Diğerlerinden çooook daha uzun bir bölümle geldim.
Keyifli okumalar herkese.
💜
💜
Arya, saatlerdir sakinleşip yüzüne o sahte gülümsemesini kondurmaya çalışıyordu ama bir türlü başaramıyordu. Bu tarz olayları tarih kitaplarında görünce de sinirleniyordu ama olmuş bitmiş şeyler olduğu için üstünde durmakta da bir anlam görmüyordu.
Bir an duraksayıp hislerini sorguladı. Neden bu kadar öfke doluydu? Bu duruma ilk elden şahit olduğu için mi yoksa tüm bunların nedeni Arel olduğu için mi? Bunları yapan Arel değil de başkası olsa bu kadar sinirlenir miydi? Ondan böyle şeyler yapmasını beklemiyor muydu? Beklemiyorsa neden beklemiyordu ki? Adamı tam anlamıyla tanımıyordu bile.
Kafasındaki onlarca soruyu zihninin derinliklerine itti ve zoraki bir gülümsemeyle kapıyı çaldı. Çok geçmeden kapı açıldı ve ardından Marin göründü. Marin, Arya'ya gülümseyerek onu içeri buyur etti. Arya, gözlerinde çakan şimşekler ve buz gibi gülümsemesiyle tek kelime etmeden içeri geçti. Daha sonra yemek odasına gittiler ve masaya karşılıklı oturdular. Başköşeyi ise boş bırakmışlardı. Orası Arel'in yeriydi ve Arya şu anda ters ters oraya bakıyordu. Onun bakışlarını fark eden Marin, tatlı tatlı konuşmaya başladı:
- Abim bize eşlik etmeyecek, işleri bitmemiş.
- İsabet olmuş.
- Efendim?
- Yani onsuz yiyeceğiz mecbur, yapacak bir şey yok.
Onlar konuşurken yemekler servis edilmeye başlamıştı bile. Sessizce yemeklerin servis edilmesini beklediler. Hizmetçiler, işlerini bitirip gittikten sonra Arya, Marin ve odadaki sessizlik baş başa kalmışlardı. Marin, Arya'nın bu tavırlarının nedeninin hâlâ ona kızgın olmasından kaynaklandığını sandığı için konuşmaya bir türlü giremiyordu. O yüzden ilk konuşan Arya oldu:
- Marin, kusura bakma. Bugün biraz... Nasıl desem? Gerginim. Anlatabiliyor muyum?
"Dövseydim kızı bir de. Niye o kadar sert söyledim ki? Belki de Murat'ı dinleyip bugün gelmemeliydim. İyi de bugün gelmeseydim ne fark edecekti? Daha sonra geldiğimde yine aynı şey olacaktı. Her neyse, Arel'le konuşana kadar rahat yok bana, anlaşıldı."
Marin, üzgün bir şekilde başını önüne eğip cevap verdi:
- Anladım.
"Yapma, eski Arya olma. Yapma."
- Marin, yanlış anlama. Bugün benim için pek iyi gitmedi, ondan böyleyim.
- Ben sandım ki...
- Dün olanlar için hâlâ sana kızdığımı sandın, değil mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zamansızların Ardından
FantasyHayatı, karmaşa ve mutsuzluk içinde sürüp giden Arya, bir gün tanımadığı bir ihtiyardan gizemli bir kitap alır. Kitabı okumaya başladıktan birkaç gün sonra rüyasında kendini, kitabın ana karakterinin yerinde bulur. Yoksa tüm bunlar rüya değil midir?