Selam sevgilerim...💕
Size güzel bir bölüm bırakıyor ve kaçıyorum.
BİRAZ DESTEK ŞU BÖLÜMLERE, RİCA EDİYORUM. YANİ BU ZIKKIM SANKİ ELİNİZE YAPIŞIYOR !!!
Keyifli okumalar!
Sinirlendim bak.
| KARAVAN 2 |
Üst kata çıkıp evin arkasına bakan pencereden dışarıyı dikizledim. Yağmur durmaksızın yağıyordu. Eve girdiğimden beri bu kata çok nadir çıkmıştım. Belki birkaç kez duş için...Evrim arka bahçedeki bankta oturuyor ve sigarasını ıslatmadan yakmaya çalışıyordu. Sanki, bu yağmurda mümkünmüş gibi. Neredeyse on dakika boyunca onu izledim, arkası bana dönüktü. Gitmeye hiç niyeti yoktu. Sadece orada oturuyor ve ıslanıyordu. Sıkıntıyla saçlarımı geriye sıvazlayıp ıslak gözlerimi sildim. Ardından pencereyi açtım ve yağmurdan kaçar gibi bir adım geriye gittim. O sırada Evrim'e seslendim.
"Hey! Seni s*kik kafalı, hemen eve gel!"
Kafasını bana doğru çevirdiğinde yüzüne tel tel dökülen, ıslak saçlarını iki eliyle geriye sıvazladı ve oturduğu banktan kalktı. Gülümsediğini gördüm. Ben ifadesiz yüzümle pencereyi kapatırken o, belki yarım saatten fazladır bunu bekliyormuşçasına evin ön tarafına doğru koşmaya başladı.
Duş kabininin kenarındaki saplı faraşı alarak alt kata indim. Kapıyı açtığımda siyah, deri trençkotundan yağmur damlaları sızıyordu.
"Aptal." diye söyledim buz gibi sesimle. Ardından, içeri girmesi için birkaç adım geriye gittim.
Eve girdiğinde bana döndü. "Teşekkürler." dedi sessizce.
"Git de üzerini değiştir bari, biricik dağ evinde." Sesimde ima vardı bunu söylerken.
Evrim hiçbir şey söylemeden yüzümü inceledi kısa bir an. Nitekim yeşil irislerini yüzümden çekti ve beni başıyla onayladı. Üst kata çıktığında ben de ayak altındaki, en azından kaba duran, kırık, dökük eşyaları kenara kaldırdım. Saplı faraşı alarak üstünkörü, kenara doğru süpürdüm. Yeterdi, yorulmuştum.
Üst kattaki gardrobun kapanma sesini duyduğumda Evrim'in aşağı ineceğini anlamıştım. Berjerime yerleştim ve kafamı başlığına dayadım. Evrim indiğinde bir eliyle masanın üzerine bıraktığım lahmacun poşetini kaptığı gibi, diğer eliyle de bir masa sandalyesini önümdeki boşluğa çekti ve oturdu.
"Pek sıcaklığı kalmamış ama buranın lahmacunları güzel." dedi tebessüm ederek, sanki onca küfürü benden yememiş gibi.
Kafamı yasladığım yerden kaldırdım.
"Sus ve zıkkımlan Evrim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PUSULA | Tamamlandı
Romance"Seni kaybedemem." dedim. Avuç içleriyle yanaklarındaki taze ıslaklığı yok etti. "Beni kaybedeceksin." ~ Böyle, değil mi? Sadece hatıralar Aren. Önemli olan sadece, bu dünyaya bıraktığımız hatıralar." ~ Bana yönünü kaybedip boğulan, dalgalarla boğuş...