35.BÖLÜM

25.6K 968 124
                                    

Merhabalaaar <3 İyi geceler!

Bu bölümü canım Aslı'şıma (MyReal) ithaf etmek istiyorum... Desteğin ve güzel düşüncelerin için çok çok teşekkür ederim. Beni çok mutlu ediyorsun! Kucak dolusu sevgiler, kocaman öpücükler <3 :*

Medya kısmında bulunan yeşil kazak Berrak'ın giymiş olduğu kazaktır <3

Keyifli okumalar dilerim :*

****

Ciğerlerime dolan keskin koku, göğsümde hissettiğim ağırlık ve tenimi süpüren yumuşak saçlar... Pars mı buradaydı, yoksa ben hala rüyada mıydım? Rüya olmasını istemiyordum... Ellerimi kavrayan koca, sert ellerle rüyada olmadığımı anladım.

Gözlerimi yavaşça araladığımda bana gülümseyen gözlerle karşılaştım. Her sabaha böyle uyanmak güzel olabilirdi... Dudaklarını dudaklarıma bastırarak günümün aydınlanmasını sağladı. Tamam, ben her sabaha böyle uyanmaya razıydım.

"Günaydın güzelim. Beni gördüğüne şaşırdın mı?" Bu sefer ben dudaklarımı onun dudaklarına bastırarak küçük bir öpücük çaldım.

"Günaydın... Elbette şaşırdım sahi nasıl geldin?" Yorganımın altına yavaşça girip beni kolları arasına aldı, uzun bacaklarıyla bacaklarımı kavradı. Vücutlarımız birbirine kenetliydi...

"Dün sabah seni alacağım demiştim. Sabah geldiğimde Nilüfer Teyze ile karşılaştık, biraz sohbet ettikten sonra o çıktı. Ben de yanına geldim. Güzel olmamış mı?" 

"Olmuş tabii." Yüzümü göğüsüne gömerek keskin kokusunu içime çektim, ruhum kokusuyla sarmalandı. Saçlarımın tepesine küçük bir öpücük bıraktı...

"Güzelse her sabah böyle uyanmaya ne dersin?" Boynuna doğru mırıldanarak küçük bir öpücük bıraktım. "Güzel olabilir..."

Yüzünde çarpık gülümsemesi yerini edindi ve beni hızla yatakla kendi bedeni arasında sıkıştırdı.

Bedenimin her uzvunda Pars'ı hissediyordum... Kalbim hızla gümbürdedi, bu kalp krizine direk biletti...

Yüzüme düşen her saç telini büyük bir özenle geriye doğru attı, göğüs oluğumdan boynuma dek dudakları kısa, ateşli bir keşif sürdü... Ellerim istemsizce saçlarına tutundu, sanki uçurumun ucundaydım da düşmemek için Pars'a tutunuyordum halbuki Pars uçurumun ta kendisiydi...

Dudakları boynumdan yukarı tırmanarak dudaklarımı buldu, tutkudan koyulaşmış gözleri alevlere sürüklüyordu. Dudaklarıyla dudaklarımı esir aldığında hazla gözlerimi kapadım... Uçurumdan süzülüşüm başlamıştı.

Öpüşünün sertliğine, tutkusuna ayak uydurmaya çalıştım. Dişlerim dudaklarını çizdiğinde boğuk iniltisi dudaklarımın arasında hapsoldu... Eli karnımdan göğüslerime doğru yavaşça tırmandı. Dokunuşuyla bedenim ürperdi, uçurumdaki süzülüşüm son bulmuş tutkunun denizinde dibe doğru çekiliyordum...

Sıcak elleri tutkuyla göğsümü kavradı, tatlı bir işkence başlıyordu. Dibe çekilme işkencesi... Dudaklarımızı ayırıp hızla nefes aldığımda Pars ile göz göze geldim... Yanaklarıma hızla kan pompalandı.

Pars'ın öpüşmekten kızarmış dudakları yanaklarımı buldu ve sayısızca öptü. Dudakları ellerine göre oldukça masumdu... Bu düşüncemle kıkırtımı bastıramadım.

Elleri sertçe göğsümü kavradığında hızla aldığım boğuk nefesim odanın duvarlarına çarpıp bedenlerimize doğru savruldu.

Pars dudaklarımdan son öpücüğünü çalıp beni tutkunun denizinde dibe batırdı ve sonra geri çekti... Yatakta ters dönerek beni üstüne aldı... Guruldayan midemle anın büyüsünden sıyrıldık.

AŞKA ESARETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin