Karşısındaki bir çift yeşil göze boş boş baktı bir süre. Evlilik mi? Kesinlikle olmazdı. İyi ama ne demesi gerekiyordu ki şimdi?
- Evlilik...
Boğazının kuruduğunu hissetti ve birkaç kez öksürüp devam etti:
- Bu konuyu biraz etraflıca konuşabilir miyiz? Böyle oldubittiye getirmek istemiyorum.
Diavol'ün yüz ifadesi pek değişmemişti, ne düşündüğünü anlamak güçtü. Şüphelenmiş miydi? Anlayamadı.
- Bana seninle olan güzel anılarımı ve hayatımdaki diğer olayları hatırlamam için zaman verebilir misin?
Zaman kazanmalıydı. Kazanmalıydı ki Diavol'ün yaptıklarını bir bir ortaya serebilsin.
- Beklediğin birinden uzak durmana sebep olacak bir şey mi oldu?
- Hayır, öyle değil.
- O zaman sorun nedir?
Muhabbet Arya'nın beklediğinden daha sert bir şekilde ciddileşmişti. Asıl sinir bozucu olan Diavol'ün değişmeyen yüz ifadesiydi. Ne demesi gerektiğini kestiremiyordu. Yine oyunculuğunu konuşturacaktı, iş başa düşmüştü.
- Sen burada yokken çok kötü günler geçirdim ve yaşadığım her an benim için gerçekten zordu. Hâlâ geceleri kabuslarla uyanıyorum. En azından o kazanın izlerini az da olsa silmeden sana gelmek istemiyorum.
Sesine son derece üzücü bir hava katmayı başarabilmişti. Ama küçük bir sorun vardı. Şu anki tavırları ne kendisine ne de Sühan'ınkine benziyordu. Çok mu ileri gittim diye düşünürken Diavol, derin bir nefes alıp bir süre öyle durduktan sonra konuşmaya başladı:
- Yaralı olup olmaman umurumda değil. Yanımda ol yeter.
Arya, bu işten kendini kurtarabilecek gibi görünmüyordu. Ayrıca yaralı olup olmaman umurumda değil de ne demekti? "Yaralarını birlikte sararız." gibi bir cümle daha uygun olmaz mıydı?
"Bu da ne böyle? Gerçekten aşık birinin kendini ifade etme şekli mi bu?"
Diavol'e ters ters bakmamaya çalışırken bir anda aklına bir fikir geldi. İşe yaramayabilirdi ama yine de denemeye değerdi.
- Sen benim yanımda olsan?
- Efendim?
- Bana biraz zaman versen ama benden de gitmesen, olmaz mı?
Ne kadar yalandan söylüyor olsa da Diavol'e karşı böyle güzel cümleleri heba ettiğine inanamıyordu.
"Oyun oynamak zorunda olduğum kişi Arel olsa bunları söylemek daha kolay olurdu, eminim."
"..."
"Bir dakika bir dakika, ne? Arel mi olsaydı? Arel niye oluyormuş canım? O ne alaka ki şimdi? İyice kafayı yedim herhalde ben. Kesin Sühan kafasını falan çarptı bir yere o kazada, bu beyin kullanamamayı başka türlü açıklayamıyorum çünkü."
- Nasıl olacak o?
Diavol'ün sesi, onu kendine getirdi.
- Yani bir süre burada kalsan. Hem ben buraya daha çok adapte olmuş olurum, hem de birlikte güzel anılar oluştururuz. Ne dersin?
Diavol cevap vermedi bir süre. Ciddi ciddi düşünüyor gibi görünüyordu. Daha sonra sessizliğini bozdu ve konuşmaya başladı:
- Yani hemen evlenmeyelim, nişanlılığı biraz daha uzatalım ve ben bu süreçte senin yanında olayım istiyorsun, doğru mu anlıyorum?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zamansızların Ardından
FantasyHayatı, karmaşa ve mutsuzluk içinde sürüp giden Arya, bir gün tanımadığı bir ihtiyardan gizemli bir kitap alır. Kitabı okumaya başladıktan birkaç gün sonra rüyasında kendini, kitabın ana karakterinin yerinde bulur. Yoksa tüm bunlar rüya değil midir?