Merhaba,
Herkese iyi bayramlar! Yüzünüzden gülümsemelerinizin eksik olmadığı bir bayram olsun.
Telefonun ucundaki kişi... Öğrenelim!
Bu bölümü aramıza yeni katıla Zeynep'e (zeyneppg) ithaf ediyorum. Tekrar hoşgeldin canım! Senin güzel yorumlarını okumak büyük bir mutluluk! Bu güzel mutluluk için çok teşekkür ederim :*
Her bölüm belirtiyorum. Lütfen, o güzel düşüncelerinizi, yorumlarınızı benden esirgemeyin. Aklınızdan geçenleri bilmeyi çok istiyorum. Yorumlarınızı okuyunca inanılmaz mutlu ve keyifli oluyorum. Bence bu mutluluğu benden esirgemeyeceksiniz :)
Ve... Benim gibi okul hayatı tekrardan başlayacak arkadaşlarıma başarılar diliyorum! İnşallah güzellikler ve başarılarla dolu bir yıl olur...
Medya kısmında Berrak'ın giymiş olduğu tulum ve ayakkabı bulunuyor :)
Keyifli okumalar :*
****
Benliğimi ele geçiren bu heyecan kalbimi dört nala koşturuyordu. Bu adam kalplere zarardı. Bir telefonla kalbimi havalara uçuruyordu.
Babamın soru yüklü bakışlarıyla heyecanımı az da olsa dindirebildim. Babama renk vermemek için derin bir nefes aldım.
"Pars arıyor..."
Babam, anladığını belli ederek kafasını salladı. Daha fazla oyalanmamak adına telefonu yanıtladım.
"Pars..."
"Berrak, nasılsın? Umarım rahatsız etmiyorum."
'Rahatsız eden sadece sen ol!' demek istedim ama sadece istedim.
"İyiyim sen nasılsın? Hayır, rahatsız etmiyorsun. Babam ile kahve içiyorduk."
"İyiyim ben de. Barış Amca'ma selamlarımı ilet. Sunumun ile ilgili bilgileri sana mail olarak attım. Bir bak istersen. Aklına bir şey takılırsa aramaktan çekinme. Bu arada inisiyatifli bir patron olduğumu ortaya koyarak; bir haftalık süreni yarın başlatıyorum."
Sesindeki muzipliğe gülmemek elde dediğildi. O an sanki otuz yaşında bir iş adamı değil de benimle aynı yaşlarda gibiydi. Kahkahasını duyduğum saniye bu sesi tüm ömrüm boyunca duymak istediğimi farkettim. Çok mu şey istiyordum? Hayır, bence bu adama rağmen az bile istiyordum.
"İnisiyatifin için teşekkür ederim o halde. Eğer kafama bir şeyler takılırsa sorarım."
Ben konuşurken o sırada arkadan sesler geliyordu. Sanki Tekin Amca'nın sesi gibiydi.
"Rica ederim. Babam yanımda da yarın hep beraber bir aile yemeği yiyelim diyor."
Neden her şey bu kadar hızlı ilerliyordu? Böyle olması gerektiği için mi? Daha telefon konuşmamız için olan heyecanımı atamamışken, bu yemek? Sanki biraz fazlaydı...
"Babama söylerim. O, Tekin Amca'ya döner."
"Tamam, Berrak. Hoşçakal."
"Hoşçakal, Pars."
Derin bir nefes alarak; babama döndüm.
"Tekin Amca yarın akşam bir aile yemeği yemek istiyormuş. Senden haber bekliyor."
Birkaç saniye şöyle bir düşündü.
"Nilüfer ile bir planımız yarın yok. Olabilir, ararım birazdan."
Kafamı aşağı yukarı sallayarak; bitirdiğimiz kahveleri tepsiye koydum ve ayağa kalktım.
"Ben odama geçiyorum, baba."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKA ESARET
Roman d'amour"Kolay mı sanıyorsun? Denedim hem de defalarca ama daha fazla yara aldım. Bunun adı zaten artık aşk değil!" "Ne o zaman? Madem aşk değil ne?" Gürlüyordu sanki derin bir nefes alıp, sorusunu yanıtladım. "Bunun adı aşka esaret..." Yıllar önce hızla ça...