Günaydın neşe kelebeklerim :* Çok zorlu bir hafta geçirdim ve daha bir zorlusu da beni beklemekte... Sizler iyisinizdir umarım :)
Bölümü umarım beğenirsiniz. Sabah erkenden kalkıp yazdım umarım sizi mutlu edebileceğim, keyif almanızı sağlayacağım bir bölüm olmuştur.
Bu bölüm canımmm Elif'ime... Elif kuşum benim için harika bir afiş yapmış. Benim için çook özel! Ellerine, emeğine ve kalbine sağlık. Çok çok teşekkür ederim. İyi ki varsın. Öperim çoook :*
Keyifli okumalar dilerim :*
****
Güne daha önce hiç hissetmemiş olduğum bir mutluluk ve heyecanla başladım. Yıllardır süregelen okul alışkanlığım bugün bitiyordu.
Birazdan Selin ve Sedef ile kuaföre gidecektik. Yataktan hemen kalkıp üzerime rahat bir şeyler geçirdim. Saçlarımı da sıkıca at kuyruğu yaptığımda hazırdım.
Selin'in geldiklerini bildiren mesajını aldığımda annemin yanağına bir öpücük kondurup evden çıktım.
"Günaydın! Beklenen gün geldi çattı. Sedef kuş mezun olmak nasılmış?" Sedef yüzünde aşk dolu bir gülüşle "Her gününü sevdiğim adamla geçirebildiğim, özgürlüğüme kavuştuğum harika bir şeymiş!"
Arabaya geçtiğimizde ben yola odaklanmaya çalışırken Selin yüzünde hınzır bir ifadeyle arka koltuktaki Sedef'e döndü "Sedef ben daha mezun olmadan her günümü ve neredeyse her saatimi Melih ile geçiriyorum. Şanslı mıyım neyim?!" onun bu haline gülmemek elde değildi.
Kuaföre geçtiğimizde hepimiz yan yana koltuklara dizildik ve istediğimiz saç modelini anlatmaya başladık. Akşam tekrardan kuaföre geleceğimiz için yoğun dalgalı bir saç modeli istedim. Saçım yapılmaya başlanmışken telefonumdan sosyal paylaşım sitelerini turluyordum ve birden Pars'tan mesaj geldi. 'Dün düzenlediğimiz dosyayı bulamadım. Nerede olduğunu biliyor musun?' Seni iş kolik adam! 'Masamın yanındaki çekmecede olması lazım.' kısaca bir teşekkür mesajı attı. Çalışmayı aşırı derecede seven bir adamdı. Sanki yorulmak nedir bilmiyordu.
Kızlarla saçlarımız yapılmaya devam edilirken manikür ve pedikür seansı da başlamıştı. Biz de uzun zamandır fırsat bulamadığımız sohbetimizi yapıyorduk.
Sedef ve Selin anlaşmışlar gibi Pars'ı sorup duruyorlardı.
"Niye Pars'la Cengiz tanıştı da biz tanışamadık. Ben de tanımak istiyorum!" tabiki de bu şekilde miyavlamakta olan Sedef'ti. Selin ise "Ben bu adamı göreceğim! Seni bizden ayrı koymuş olan iş koliğe iki çift lafım var. Hem nasıl biri onu da merak ediyorum. İnşallah yüzüne bakılacak bir tipi vardır yoksa geçmez o şirket günleri."
Kendi aralarında konuşup yorum yapıyorlardı ve bana asla cevap hakkı tanımıyorlardı. Pars ile günlerimin nasıl geçtiğini anlamıyordum ve o kadar güzeldi ki saatlerce oturup onu izleyebilirdim. Hiç bıkmadan... Her gün o toprak kokan harelerinde kaybolup yine kendimi onun kuytularında bulabilirdim. Sadece ona özgü olan kokusunda ve durmadan beni içine çeken sıcaklığında her gün tekrardan can bulabilirdim. Ben ömrüm boyunca bu adamı yaşayabilirdim...
Makyajımız da tamamlandıktan sonra kuaförden ayrılmıştık. Kızları da evlerine bıraktıktan sonra eve varabilmiştim. Bugün iki ayrı elbise giyeceğim için çocuklar gibi mutluydum.
Saçlarımı ve makyajımı bozmamaya dikkat ederek kırmızı; vücudumu ikinci bir deri gibi saran ince askılı kısa elbisemi üzerime geçirdim. Yüksek platforma sahip, bilekten bağlamalı ayakkabımı giydiğimde ve bana bizim aşkımızı anımsatan parfümümü sıktığımda hazırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKA ESARET
Romance"Kolay mı sanıyorsun? Denedim hem de defalarca ama daha fazla yara aldım. Bunun adı zaten artık aşk değil!" "Ne o zaman? Madem aşk değil ne?" Gürlüyordu sanki derin bir nefes alıp, sorusunu yanıtladım. "Bunun adı aşka esaret..." Yıllar önce hızla ça...