Merhaba,
Bugün buraya pek güzel bir şey yazasım maalesef yok. Sadece hepimizin başı sağolsun! Allah şehit ailelerine ve bizlere sabır versin. Böyle kötü haberler artık son bulsun! Barış, huzur, sevgi ve mutluluk dolu günlerimize çabucak dönmeyi umut ediyorum.
Medya kısmında Sedef ve Murat çiftimiz bulunuyor.
Durum böyleyken bölüm ithafı da yapmıyorum, arkadaşlar. Bölüm de önceden hazırdı o yüzden atıyorum. Umarım haftaya eski halimize dönmüş oluruz.
Keyifli okumalar :*
****
Kalbimin çırpıntısını geçirmek için nefes alışlarımı artırmıştım. Yanaklarım kızgın bir güneşte kalmış gibi yanıyordu. Sadece yanaklarımdan öpmüştü! Ama bu yıllardır aşkın umuduyla kanat çarpan kalbime fazla gelmişti. Bir de dudaklarımdan öpse... Şimdeden kendimi kaybetmeme yol açıyordu.
Kırmızı ışıkta durduğumda; derin bir nefes alarak kendimi son kez sakinleştirmeye çalıştım, hala yanmakta olan yanaklarıma ellerimle yelpaze yaptım. Vücudumun kontrolünü tekrar ele almaya çalıştım.
Ayağım gazla tekrar buluştuğunda bu hissi sevdiğimi farkettim. Kontrol hissini. Direksiyonun elimde dans etmesini daha çok seviyordum. Freni hiç sevmiyordum. Bana kısıtlanmayı anımsatıyordu.
Sedef'lerin evlerinin bulunduğu sokağa girerek; arabayı parkettim. Selin'e; Sedef'e gittiğime dair mesajı attıktan sonra arabadan indim. Bahçeye girdiğimde, Sedef telefonda konuşuyordu. Yüzündeki ifadeye göre kiminle konuştuğu ortadaydı. Biraz eğlensek hiç fena olmazdı!
"Sedef! Ben geldim. Kiminle konuşuyorsun?" dondu kaldı. Daha hiçbir şey yapmamıştım halbuki! Biraz toparlandıktan sonra elleriyle susmamı anlatmaya çalıştı. Üzgünüm, Sedef. Telefonu elinden aldım.
"Murat!"
"Berrak..." şaşkınlığını çok çabuk ele vermişti bizim 'yaralı ayı'.
"Ya Berrak! Sedef'i çok acil Ceyda Teyze çağırdı da o anki aceleyle telefonunu kapatmayı unutmuş. Siz ne konuşuyordunuz ki?"
"Biz mi?"
Kıvran, Murat!
"Ay yok biz!"
"Bağırma, Berrak."
Tamam, belki bağırmıyordu ama ben bu ses tonunu oldukça iyi biliyordum. Halini de yanımda sinir küpüne dönen Sedef'ten dolayı anlayabiliyordum. Ama yine de eğlenceliydi.
"Her neyse. Bugün akşam bir işin var mı?"
"Yok. Noldu ki?"
"Ateşli Çift'te barbekü partisi yapacağız. Gelir misin?"
"Gelirim. Kaçta toplanıyoruz?"
"Sekiz gibi."
" Tamam, o zaman orada görüşürüz. Ceyda Teyze'ye selamlarımı ilet. Öpüyorum."
"İletirim. Ben de öpüyorum."
Telefonu kapattıktan sonra sinirden küplere binmiş hatta o küpleri parçalamış bir Sedef ile karşılaştım.
"Berrak, sen ne yaptın?"
" Sedef, bak inan sana laf yetiştirmeyi çok isterdim ama Ceyda Teyze'mi çok özledim."
Cevap vermesine fırsat vermeden, aralık olan evin kapısından kendimi içeri attım. Haziran ayının son günü olup, temmuz ayına geçeceğimiz şu sıralarda hava iyice ısınmaya başlamıştı. Güneş haziran ayını uğurlarken sıcak yüzünü gösterip, sevecenlikle temmuzu karşılıyordu. Evin serin havası bunaltıcı bir sıcaklıktan sonra iyi gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKA ESARET
Romance"Kolay mı sanıyorsun? Denedim hem de defalarca ama daha fazla yara aldım. Bunun adı zaten artık aşk değil!" "Ne o zaman? Madem aşk değil ne?" Gürlüyordu sanki derin bir nefes alıp, sorusunu yanıtladım. "Bunun adı aşka esaret..." Yıllar önce hızla ça...