46-AHİN

961 131 152
                                    

Abi ben bu sefer de annemin favori sürahisini kırdım.

Ve babamın kulaklığını da kopardım.

Yok edin beni jhdjjdjdhd

╾━╤デ╦︻

"Önceki bölümde Karaca'nın günlüğünün son sayfasını okumuştuk. Orada Karaca eniştesinin Ahin olmasından şüphelendiğini yazmıştı. Güney, son sayfanın fotoğrafını çekerek Lakayıt karargahına gitmişti. Umay ve Akay ise ailelerinin mezarındaydılar. Arabaya giderken Akay, onlardan habersiz ismini nasıl değiştirdiğini sormuştu Umay'a. Umay, Alpay ve Mir'den yardım aldığını söylemişi. Alpay'ın sevgilisi olduğunu ağzından kaçırmıştı. Ve Mir'e enişte demişti. Akay ile bunun tartışmasını yaşarken Mir, Akay'a mesaj atmıştı. Birbirleriyle mesajlaşırken Akay, Umay'ın ona enişte dediğini ve kendisini Mir'in baldızı ilan ettiğini söylüyor. Mir, dolaylı yoldan evlilik teklifi ima ediyor. Akay ne yapacağını bilemez hale geliyor ve o sırada konuşan Umay'ı arabadan kovuyor. Gelen mesajla tekrar telefonuna bakıyor ve amcasının mesajıyla karşılaşıyor. Güney, Karaca'nın tahmininin doğru olduğunu, Karaca'nın eniştesi Soner'in gerçekten de Ahin olduğunu yazmıştı."

"Bin arabaya!" Diye bağırdım. Umay bana ters ers baktı ama inat etmeden bindi. Ben de o biner binmez hemen arabayı çalıştırdım.

Kısa sürede konağa varmıştık. Bu konak meğer Gürgen dedenin eviymiş. Normalde üst katta altı oda varmış ancak amcam odaları birbirine bağlamış. Böylece üç oda, her odada bir banyo ve derince gömme dolap olmuştu. Gerçi, amcamdan öğrendiğime göre o gömme dolabın arkasında gizli bölme, o bölmede de silah cephaneliği gibi bir şey varmış.

Umay'ı orada bırakmış, askeriyeye gitmiştim. Kapıda durup kimliğimi gösterdim. Askeriyey çok az geldiğim için hâlâ çoğu kişi beni tanımıyordu. Artık şuraya daha sık gelmeliyim anasını satayım.

Pençe timinin, yani Alpay'ın komutanı olduğu timin odasına geldim ve kapılarını tıklattım. İçeriden gelen giriş izniyle de odaya girdim. Ancak girmez olaydım. Resmen cehennem gibiydi.

Bu kadar sarışını kim buldu amına koduklarım?!

"Evet?" Diyen bir sarışın, oldukça asık suratlıydı. Zaten sadece üç sarışın vardı odada. Birsi boş boş yeri izliyor, diğer sarışın kitap okuyor, diğeri ise uyuyordu. Gelişimle uyuyan hariç diğer iki sari pipinin kafası bana dönmüştü.

"Binbaşı Gürgen. Binbaşı Günata'ya geldim." Hemen ayağa kalktılar. Kitap okuyan sarı pipi, uyuyan sarı pipinin kafasına vurdu.

"Ne oluyor amına koyim?.." Dedi uykulu uykulu. Sonra beni ve hazır ola geçmiş diğer iki sari pipiyi gördü ve hızlıca hazır ola geçti.

"Rahat." Komutumu yerine getirdiler.

"Ayakta kalmayın, komutanım. Buyrun. Konutan birazdan gelir." Asık suratlı sarı pipinin gösterdiği koltuğa oturdum rahatça. Sari pipileri görmeye daha fazla tahammülüm olmadığı için yerdeki zemini izledim. Zaten Alpay'ın birazdan geleceğini çok iyi biliyordum. Buraya gelmemi isteyen oydu.

Çok geçmeden Alpay odadan içeri girdi. Onun girişiyle üç sarı pipi de hazır ola geçti. Alpay'ın elini kaldırmasıyla rahata geçtiler. Ben ise ağa gibi yayıldığım koltukta onun diğer üç sari pipiyi göndermesini izledim. Odada yanlız kaldığımızda Lakayıt değil, intikam yoldaşı Sancak oldum.

Hayır, Dincer poku olan Sancak değil. Anlı şanlı Lakayıt'ın sembolü olan Sancak.

"Güvenli?" Dediğimde onayla başını salladı. Telefonumu çıkardım ve Yuva'yı aradım. Sihirli sözcüğü söylememle Yuva hatta girdi.

LAKAYITHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin