Bağlar

1.8K 307 114
                                    

Selam!

Karşınızda:


'Bağlar'

Şahoğlu konağının önüne Pusat Ali'nin arabası sessizce ve farlarını yakarak girdiğinde vakit oldukça geçti. Fakat yine de tüm ev halkının uykuya gömüleceği kadar geç değil. Buna rağmen başka zaman bu saatlerde ışıl ışıl olan odalar şimdi karanlığa gömülüydü. Olağandışı bir hal olduğu en başta buradan belliydi.

Pusat Ali kontağı kapatarak arabadan yavaşça indi. Gökbeyaz'a baktı onun kapısını açmak üzere ilerlerken. Kız öylece durmuş, kaçamak bakışlarla konağa bakıyordu. Tıpkı Pusat'la ilk evlenip buraya geldiği ilk günkü gibi adımlarının geri geri gittiği hatta adım atmaya bile isteğinin olmadığı belliydi. Onun bu hali, hele ki karnı burnundayken yaşadığı bu hali, Pusat'ın da burnunun direğini sızlatıyordu. Bu yüzden iki tarafa da sinirliydi. Seda'ya d Cevdet'e de. Mirkelam'a da Oktay'a da. Gökbeyaz'ın, Narkız'ının yüzünü böyle gölgeleyen herkese.

Kapıyı açtı, başını eğerek yarı bedenini içeri soktu ve Gökbeyaz'ın sarı saçlarına yüzünü gömdü. Başını, şakaklarını, yanaklarımı öptü. Çenesinden tutup yüzünü kendisine çevirdi ve alınları ve burunlarını birbirine yasladı. Gökbeyaz'ın hüznü biraz olsun dağılıyor gibiydi. İki ellerini Pusat'ın geniş boynunun iki yanına koymuş, baş parmaklarıyla okşuyordu. Her güç anlarında oldukları gibi birbirlerinden, varlıklarından destek alıyorlardı yine. Şükürle ve sevgiyle.

"İstersen sahil köyüne gidelim,"  diye fısıldadı Pusat. "Bizim evimize."

Gökbeyaz başını iki yana salladı.

"Hayır. Öyle her şey daha kötü olur. Hem ne olursa olsun kötü gün. Kötü günde bu evin içinde bu çatının altında birlikte olmalıyız."

Bir kez daha o hayran olunası kişiliğini ortaya koymuştu. Pusat gülümsedi. Bu kızın dışına olduğu kadar içine de boşuna vurulmamıştı. Boşuna dışına bir, içine bin sevdalanmamıştı. Geri çekilip kapıyı biraz daha açtı ve Gökbeyaz'a elini uzattı. Kız eli büyümüş karnında olduğu halde aşağı indiğinde de ellerini sımsıkı birbirine sarmalayıp konağa yürüdüler.

  Dün nişan dönüş yolunda olanlardan sonra Şahoğlu konağı inmiş inmiş kalkmıştı. Pusat Ali ve Gökbeyaz şok edici gerçeği otelde öğrenmişlerdi. Normalde sabah yola çıkacaklardı fakat Pusat Gökbeyaz'ı ilk sıcak öfkeden mümkün olduğunca uzak tutabilmek için bu saati alabildiğine geciktirmişti. İkisi de Seda ve Cevdet'e çok şaşırmış ama en nihayetinde 'biz gibi' diyerek çabuk kabullenmişlerdi. Düşünceli oldukları konular başkaydı. Ailelerin arasının bozulma korkusu, bunların Gökbeyaz'a yansıma korkusu... Akıllarını meşgul eden onlardı.

  Yaz gecesi sıcaktı fakat esen hafif meltem Gökbeyaz'ı ürpertti. Onun vücudundaki en ufak tepkiyi meydana çıktığı an ondan daha iyi fark eden Pusat'ın elbette bu ürperme gözünden kaçmadı ve iki kolunu da karısının sırtına sararak onu şu birkaç adımlık yerde ısıtmaya çalıştı. Konağın giriş basamaklarını çıkarlarken, büyük kapı usulca ve olabildiğince sessiz biçimde açıldığında, aralık kısımda Aliye Şahoğlu'nun silueti gözüktü.

  Kadın ikisine de ve bilhassa gelinine, her zaman olduğu gibi şefkat ve sevgi dolu bakıyordu. Bu Gökbeyaz'ın içini öyle bir rahatlattı ki bu kadına yüreğinden gelen bir hürmetle anne dediği için bir kez daha mutlu oldu. Eşikten içeri girdiklerinde Pusat'tan önce, hamile karnına rağmen o atılıp öptü kadının elini. Kadın ona sımsıkı sarılıp öperken, iki evladına da:

"Hoş geldiniz."  dedi.

"Hoş bulduk annem."

"Hoş bulduk anacım."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Oct 29 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Yılanın Kızı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin