Aga aglicam ühühü
Oruçlu oruçlu okula gitmek = ispanyol eşeği
Okulu bulan kişinin ben amk ya
Yusuf Tekinin de ben amk
Okulun da amk
Dersin de amk
Okula giden yolun da amk
Müdürün de amk
Hocaların da amk
Kısaca hayatın amına koyim
Neyse siz geçin bölümü okuyun karakterler kendi kendini yazarken ben de en yaratıcı küfürlerimi sunayım okul ile ilgili herşeye
╾━╤デ╦︻
Helikopterin, daha doğrusu iki helikopterin gelmesiyle hepimiz ayaklandık. Alpay binbaşı yerde 1,80 yatan Kurt'u kolundan tutup helikopterlerden birine attı. Evet, helikopteri beklerken bu piçi de gidip getirmiştik. Hâlâ yaşıyordu. Zaten öyle kuru kuruya ölmesini istemiyordum.
Kıvanç binbaşının verdiği emirden sonra yanına pek yaklaşmamıştım. O ise bu halime bakıp sırıtmıştı. Ulan küçük yarrak sen benim rütbemin altında olacaktın da sikecektim seni. Ama işte komutandı. Ah ah... Ben o kazayı geçirmeyecektim de şimdiye yarbay rütbesine ulaşacaktım.
Bir helikopterde Pençe, diğer helikopterde Ötüken timi vardı. Kıvanç binbaşı ile yan yana gelmemek için Pençe timinin olduğu helikoptere doğru ilerledim. İlerleyemedim.
"Binbaşı Akay," Diye seslendi komutan. "Bu helikoptere!" Dedi. Ama emretmemişti. Tam binmiştim ki ne yaptığımı anlayıp sihirli sözcüğü söyledi. "Bu bir emir!" Pençe timinin helikopterinden inip Ötüken timinin olduğu helikoptere bindim. Sanki inadınaymış gibi Kıvanç binbaşı tam da yanıma oturdu. Kasaturamı alıp ona saplamamam için tek neden üstüm olmasıydı.
Bu arada konudan bağımsız bunun soy adı neydi lan? Abudik bubidik bir soy ismi vardı. Ama boşver. İllaki öğrenilir, boş yere çaba sarf etme.
"Ee binbaşı, görev nasıldı?" Diye sordu. Bana mı öyle geliyor yoksa sesi mi keyifliydi? Umarım bana öyle geliyordur yoksa çok pis kıl olurum buna.
"Sağolun komutanım." Başımı binbaşının ters yönüne, yanımdaki cama çevirip dışarıyı izledim.
"Kalkıyoruz komutanım!" Diye seslendi pilot. "Kalkalım oğlum." Diye cevap verdi Kıvanç binbaşı.
"Komutanım ben kızım." Diyen pilot ile içerideki herkes -ben ve komutan dışında herkes- kahkahalarla güldü. Komik miydi? Komikti. Ama sırf komik olduğu için gülmeyeceğim.
"Kalkalım." Dedi bozulmuş suratla komutan. İşte buna keyifle sırıttım. Ama içimden.
Helikopter havalandığında diğer timin helikopteri çoktan yola çıkmıştı bile. Ulan komutan... Ulan! Ne vardı onlarla gitseydim?
"Bana bak binbaşı." Diye yine bir emir daha verdi. Dişlerimi sıkarak yavaşça ona döndüğümde siyah gözleriyle karşılaştım.
"Timin yeni keskin nişancısıyla tanışın." Diyerek timine beni gösterdi. Lan bu adam nereden biliyor, demiyeceğim çünkü time gelecek bir askerden elbette haberi olurdu.
"Bileğinize kuvvet komutanım. Yüzbaşı Nefes Karasu. İstihbaratçıyım." Gözleri ve saçları bal renginde, ufak tefek bir kızdı. Gözleri hafif çekik, küçük ve dolgun kırmızı dudakları vardı. Çok güzeldi. Ancak yüzü mahvolmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LAKAYIT
Random"Şuan itibariyle şehirden bile çıkışınız yasak. Her hareketiniz kontrol altında tutulacak." "Peki sen, binbaşı?" Diye sordu. "Biyolojik olarak benim kızımsın. Kayıtlarda DNA testi raporu var. Neye güvenerek böyle konuşuyorsun?" "Merak etmeyin, Alkan...