Selam sevgilerim. 💕🕊️
Bir zaman, sergilenen güçlü duruşlarda, içe atılan zorluklarda ve hazmedilmesi gereken anlarda kalacağız. 🧭
Müzik tavsiyemi ve bölümü bırakıp kaçıyorum.
🧭The Franklin Electric/ Just Ain't Mine🧭
Keyifli okumalar...🌸
| ŞAKİRE |
"Merhaba, girebilir miyim?" dedim karşımda duran Aysel kadına.Cemre'den hemen sonra, Dürdane ablaya çıkmam gerektiğini söyleyerek stüdyodan ayrılmış ve buraya gelmiştim.
"Tabii kızım, buyur." diyerek geriye adım attı ve beni eve davet etti. İçeri girdiğimde salon boştu. Aysel kadınla göz göze geldim.
"Mutfakta." dedi sessizce, aradığım kişiyi ima eder gibi. "Bir de arkadaşı var." diye ekledi.
Gözleri dolu doluydu ve burnunun ucu hafif kızarmıştı. Hiçbir şey söylemeden ona sarıldım. Bana karşılık verdiğinde ikimizin üzüntüsü sanki bedenlerimizden dışarı çıkıyor gibi, gözyaşlarımız sessiz birer sel oluyordu.
Bunca zaman tahminlerinde yanılmayan Aysel kadınla, bunca zaman hiçbir şeyin farkına varamayan Çağıl.
Birbirimize sarılıyorduk. Hem de ilk tanışmada düşmancasınayken. O, kendisine bu hayattaki tek dayanak noktası olan oğlu için hüzünlüydü, ben ise bu hayatta kaybetme korkusunu taşıdığım, sevdiğim adam için hüzünlüydüm.
Hızlıca toparlanıp yüzüme zoraki bir gülümseme koydum. Mutfağa girdiğimde Aren ve Gökay kahvaltılarını henüz yeni yapıyorlardı.
"Selam gençler." diyerek geldiğimi duyurdum. Aren sesimi duyar duymaz bulunduğu sandalyeden bana doğru döndü.
"Çağıl, geleceğini söylemedin. Bilseydim seni almaya gelirdim." diyerek ayaklandı. Sarıldığımızda beni koklayarak öptü. O sırada ne kadar da haklı olduğunu düşünüyordum. Eğer bilebilseydi, bildiği şeyleri unutmasaydı, beni almaya mutlaka gelirdi. Ona aramalarıma dönmediğini hatırlatmak istemedim. Aslında bakılırsa bunu hiçbir zaman yapmayacaktım. Ona kendini kötü hissettirecek hiçbir şeyi...
Gökay'la da selamlaştıktan sonra masaya oturdum.
"Yağmur mu yağıyor?" dedi Gökay dolu ağzıyla.
"Evet, geç bile kaldı. Kıştayız sonuçta. Ocak bitecek neredeyse. Kar gelir yakında." diye cevapladım. Bu sırada Aysel kadın önüme çatal ve sıcak çay bırakmıştı. Ona teşekkür bakışları yolladım.
"Evet top... Top oynama vakti geliyor." dedi Aren çayını yudumlamadan hemen önce.
Gökay çatalını masaya bıraktı. "Ne topu lan? Kışın topu nasıl oynayacaksın?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PUSULA | Tamamlandı
Romance"Seni kaybedemem." dedim. Avuç içleriyle yanaklarındaki taze ıslaklığı yok etti. "Beni kaybedeceksin." ~ Böyle, değil mi? Sadece hatıralar Aren. Önemli olan sadece, bu dünyaya bıraktığımız hatıralar." ~ Bana yönünü kaybedip boğulan, dalgalarla boğuş...