33- OKEY

3.8K 391 138
                                    

Yeni bir bölümle karşınızdayım. Dün atamadım, işlerim vardı.

İstek bir şarkı ile sizi bölüme uğurluyorum.

╾━╤デ╦︻

"Önceki bölümde Akay, Güney'in saldığı kurbanlık ineği, Alpay ve Mir ile birlikte durdurmuşlardı. Akay, amcasının bu yaptığına sinirlenip ona saldırmıştı. Ardından amcasını sinirlendirmek için gençlik mektuplarını söylemişti. Kurbanı kesmişler, et dağıtımı için Şüheda ve Güney'i göndermişlerdi. Akay banyo yaptıktan sonra kıyafet yokluğundan Şüheda'nın elbiselerinden birisini ve kendi postallarını giymişti. Mir ile aralarında kısa bir sohbet geçmişti ve aralarındaki resmiyeti atmışlardı. En son okey oynayacaklardı."

Önümüzde ıstakalar, ıstaka üzerinde taşlar ve bizim üzerimizde ise gerginlik vardı. Ben ve amcam birbirimize pür dikkat bakarken olaya Suriyeli kalan Mir ve Alpay sadece bizi izleyip olayı anlamaya çalışıyordu.

"İlk benden başlar." Dedi amcam. Bizde on dört taş varken onda on beş vardı. Hiçkimse itiraz etmedi.

"Hayır, benden başlayacak." Elindeki taşı kapıp geri çekildim. "Karşında dünki çocuk yok, amca. Tavlayı hatırlatırım." Ona açık açık hile yapacağını söylemişim.

"Adamı deli etme, fırıldak. Ver şu taşı!" Taşa baktığımda joker olduğunu gördüm.

"Ulan şerefsiz! Bir de geçmiş jokeri almış. Nah sana ilk başlamak!" Istakaların üstünden uzanıp elimdeki taşı kapmaya çalıştı.

"İlk benden başlar!" Dediğinde sırıttım ve taşı Mir'e verdim.

"Senden başlayacak. Verme sakın şu taşı, sikerim belanı!" Dediğimde tuhaf karşılaşa da dediğimi yaptı.

"Ver onu bana, doktor ağa. Asıl ben sikerim ecdadını!" Diyen amcama keskin bakışlar attım.

"Efsun geliyor bak..!" Diye tehtid ettiğimde bana şok, sinir ve gurur karışımıyla baktı. O susup yerine geçtiğinde Mir'e yanaştım ve kulağına fısıldadım.

"Sakın rahat oynama, bu normal bir oyun değil. Eğer ilk eli o açarsa ortaya bahis koyacak ve inana bana, koyduğu bahis hepimizi sikmek üzere olacak. Kimseye çaktırma, sana yardım edeceğim."

"Anladım. Yardımlaşma yaparız." Amcama bakarken sırıttım.

"Eğer renk gösterirsek farklı renk, sayı gösterirsek aynı renk farklı sayı. Tamam mı?"

"Tamam." Amcam da Alpay'a bir şeyler anlatıyordu. Alpay başını sallayınca o da sırıtarak bize döndü. Böylece oyun başlamış oldu.

Mir başladı, sıra amcama geldi. Amcam bir taşı koydu ve ortadan taş aldı. Alpay ıstakasına baktı, ardından amcamın bıraktığı taşı alıp kendisi kırmızı renk, üzerinde 3 rakamı olan taşı bıraktı. Istakama baktım, bende aynı taştan iki tane vardı. Aynı taştan bir tanesini bıraktım ve ortadan taş aldım.

Aradan on dakika geçti. Daha hiç kimse el açamamıştı. Amcam bu durum yüzünden fazlasıyla hırs yapmıştı. Çünkü Mir'e işaret vererek onun hilelerini dolaylı yoldan engellemiştim. Bu Alpay da az değildi. Amcamla örgütleşmişlerdi ancak garibim, amcam ona fake atınca genç kocası tarafından aldatılmış yaşlı nineler gibi kalacaktı ortada.

Bacağım hafifçe dürtüldüğünde etrafı kontrol edip göz ucuyla Mir'in eline baktım. Siyah renk, üzerinde 11 yazan taşı gösterdi. Parmağıyla hafifçe renk tarafına dokundu ve parmağını aşağı kaydırdı. Üzerinde 11 yazan, yeşil bir taş istiyordu. Etrafı kolaçan edip bendeki taşı gizlice ona verdim ve onun taşını kendim aldım. Oyun sırası bana gelince de o taşı bırakıp ortadan taş aldım. Mir bir taşı ortaya koydu.

LAKAYITHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin