Herkese salam bana sucuk ey watty ahalisiiii
Ben geldim. Evet gecenin köründe geldim ama umrumda değil ne de olsa tamamlamışım bölümü :)
Sonlarda üç Kürtçe cümle geçecek, anlamları da en alta yazacam belirteyim
Hadi iyi okumalar
╾━╤デ╦︻
"Önceki bölümde Mir, süzgeci suyla doldurmuş ve Akay'ı almıştı. Sonrasında yüzükler de takılmıştı. Akay bi' ara yüzüğü orta parmağına takmayı düşünmüştü. Daha sonra Efsun sayesinde ikisi baş başa kalabilmişlerdi. Birbirlerine takılarak, azıcık didişerek, bol bol düşünerek ve evleneceklerine inanamayarak bir sohbet gerçekleştirmişlerdi. Mir o sırada Akay'a yarın için bir süprizi olduğundan bahsetmişti. Bu konuşmanın sonunda ikisi de tekrar diğerlerinin yanına dönmüşlerdi. O sırada da erkek tarafı gitmeye hazırlanıyordu. Mir, yine vedalaşırken de yarın bir şey olacağından söz etmişti. Erkek tarafı gidince Gürgen ailesi de Akay'ı dinlenmesi için odaya postalamıştı. Akay ilk başta uykun yok, yorulmadım diye kendi kendine düşünüyordu ama yatağa girer girmez uyumuştu. Sabah heyecandan uyanmıs ve bir faha da yatamayınca antrenman yapmıştı. Sonra kendi odasına geçmiş, banyo yapışının ardından da Umay, odaya girmiş ve Akay'ı kahvaltıya çağırmıştı. Akay ve Umay mal mal konuşurken Yüzbaşı Nefes aramıştı. Aramayı yanıtlayan Akay, zorla ve biraz tehtid sayesinde Nefes ile arasındaki resmiyeti yok etmeyi başarmıştı. Daha sonra da Uamy ile aşağı inmişlerdi. Kahvaltıdan sonra da Mir ile buluşmak için hazırlanmıştı. Mir kapının önünde olduğunu mesaj atınca Akay, aşağı inmiş ve evden çıkmıştı. Daha sonra Mir ile sarılmış ve selamlaşmışlar, ardından da arabaya binmişlerdi. Arabada sohbet etmişlerdi. Akay, müzik açmak istemişti ancak daha sonra istediği müziği bulamayınca vazgeçip camdan dışarıyı seyretmişti. O sırada da Mir, artık her ne yapmışsa arabada Akay'ın en sevdiği şarkıcı olan Selda Bağcan'ın şarkısı çalmıştı. Böyle böyle yola çıkmışlardı işte. Ancak Akay'ın içine de kötü bir his doğmuştu."
Gayet eğlenceli bir yolculuğun ardından araba durmuştu. Mir kendisi arabadan hızlıca indi ve geçip benim kapımı da açtı. Bunu başkası yapsaydı benim elim yok mu lan amın evladı diyerek temiz bir dayağa çekerdim ancak Mir, benim premium üyemdi.
Arabadan indiğimde elimi tuttu ve birlikte dört katlı, çocuksu şekilde tasarlanmış bir binaya doğru yürüdük. Dört katlıydı, büyüktü ve rengarenkti. Yine büyük bir bahçesi vardı. Bahçede renk renk çiçekler, meyve ağaçlari ve oyun alanları bulunuyordu. İçeriden sesler geliyordu.
"Burası neresi?" Binayı süzdüm tekrardan. Sonrasında da gözüme pencereler takıldı. Küçük çocuklar vardı hep. Ve ancak o zaman binanın üzerinde yazan tabela dikkatimi çekti.
Gürgen-Atalay Çocuk Esirgeme Kurumu
"Mir?" Diyerek arkamda kalan adama baktığım.
"Ailesi olmayan, terör saldırılarından kurtarılan, evlerinden kaçan, evdem atılan ve kaybolan çocuklar için Akay Gürgen Atalay adına bir Çocuk Esirgeme Kurumu yaptırdım." Gözlerini kaçırarak ensesini kaşıdı. "Sadece Hakkari'de değil, her ilde bir şube daha var. Her şubede yüze yakın çocuk var. Çocuklar burada hiçbir şeyleri eksik edilmeden, şiddet ve kavgadan uzak bir şekilde büyüyecek. Eğitim konusunda da her türlü destekleri olacak."
"Mir, bu-" Demiştim ki sözümü kesti.
"Lunaparka gittiğimiz gün bana anne olamayacağını söylemiştin. Ben de sana bunun sadece doğurmakla alakası olmadığını söylemiştim. O günden beri her ilde senin adına Gürgen-Atalay Çocuk Esirgeme Kurumları kurdurdum. Tüm yardıma muhtaç çocukları topladım." Sadece şaşkınca dinledim onu. Dilim tutulmuş gibiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LAKAYIT
Random"Şuan itibariyle şehirden bile çıkışınız yasak. Her hareketiniz kontrol altında tutulacak." "Peki sen, binbaşı?" Diye sordu. "Biyolojik olarak benim kızımsın. Kayıtlarda DNA testi raporu var. Neye güvenerek böyle konuşuyorsun?" "Merak etmeyin, Alkan...