2.BÖLÜM

52.9K 1.8K 184
                                    

Merhaba,

2.Bölüm ile karşınızdayım. 1.Bölüm'e yapmış olduğunuz yorumlarla beni çok mutlu ettiniz. Tekrar çok teşekkür ederim yorumlarınıza ve oylarınıza. Ufak bir bilgi verip hemen bölüme geçeceğim...

***1.Bölüm'de kurguyu etkilemeyecek ufak değişiklikler yapılmıştır. Yani ileriki bölümlerde elbet kafanız karışmayacak. Ama bu şekilde bölüm daha düzenli oldu. Tekrar bakmanıza gerek yok. Siz bilirsiniz :)***

Bu bölümü çok kısa bir zaman önce hayatıma giren ve benim çok sevdiğim canım Emine'me (Emine Akyol)'a ithaf ediyorum. Her zaman yanımda olup, bana sevgini hep hissettirdiğin için kocaman teşekkürler. İyi ki varsın.

**Görseldeki yakışıklı adamım Cengiz Aslan. Kendisinin yakışıklılığı bence karakterinden geliyor. Ben Cengiz'i yazarken ayrı bir keyif alıyorum. Umarım siz de okurken keyif alıyorsunuzdur :)**

Keyifli okumalar :)

****


"Dileğin gerçek olsun meleğim."

Umarım annecim...

"Hediyelerini merak etmiyorsun herhalde Berrak."

"Ediyorum baba ama siz zaten bugünü unutmayarak bana en güzel hediyeyi verdiniz. Kendimi şuan o kadar değerli hissediyorum ki."

Bir de "o"nu verebilseydiniz keşke...

"Kalp ışığım sen hep değerlisin, bunu asla sadece bugün hissetme. Hediyelerimizi artık verelim bence. Ama ben hediyemi en son söyleyeceğim. Annen ile yaptırdığımız özel bir hediye var, onu şimdi verebiliriz."

"Nasıl bir hediye?"

"Böyle bir hediye..."

Babamın mücevher kutusundan çıkardığı kalp kolyesi; etrafına ışık saçıyormuş gibi gözüküyordu. Kalbin etrafında küçük ışığa benzer şeyler vardı. Babam genellikle 'kalp ışığım' dediği için bunu ölümsüzleştirmek istemişti, herhalde.

"Beğendin mi kalp ışığım? Fikir annendendi. Harika bir fikir değil mi?"

Bayılmıştım. Şuan nutkum tutulmuştu. Gerçekten harika bir fikirdi. Cevap vermek için kendimi topladım.

"Bu hediye; hem çok güzel hem de çok özel. Çok teşekkürler. Gerçekten çok beğendim. Çok! Harika."

Annem ve babam ile tekrar kucaklaştığımızda hediye sırası Murat'a geçmişti. Elinde küçük bordo renkli, kadife bir kutu vardı. Ne almıştı o öyle? Düşüncelerimi anlamış gibi konuşmaya başladı ve kutuyu açtı bir anahtar vardı. Şaşırmıştım.

"Berrak, seninle iki yıldır tanışıyoruz ama sanki birbirimizi yıllardır tanıyoruz. Biliyorsun benim için ne kadar değerli olduğunu. Aslında böyle konuşmaları hiç yapamam. Kısacası kitap okumayı çok sevdiğin için sana benim şirkette kullanılmayan büyük odayı sana kütüphane haline getirdim. Kendi ayarladığım kitapların yanına bir de senin kütüphanendeki kitapları eklettim. Sedef de bana çok yardımcı oldu, aslında ikimizin hediyesi hanımefendi ne kadar kabul etmese de."

Murat'ın son cümlesi sitem doluydu. Anlaşılan bizim cadı onu baya bezdirmişti. Yapardı hiç şaşırmam ama şuan daha önemli bir konum vardı; benim gerçekten bir kütüphanem olmuştu. Bir kütüphanem olmuştu! Bu saatten sonra gökyüzüne ulaşmıştım. Artık oradan kimse indiremezdi beni. Bir kütüphaneye sahip olmak yıllardır hayalimdi. Kitaplar benim umut ışığım, umut arayışımdı. Gerçeklerden kimi zaman kaçışımdı kısacası her şeyimdi ve şimdi bir kütüphaneye sahip olmak kelimelere dökülemeyecek kadar harika bir duyguydu. Düşüncelerimden sıyrılıp, Murat'a sarılarak konuşmaya başladım.

AŞKA ESARETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin