Selam.
Biz geldik.
Bölüme başlamadan önce, yakın bir zamanda toprağa verdiğimiz kahraman askerlerimiz ve aileleri için dua etmek dileyenler varsa, hatırlatmak isterim. Onların makamını biliyoruz fakat aileleri... Rabbim kalanlara sabrın en güzelini, en büyüğünü versin. Buraya yazıp yazıp sildim, ne denebilir ki. Bir daha asla böyle bir acı yaşamayız inşaAllah.
Bölüm geçiş bölümü. Pek fazla Gökbeyaz&Pusat Ali içermemektedir. Bu yönde bir beklentisi olan varsa baştan söyleyeyim.
Karşınızda;
“Oyun Bitti”
Bahçe kapısının iki tarafındaki oğlanlar kıpırdadılar. İkisi de bir ses duymuş gibiydi, ama emin olamıyorlardı. Birbirlerine baktılar. Hafiften yağmur çiselemeye başlamıştı. Biri, kapüşonunu kafasına geçirirken,
"O ses neydi?" diye sordu.
"Yengeydi sanırım." dedi diğeri.
"Bize seslenmiş olmasın?"
"Seslense kapıya çıkardı ama."
Delikanlı haklıydı. Arkadaşı onu doğruladı ve demir korkuluklara geri yaslanarak etrafına baktı. Ancak içinde az önce o sesi duyduğunda boy gösteren sıkıntı, şimdi giderek artıyor ve sıkıyor bunaltıyordu. Derin bir nefes verdi, yaslandığı yerden tekrar doğruldu, kapişonunu geri indirdi.
"Ben bir bakacağım oğlum içim rahat etmedi."
diyerek bahçe kapısından girdi, eve doğru yürümeye başladı.Onu, evin önüne doğru çekilen arabanın gürültüsü durdurdu. Zaten o daha arkasını dönerken arkadaşı da,
"Mirkelam Bey geldi." diye seslenmişti. İkisi de saygı ve hürmetle kollarını önlerinde kavuşturup, duruşlarını dikleştirdiler.
Mirkelam Şahoğlu, gelin kızı yalnız bırakmamak için önden bir bakmaya gelmişti. Gün içerisinde de kızı Seda boş vakit bulursa, annesi ve yengesini alıp gelecekti. Şahoğlu ailesi artık her şeye, tüm sırra, çıkılan yolculuğun amacına vakıftı ve herkes dişini sıkıyor, umut içinde oğullarının; Sait ve Pusat'ın sağ salim geri dönmelerini bekliyordu. Pusat onları toplayıp her şeyi anlattığı gece biri bile, yürekleri kaç senedir onun derdine hop oturup hop kalkan Aliye ve Mirkelam bile, 'hayır olmaz' dememişlerdi. 'gidemezsin' lafı etmemişti tek bir kimse. Onların çocuklarının başını yakmayı geçtim, kendi oğlunun kardeşini bile böyle bir ateşe atan Züleyha tehlikesinin durdurulması gerektiğini hepsi o an kabul ettiler. Gökbeyaz, bu ailenin madem gerçek geliniydi ve madem Pusat Ali'leri yıllardır onun sevdasına düşmüş yanıyordu, zaten engel olsalar da durmayacaktı. Şahoğlu ailesi de yerlerini ve taraflarını, hakkın, adaletin yanı olarak seçtiler. Hepsinin dilinde de dua vardı şimdi, iki yiğitlerinin ellerinde peşine düştükleri şeyle dönmelerinin duası.
Mirkelam arabadan inip,
"Hoş geldin Beyim." diyen delikanlılara baktı.
"Hoş bulduk aslan parçaları." dedikten sonra gözlerini evde gezdirdi. Kerata, demek hapisteyken hepimizden habersiz bu evi diktirmiş karısıyla yaşamak için diye aklından geçirdi. "Durum nasıl, asayiş berkemal mi, gelen giden var mı?"
"Yok Beyim."
Mirkelam, cevap veren çocuğa başını anladım manasında sallarken, diğer çocuğun yüzünde hafiften bir tedirginlik belirdi.
"Beyim az önce yenge seslendi sandık, ama kapıya çıkmadı, ben de tam bakmaya gidiyordum." dedi oğlan, evin kapısını işaret ederek.
Mirkelam hafifçe kaşını çattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yılanın Kızı
Fiction généralePusat Ali Şahoğlu, en yakın dostunun kız kardeşi Gökbeyaz Çakır'ı kurtarırken istemeden katil olur. Onun için hapse girer, dört sene yatar, elinden birçok fırsatı kaçırır, sözlüsü Suna tarafından terk edilir ve yaralı, ihanete uğramış bir adam olara...