Kırmızı Bölge

372 30 6
                                    

- Duydun mu? Geçen gün baloda bir çocuk bıçaklanmış. Çocuğu da Kont'un kızı ve Dük bulmuş. Bir de Dük'ün adamı mı ne.

- Dük mü yaptı dersin?

- Yok canım, çocuğu kurtarmak için balodakilerden yardım istemiş.

- Suçlu bulunmuş mu acaba?

- Nereden bileyim ben?

- E o zaman Dük'ün yapmadığı ne malum? Hem Kont'un kızı niye onlarlaymış?

- Saçma saçma konuşma. Dük'ün başka işi gücü mü yok? Kont'un ve Dük'ün ailelerinin yediği içtiği bile ayrı gitmiyor neredeyse. Sürekli dip dibeler zaten, kız da ondan oradadır.

İki kadın tartışırken yanlarına beti benzi atmış, soluk soluğa kalmış bir kadın daha geldi.

- Gördünüz mü, gördünüz mü?

Durdu ve derin derin nefes aldı. Koşarken yeterince yorulmuştu. Ama kadınlardan birinin bunu beklemeye sabrı yoktu. Kolundan çekiştirip sordu:

- Neyi gördük mü?

- Meydanda... Meydanda...

Diğer kadın araya girdi:

- Ne meydanda? Doğru düzgün anlatsana şunu!

Kadın, son kez derin bir nefes aldı ve gördüklerini anlatmaya başladı:

- Üç kişi daha öldürülüp kazığa oturtulmuş. Hele bir tanesi var ki, sormayın gitsin. Yüzü bile tanınmayacak haldeydi.

- Al işte, dedim ben sana. O çocuğu da Dük öldürdüyse zerre şaşırmam.

- O ne alaka şimdi yine?

Yanlarına koşarak gelen kadın, neler olduğunu anlamaya çalışır gibi onları dinlemeye başladı.

- Bence bu kazığa oturtma mevzusu da Dük'ün işi. Muhafızlar falan hikaye. O çocuğu da kesin o bıçaklamıştır.

- Yahu niye durduk yere çocuğu bıçaklasın, manyak mı bu adam? Hem gece gece canı sıkılıyor da "Ya ben bu gece gideyim de, suçlu bulup öldüreyim" mi diyor koskoca Dük? Nerede görülmüş böyle iş?

- Ben bilemem. O öyle demiyorsa ayda yılda bir muhafızlarının mı kafasına esiyor böyle şeyler? Öyleyse bile onun da durumdan pek rahatsız olduğu söylenemez, önüne geçmediğine göre. Hem...

Kadın sustu. Karşısındaki kadın, onun konuşup konuşmamak arasında kaldığını görünce sordu:

- Ne hem?

Kadın bunun üzerine devam etti:

- Pek de normal bir adam değilmiş diyorlar.

- Ne demek bu şimdi?

- Yani biraz psikopatmış falan da, şey de varmış...

- Ne kız? Söylesene, çatlatma insanı.

Kadın, görünürde kimse olmamasına rağmen sağa sola bakıp bundan iyice emin olduktan sonra yanıtladı:

- Hizmetçileri gereksiz yere etrafında görmekten pek haz etmiyormuş, hatta daha önce kendisine biraz yakın davranmak gafletinde bulunan iki kızcağızı da anında kapının önüne koymuş. Etrafında uçan dişi sinek sayısı bile bir elin parmağını geçmez. Balolarda da kolay kolay hiçbir kadınla dans etmiyor. Bu yaşına gelip hâlâ bekar olmasına hiçbir şey demiyorum zaten. Onun başına bir şey gelse Marsel Ailesi anında son bulur. Niye evlenmiyor bu adam?

Diğer kadın gözlerini devirip kahkaha atarak ona döndü:

- Seni bekliyormuş seni. Nerede kaldı benim Julia'm diyormuş her gece.

Zamansızların Ardından Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin