Selam sevgilerim...💕
Size huzurlu, can alıcı, romantik ve dramatik bir bölüm bırakıyorum.
OY VE YORUM SINIRLAMASI KOYUP, SİZİ ŞARTLANDIRMAK İSTEMİYORUM. LÜTFEN YILDIZA BASIN. ❤️
Şarkıları özenle seçiyorum.❤️
Bölüm müziğini bırakıyorum.
🧭Billie Eilish/What Was I Made For?🧭
Keyifli Okumalar...🌸
| ANAHTAR 2 |
Fotoğrafı bir gün önce kaşla göz arası Kutay'a verdiğimde, bunu bir fotoğrafçıda daha net hâle getirmesini ve yenilemesi için ricada bulunmuştum. Çünkü fotoğraf oldukça eskiydi. Fotoğraf elime ulaştığında Kutay bunu sorguladı ancak açıklama yapmamıştım. Sadece özel olduğunu söylemiş ve konuyu kapatmıştım.
Kurumuş tuvalden gözlerimi ayırıp, elimde tuttuğum fotoğrafa tekrar baktım. Muhtemelen Gülçin Kayadelen, biricik oğluna henüz hamile bile kalmamıştı bu fotoğrafı çektirirken. Gencecik, hayat dolu, kocasıyla körpe bir huzuru yüzünde taşıyor gibiydi. Asildi de. Yüz hatları Aren'e öylesine benziyordu ki, çizerken zerre zorlanmamıştım. Zira Aren'i çok fazla kez çizmiştim.
Kumral teni üzerindeki kahverengi, dolgun, göğsüne kadar uzanan özenli saçları, çok kalın olmayan fakat şekilli dudakları, hafif kalınlıktaki kavisli kaşları, bir mankeni aratmayacak kadar keskin olan çene hatları, hafif belirgin elmacık kemikleri, üst dudağı ve burnu adasındaki minik belirgin boşluk, fotoğrafta göründüğü üzere ela veya kehribar olduğunu tam seçemediğim iri gözleri... Önümdeki büyük tuvalde onu hayranlıkla izliyordum. Sekiz saat boyunca ara vermeden resmettiğim, şimdi ise deli divane olduğum kadına dakikalarca baktım.
Onu tanımayı o kadar isterdim ki...
Tuvali inime koymak için aldım ve üst kata çıktım. Kapısını açıp içeri girdim. İçimde tuhaf bir heyecan vardı. Yarım saat sonunda Evrim Aren'i buraya getirecekti. Ve ben bu sene ki yasımı Aren'le, burada geçirecektim. Onlar gelmeden etrafı son kez inceledim.
Oda neredeyse birkaç köşe dışında daire şeklindeydi. Büyük odanın duvarları, mesafeli biçimde konulan kısa, merdiven gibi inip yükselen raflarla kaplıydı. Üzerlerinde sırasıyla, büyük ressamların karikatür tipi biblolarını dizmiştim: Frida Kahlo, Pablo Picasso, Hoca Ali Rıza, Leonardo da Vinci, Vincent Van Gogh, Nicolas Poussin, Salvador Dali...
Boylu boyunca uzanan raflarının birkaçına duvar aydınlatıcı, renkli ışıklandırmalar döşemiştim. Tavanda soft sarı yanan, halka şeklinde bir avize duruyordu. Köşede beyaz, yüksek bir masa ve üzerinde kabarcık küre aksesuarları, minik kaktüsler, büyük bir fırçalık ve masaüstü kalem rafım vardı. Duvarda, roma rakamlarının bulunduğu ihtişamlı bir saatim vardı. Tuvallerin hepsi kendi şövalelerinin üzerindeydi. Ve bir çember şeklinde dizmiştim. Orta alanı boştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PUSULA | Tamamlandı
Romansa"Seni kaybedemem." dedim. Avuç içleriyle yanaklarındaki taze ıslaklığı yok etti. "Beni kaybedeceksin." ~ Böyle, değil mi? Sadece hatıralar Aren. Önemli olan sadece, bu dünyaya bıraktığımız hatıralar." ~ Bana yönünü kaybedip boğulan, dalgalarla boğuş...