Merhabalar, iyi geceler <3 Sizlere çok güzel bir hafta sonu diliyorum!
Görsel kısmında Berrak bulunuyor <3 Güllerin kimden geldiği bence belli ;)
Bu bölümü yazarken biraz duygulandım... Sebebini okuyunca fark edersiniz <3
Keyifli okumalar dilerim :*
****
Ümit'in koridorda hızlı adımlarla bir o tarafa bir bu tarafa yürümesiyle biz de daha çok heyecan yapıyorduk. Ona da bir şey diyemezdik sonuçta içeride karısı doğum yapıyordu. Beklenen an sonunda gelip çatmıştı.
Yanımda oturmakta olan Pars'a baktığımda heyecandan gözlerinin parladığını gördüm. O da amca oluyordu tabii.
"Pars ben dayanamıyorum! Niye normal yapmıyorlar bu doğumu? Ben karımın yanına gitmek istiyorum!" Ümit ellerini başının arasına alarak bedenini hastanenin duvarına yaslamıştı. Pars yanımdan kalkarak onun yanına geçti.
"Merak etme her şey güzel olacak. Çok az bir zaman sonra ikisine de kavuşacaksın." Sıkıntılı bir nefes alarak gözlerini sakin koridorda gezdirdi.
"Bir haber versinler o zaman!"
"Hadi gel biz hava alalım. Mustafa sen de gel, Berraklar nasıl olsa burada." Ümit Pars'ın ikna etme çabalarına daha fazla dayanamayarak dışarı çıkmıştı.
Emel de kafeteryadan aldığı kahvelerle yanıma oturdu. "Böyle beklemek gerçekten zormuş..."
"Maalesef ama sonucu güzel olacak."
"Kesinlikle. Bir saat sürer demişlerdi az kaldı sanırım." Kafamı sallayarak onu onayladım ve sıcak kahvemden büyük bir yudum aldım. "Sizin hazırlıklar nasıl gidiyor? Ne kadar var düğüne?"
"Hazırlıklar güzel gidiyor. Düğüne de tam olarak olmasa da bir ay kaldı sayılır sonuçta haziran bitiyor." Sözlerim üzerine içtenlikle gülümseyerek ellerimi sıktı.
"Eğer yardıma ihtiyacın olursa söyle, çekinme." Yüzümde geniş bir gülümsenin oluştuğunu hissettim.
"Söylerim tabii. Sizin düğün de Temmuz'un on birinde değil miydi?" Başını aşağı yukarı sallayarak beni onayladı.
"Mustafa'yı artık daha rahat çıldırtacağım." Hastanede olduğumuzdan dolayı kıkırtılarımızı güçlükle bastırdık.
Yanımıza pembe önlüklü bir hemşire gelerek doğumun gerçekleşip Dilara'nın odaya alındığını söyledi bu sırada Parslar da gelmişti. Ümit derin bir nefes alarak büyük bir coşkuyla bize sarıldı.
"Sonunda doğdu prensesim! Kızım doğdu!" Dolan gözlerinden birkaç damla yaş özgürlüğünü ilan etti.
**
Dilara uyandığında yanlarına geçmiştik. Kucağında güzeller güzeli kızıyla ve onların yanında oturan Ümit ile tablo gibiydiler.
"Hoş geldiniz. Minik Mira'yla tanışmak ister misiniz?"
Sırayla minik Mira'yı görmüştük. Melekler kadar güzel, bembeyaz bir bebekti.
"Nasıl hissediyorsun Dilara?"
"Yorgun hissediyorum ama mutluyum. Çok farklı... Geldiğiniz, burada olduğunuz için de çok teşekkür ederim. İyi ki varsınız." Konuşurken yanakları gözyaşlarıyla ıslanmıştı. Karısını kolları arasına alan Ümit sarı saçlarına küçük bir öpücük kondurdu.
Biraz daha konuşup oturduktan sonra Pars'la hastaneden ayrılarak arabaya geçmiştik.
"Güzelim bir kahve içelim mi?" Koca eliyle dizimde durmakta olan ellerimi kavradı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKA ESARET
Romance"Kolay mı sanıyorsun? Denedim hem de defalarca ama daha fazla yara aldım. Bunun adı zaten artık aşk değil!" "Ne o zaman? Madem aşk değil ne?" Gürlüyordu sanki derin bir nefes alıp, sorusunu yanıtladım. "Bunun adı aşka esaret..." Yıllar önce hızla ça...