Yeni bir bölüm ve duuruyla ben geldim piyade tüfekleri
Duyurum şu; çoğu kişi Appstoreda Wattpad'in gözükmediğini söylüyor ve bu yakında Wattpad'in tamamen silinebileceği ihtimalini göz önüne getiriyor.
Eğer watty tamamen giderse kitap yarım kalacak, Ölmüş kitabının devamını getiremeyeceğim ve Yuva kitabına başlayamayacağım.
Bu yüzden hiç istemesem de oç evladı Çizgi Studio'ya taşınmak zorundayım (╥﹏╥)
Ulan o platform da watty gibi ev sıcaklığı vermiyor ki. Çok resmi. Bana göre eba ve e okuldan farkı yok.
Hay amk şansımıza.
BEN EVİMİ GERİ İSTİYORUM AMK KELLERİ!!!!
╾━╤デ╦︻
"Önceki bölümde Akay, Adıyaman tütünü övmüştü. Tabi içinden. Daha sonra Kıvanç binbaşı, bir görev geldiğini ve hemen sınır köylerinden birisine giderek teröristlerin rehin aldığı kişileri kurtaracaklarını söyledi. Gelen helikoptere bindiklerinde Kıvanç binbaşı, pilotu erkek sanıp oğlum demişti ve pilot olan kız ikidir oğlum diyorsun ayıp oluyor diye yanıt vermişti. Tim, helikopterden indikten sonra yürüyerek terk edilmiş gibi duran bir köye gelmişlerdi. Tim ikişer kişi olmak üzere üç takıma bölünüp dağılmıştı. Nefes ve Akay, köyün arka taraflarını araşırırken etrafları silahlı yedi terörist tarafından sarılmıştı."
Boş gözlerle karşımdaki yedi soysuza bakıyordum. Eğer üç tanesini silahla devre dışı bırakırsam, diğer dördünü yakın dövüşle yenebilirdim. Ama ilk önce evlerin içini araştıran Arif ve Ege'nin buraya yaklaşması için biraz zaman kazanmalıydım.
Gerçi, ya onlar da bizim gibi bir durumdaysa?
Nefes'e baktım. Sakindi, ifadesizdi. Tabi gözlerindeki bakışı görmesem. Hani insanın gözlerinde nefret ateşi yanar ya, bu kızda ateş yanmıyordu. Resmen buzul nefret fırtınası vardı.
Karşımızdaki sırıtan yediliye baktım. Bir dejavu hissi sardı beni.
Dışarıdan silah sesleri geliyor. Kapıya koşuyorum ve o an tüm sesler kesiliyor. Kapıyı açıyorum, karşımdaki silahlı kişilere bakıyorum. Bana sırıtıyorlar ve beni öldürmeden gidiyorlar.
Artık devir değişmişti ama. Ben buradayım, Lakayıt burada. Kimse, hiçbir güç Lakayıt'ın yanında birisini öldüremez ya da Lakayıt'ın yanındakine el süremez. Ellerini uzattıkları an bırak o eli kırmayı, kökünden kopartırım.
Elimi göğsümdeki cebe atatığım an tüm silahlar bana döndü. İt soylu oruspu çocuklarının götü yamuk yarraklarından birisi bağırdı. "Kapırdama! Vururuz!"
"Kes lan!" Yüzümü buruşturup başımı keskin bir hareketle ona çevirerek bağırdığım zaman irkilip bir adım geriye gitti.
Cebimden sigara paketimi aldım, bir dalı dudaklarım arasına koyup yine cebimden çıkardığım çakmakla yaktım. Paketi bu sefer Nefes'e uzattım. Nefes de bir dal çekti. Çakmakla onun sigarasını da yaktım. Diğerleri ise drone görmüş Anadolu çobanı gibi bakakaldılar.
"Son sigara." Dedim sakince. Aslında hafiften sırıtıyordum. Unuttukları bir şey vardı, tim kulaklıkları. Şuanda beni duyuyorlardı. Aynı zamanda şuan Yuva ile de bağlantıdaydım. Sağ kulağımda tim, sol kulağımda Lakayıt karargahına bağlı kulaklıklar vardı ve ikisi de aktifti. "Yuvama dönemeyeceksem son sigaramı içmeliyim." Şuan Yuva'ya etrafımın sarılı olduğunu söylemiştim ve aynı zamanda tim de aşımızın dertte olduğunu anlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LAKAYIT
Random"Şuan itibariyle şehirden bile çıkışınız yasak. Her hareketiniz kontrol altında tutulacak." "Peki sen, binbaşı?" Diye sordu. "Biyolojik olarak benim kızımsın. Kayıtlarda DNA testi raporu var. Neye güvenerek böyle konuşuyorsun?" "Merak etmeyin, Alkan...