LAKAYIT

50-KARARGAH

Selamün aleyküm ey Lakayıt ahalisi yine ben geldim

Normal, bildiğimiz, sıradan bir bölüm ancak anormal bir Ako ile karşınızdayım.

Hadi bakem bolüme geçek :)

Olm şu :) seysini atmaktan artık ben bile tırsıyotum beni de bir korkutmuyor değil jdbdhhd

╾━╤デ╦︻

"Önceki bölümde Akay, Alpay ve Alçin, birlikte sohbet ettikten sonra Ates ve Su oynamışlardı. Daha sonra Güney, Akay'ı aramış, Umay'ın karakola düştüğünü söylemişti. Kendisi Hakkari'de olmasına rağmen üşendiği için Akay'ı ikna etmişti gitmesi için. Akay ve Alpay, Mir'in abisi Emir'in eşliğinde Hakkari'ye gitmişlerdi. Karakol müdürüyle Akay arasında tehtid unsurlu bir konuşma geçmişti. Kavganın kamera kayıtlarını izlemişlerdi. Karşı taraf odaya getirlimişti ve Akay içlerinden birisine yumruk atmıştı. Bir süre sonra şikayet geri çekilmişti. İfade verildikten sonra Mir ve Umay çıkmıştı. Emir, acil işi olduğu için hemen gitmişti. Akay, Mir'i eve bırakmayı teklif etmişti. Önce hastaneye gidip yaralarına baktırmış, ardından da eve doğru yola çıkmışlardı. Umay, Akay'ı ikna ederek Mir ile Akay'ın baş başa kalması için kendisini konağa bırakmalarını sağlamıştı. Mir ve Akay, ilk önce bir kafeye gitmişlerdi. Aralarında tatil başlıklı bir muhabbet geçmişti. Akay'ın hiç doğru düzgün eğlenceli bir tatil yapmadığını anlayan Mir, Akay'ın yanından ayrılmış, hesabi ödedikten sonra da Akay'la birlikte çıkmışlardı. Akay'ın arabasını sürme iznini aldıktan sonra onu bir lunaparka getirmişti. Akay ilk başta huysuzlansa da daha sonra ayak uydurmuştu. Oyuncaklardan sonra poligon atışı yapmışlardı. Bir keskin nisancı olarak Akay, tabi ki tüm hedefleri tutturmuştu. Mir de sadece üç hedefi kaçırmışı ancak yine de ikisi de odül kazanmıştı. Akay'a peluş aslan, Mir'e peluş kedi vermişlerdi. Akay bu konuda dalga geçmişti. En son elma şekeri almışlardı. Şekerleri bittikten sonra bir çardağa oturmuşlardı. Mir ve Akay arasında evlilik ve aile kurma konusunda ciddi bir konuşma gerçekleşti. Akay, Mir'e çocuk sahibi olamayacağını, yani ona bir aile veremeyeceğini söylemişti ve Mir, bunun Akay'dan daha önemli olmadığını söylemişti. En sonunda Mir, Akay'ı aile kurabileceklerine ikna etmişti ve bir cesarettir ki aniden Akay'a evlilik teklifi yapmıştı. Akay da kabul etmiş, haftaya istemeye gelmelerini söylemişti. En son Akay, kendine yeni bir telefon almayı düşünüyordu çünkü kendisinde Mir'in fotoğraflarının bulunmasını istemişti."

Öfkeliydim. Yani resmen birisi gelip de bana seslense onu sikecek kadar öfkeliydim. Yoktu yani böyle bir öfke. Sakin kalmaya bile çalışamıyorum amına koyim. Yok abi, ben sikecem bu adamı.

"Ne demek 'Efsun yemeğe geliyor'?" Gözlerim seğirdi.

"Efsun demedim. Efsun'um dedim." Diye ters ters konuşurken bir yandan da patlıcanları yıkıyordu.

"Lan sen beni delirtecek misin?!" Diye bağırmamla bir noktaya dalmış gitmiş, elindeki tabaklara bakınan Umay, yerinden sıçrayıp iki tabağı düşürdü.

"Akay ne diye bağırıyorsun?! Ödüm koptu!" Elindeki tabakları tezgaha koydu. "En sevdiğim tabak takımı bozuldu ya." İçi gide gide baktı kırılmış o iki tabağa.

"Alırım yenisini." Dedim bağırmadan. Sonra tekrar amcam olacak dingile döndüm. "Müsade etmiyorum lan!"

"Ben de izin istemedim lan, çük kafalı!" Diye bağırdığında elimdeki bıçağı şak diye kesme tahtasına sapladım.

"Bak benim tepemin tasını attırma!" Sinirle ona döndüm. O da elindeki bıçağı bana doğrultmuştu. Tam tekrar ağzımı açmıştım ki yeni telefonuma mesaj bildirimi geldi. Elimi havluyla sildim ve telefonu elime aldım.