18.BÖLÜM

27.4K 1.1K 203
                                    

Merhaba neşe kelebeklerim! Sizin için tatlı bir gün diliyorum :*

Bakalım bu bölümde bizi neler bekliyor? Umarım beğenirsiniz :)

Görsel kısmında canım Emine'nin yaptığı çooook güzel ve benim için çok değerli bir çalışma var. Çok kocaman teşekkür ederim! İyi ki varsın bebeğim :* Bence bir bakın :)

Vee geçmiş olsa da hepimizin Cumhuriyet Bayramı'nı kutluyorum! Daha nice nice bayramlara! Yarınlarımız aydınlık olsun!

Keyif dolu okumalar dilerim :*

****

Zorlu bir gün ve gece geçirmiştik. Hep beraber Sedef'in mezuniyetine katılmıştık. Selin ve benim için önden bir hazırlık olmuştu sonuçta bir hafta sonra mezuniyetimiz olacaktı.

Topuklu ayakkabılarımı çıkarırken yarının pazar olduğunu hatırladığımda içimde yeşeren mutluluğa engel olamadım. Banyoya geçerek vücudumu saran elbiseden kurtuldum ve suyu ayarlayıp duşa girdim. Başımdan aşağıya akmakta olan su yorgunluğumu alıp götürüyordu. Gerilmiş omuzlarım tekrar yumuşuyordu. Rahatlamıştım, yorgunluğumdan arınmıştım. Camın üstünde asılı duran şeker pembesi bornozumu alarak üstüme geçirdim.

Tüm vücudumu kuruladıktan sonra nemli tenime losyonumu yedirdim. Pijamalarımı üstüme geçirip kurutmuş olduğum saçlarımı topladım ve kendimi yatağa attım.

Tatlı gün ışıkları yüzüme vururken gerinerek yataktan kalktım. Saatin erken olmasını ve üstümde bir uyuşukluk olmamasını fırsat bilerek koşu kıyafetlerimi üstüme geçirerek evden sessizce çıktım.

Kuşlar kendi aralarında konuşurlarken havada çok güzel bir sıcaklık vardı. Temmuz bizi terk etmeye hazırlanırken güzel sevgisini de bize armağan ediyordu. Sahile doğru yürümeye devam ederken neredeyse iki hafta sonra ağustos ayına gireceğimiz aklıma geldi. Pars bir buçuk aya yakındır hayatımdaydı. Yaşarken fark edememiştim ama bu çok uzun bir zamandı.

Vücudumu esnetip koşmaya başladığımda bana doğru el sallayan bir Taylan ile karşılaştım. Dün gece görüşmüştük zaten bu sabah niye görüşecektik?

"Günaydın Berrak." yüzündeki karizmatik gülümsemesi ve üzerimde gezinen gözleri... Bu adam hala bizim olamayacağımızı anlamamıştı.

"Günaydın Taylan. Seninle sohbet etmeyi isterdim ama terim soğuyor maalesef." tam anlayışla karşılayacağını düşünürken; "O zaman beraber koşalım hem böylece sohbet de edebiliriz. Hadi başlayalım!" ben ne diyordum bu adam ne diyordu?

Bir saate yakın hem koşup hem yürüdük. Ve tabi sohbet de ettik. Şimdide spor aletlerinden yararlanıyorduk.

"Geçen yıla göre çok hamlamışsın Berrak ama şanslısın kilo almadın. Sabah sporlarına tekrardan mı başlamaya karar verdin?"

"Yoo hayır sadece bu sabah üşengeç değildim. Sen sanırım devam ediyorsun?" kendinden emin bir şekilde gülümseyerek; "Elbette devam ediyorum spor benim her şeyim."

"Ne güzel. Neyse artık dönelim şuradaki ışıklardan karşıya geçerim."

Yan yana bu sefer yavaş bir şekilde yürümeye başladık. "Çok güzel bir sabahtı Berrak. Mezuniyette görüşmek üzere." bir elini omzuma atarak sert olmayacak şekilde sıktı. Bu onun spordan sonraki vedalaşma şekliydi.

"Görüşmek üzere."

Taylan ile ayrıldıktan sonra fırına uğrayarak kahvaltı için bir şeyler aldım. Annemi ve babamı bu sıralar ihmal etmiştim. Güzel bir kahvaltıyı hak ediyorlardı.

AŞKA ESARETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin