dalgalarla boğuş...
Bu benim attığım en kısa bölümüm. Yine de bu sahne burada kalsın istedim.
Yeni bölümü en kısa zamanda atarım. ❤️
ÇOK GÜZEL BİR KLASİK BIRAKIYORUM. DİNLEYEREK OKUYUN LÜTFEN.
🧭Gibran Alcocer/ Idea 9 (Slowed + Reverb)🧭
|ŞAKİRE 2|
❝ ZARF GÜNLÜKLERİ 13❞
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
~HATIRLATMA FASLI~
~~
"Ama ben seni tanıyorum, anneler hep tanınır."
"Oraya mutlu geliyorum. Geldiğimde size anlatacağım: Ne kadar sevilesi, merhametli, güçlü, yumuşak olduğunu. Savaşçılar gibi... Her zaman savaşmaya devam edecek ama ben ona sevmeyi de öğrettim. Çünkü bazen iyileştiren şey budur. Bunu artık o da biliyor." A.K
~~
Bir zaman sonra...
TEMMUZ
"Baksana, neden ismi Bobi?"
Gözlerimi devirdim. "Kutay, iki dakika sus tamam mı?"
Kollarını birbirine bağlarken hesap sorar gibi gözlerini kıstı. "Hemen benden sıkıldın bakıyorum. Tüh, diğerlerinin gelmesine daha on dakika var." İyice geriye yaslandığı sırada, "Sen de haklısın tabii, zaman geçirmeyi daha çok sevdiğin insanlar var." diye ekledi.
Kafamı Sanat Magazin Dergisi'nin güncel haberlerinden kaldırıp ona baktım. Başka tarafa doğru bakıyordu. "O ne demek şimdi?" diye sordum.
Homoseksüel bir tavır takınıp tırnaklarına bakmaya başladı. "Vallahi ben bilmem. Kaç zamadır birileriyle(!) özel randevular, akşam gezmeleri, sinemalar falan filan..." diyerek imayla güldü. "Duyuyoruz yani bunla..."
Derginin kapağını şiddetli bir şekilde kapattığımda Kutay'ın irkilmesini sağladım.
"Kendine gel Kutay. Evrim'le aramda hiçbir şey yok. Sıradan arkadaşlarız biz. Sadece siz balayından yeni geldiniz ve..."
"Evrim demedim ki." diyerek sözümü böldü. Otuz iki diş sırıtıyordu. "Onun adını bile geçirmedim ben."
