8-GÖREV

14.8K 949 219
                                    

Selamlaaarrr!!!

Yazarınız karnına taş bağlayan, kargaların araçlar kırsın diye yere attığı cevizlerle beslenen, su için yağmur dansı yapan fakir birisi olduğu için internet konusunda çok müşkil bir durumda. Bölüm normalde çok önceden yazılmıştı ancak paylaşamadım. Sorry :(

Sizleri fazla oyalanmadan bölüme gönderiyom, iyi okumalar!

╾━╤デ╦︻

"Ah sana vah sana." Dedim sırıtarak. Şüheda önce şaşkınca sonra da yazıklar olsun dercesine bakışlar attı bana.

"Geldiğimden beri ilk kez güldüğünü görüyorum ona da sevinemiyorum!" Diyerek inledi.

Şuan son izin günümün kahvaltı masasındaydık. Şüheda adamı görür görmez 'aşık' olmuş, sonra da içtiği bol sarımsaklı işkembe çorbası yüzünden sarımsak kokmasıyla rezil bir duruma düşeceğini düşünerek daha muhallebimi yiyemeden beni yaka paça dışarı çıkartmıştı.

"Artık abartıyorsun." Dedim sırıtmamı yüzümden silerek. Tamam, dalgasını geçiyor olabilirim ancak bendeki de baştı yani. Zaten son izin günümdeyim. Bıraksın da doya doya uyuyayım.

"Abartıyorsun mu?!" Diyerek hemen hırçınlaştı. Aniden ayağa kalktığında sandalye ufak bir cızırtıyla geriye sürtündü. "Ne abartıyorsunu Akay?! Görmedin mi adamı? O koyu kahve saçları, açık kahve gözleri, esmer teni, uzun boyu, mafyatik tarzı, yaydığı aurası, bedeninden yayılan sigara kokusu ve de o kasları..." Durdu. Biraz düşündü ve aydınlanma yaşamış gibi kaşlarını kaldırdı. "Şimdi fark ettim de resmen senin erkek versiyonun gibiydi." Mest olmuşçasına bir gülüş belirdi yuvalak yüzünde. "Ay ben bir kez daha aşık oldum."

"Şüheda," Dedim dirseklerimi masaya dayayıp parmaklarımı birbirine kenetlerken. "Eğer susmazsan seni sikim sikim sikerim." Biraz daha dikleşerek devam ettim. "Ya da evden atarım." Bunun üzerine sustu. Rahatça kahvaltımı yaptım. Şüheda sofrayı kaldırırken ben de yarın için üniformamı ütüledim. Banyo yaptığım gibi hemem yatağa geçip uyudum.

╾━╤デ╦︻

Yazardan

Alkan bey gülsem mi, ağlasam mı aq? bakışları atarak karakol müdürünün odasına girdi. Orgenerali karşısında gören polis şefi hemen ayağa kalktı.

"Hoşgeldiniz komutanım." Alkan bey, sanki babasının malıymış gibi rahatça masanın önündeki deri koltuğa oturdu.

"Nasılsınız, birşey ister misiniz?" Diye sordu emniyet müdürü, Serhat bey.

"İyiyim, sağolun." Bir an gülme isteği tuttu Alkan beyin. Hemen elini dudaklarının üstüne götürüp kaşıyormuş gibi yaptı gülmesini durdurmak için.

"Benim ne için geldiğimi anlamış olduğunuzu umuyorum." Alkan bey kendini toparladı hemen. Emniyet müdürü hemen cevapladı soruyu.

"Evet komutanım. Uzaklaştırma kararına uymadığı için binbaşı Akay Gürgen'in şikayeti üzerine bir süre nezarette kalacak. Eğer isterseniz hemen çıkaralım Zafer beyi." Kısa, hem de çok kısa bir an düşündü orgeneral. Sonra da şeytanice sırıttı.

"Gerek yok, amirim. Bir iki gün misafir edin siz. Madem bir savcı olarak kurallara uymuyor, cezasını da çeksin." Yalandı. Alkan bey çarpılmamak için içten içe dua ediyordu. Tek isteği evde karısıyla baş başa zaman geçirebilmekti.

LAKAYITHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin