Merhabalar canlarım!
Yılbaşı akşamı bölümü sizlere kavuşturmak istiyordum. Bu isteğimi gerçekleştirdiğim için oldukça mutluyum!
Sizlerle ilk defa yeni yılı paylaşıyoruz. İlk defa böyle bir heyecana tanık oluyorum :) Dilerim beraber kutlayacağımız daha nice yıllarımız olur. Hepinize hayallerinizin hayatında can bulacağı bir yıl diliyorum. 2016 size tahmin edemeyeceğiniz güzellikler yaşatsın. Kalbinizin kapısı ruh eşiniz tarafından çalınsın! Yıldız gibi parlayacağınız bir yıl olsun! Hep beraber kalmak dileklerimle... Sizleri kocaman seviyorum, iyi ki varsınız! Hikayemi okuduğunuz ve düş dünyanızı bana açtığınız için kocaman teşekkür ederim!
Bu bölüm hikayemi okuyan tüm güzel kalplere! Mutlu yıllar!
Bu bölümü yazarken Sezen Aksu şarkılarıma Muhtemel Aşk da eşlik etti. Bu bölümün şarkısıdır kendisi :)
Berrak'ın yılbaşında giymiş olduğu kıyafet görsel kısmında bulunuyor :)
Dilerim şarkıyı ve kıyafeti beğenirsiniz :)
Keyifli okumalar dilerim :*
****
Yağan karın eşliğinde penceremin kenarına oturmuş sıcacık çayımı yudumluyordum.
Bugün yeni yıldı... Hava hafif kararmaya başlamış olsa da kar izin vermiyordu karanlığın çökmesine. Bembeyaz bir umut ışığı gibi şehrimizi sarıp sarmalıyordu. Bizler de bu sarmalanmaya ihtiyacımız varmışcasına memnuniyetle boyun eğiyorduk. Yılın sonunda bize bir umut armağan ediyordu; kalplerimiz yeniliği rahatlıkla karşılasın diye. Kalbimizin hep ihtiyacı olan şeyi. Umudu...
Telefonumun çalmasıyla gözlerimi pencereden ayırdım. Pars arıyordu...
"Pars..."
"Berrak nasılsın?"
"İyiyim sen? Şirkette misin hala?"
"İyiyim ben de. Şimdi arabaya bindim, eve gidip üstümü değiştireceğim. Bir saate oradayım."
"Tamamdır, görüşürüz."
"Görüşürüz güzelim." Güzelim... Demesiyle nefesim kesildi, Pars artık kartlarını açık oynuyordu. Kalbimin ritmi düzene girince hazırlanmak için banyoya geçtim.
Hızla duş aldıktan sonra saçlarımı yavaşça taramaya başladım. Aynadaki aksimi gördükçe içten içe sırıtıyordum. Kalbimin yıllardır üzerinde taşıdığı ağırlık hafiflemişti. Mutluydum.
Saçlarımı kuruttuktan sonra fön çekmeye başladım. Aralarına hafif dalgalar kattığımda saçlarım hazırdı. Çok aşırıya kaçmayacak olan makyajımı da tamamladığımda yüzüm daha da canlandı. Önce elbisemi giymediğim için kendime kızsam da pişmanlığımı bir kenara bırakarak saçlarımı bozmamaya özen gösterip elbisemi üzerime geçirdim.
Aynada kendimi baştan aşağıya süzerken bir kez daha seçimimle mutluluk duydum. Siyah elbisemin; derin bir göğüs dekoltesi olsa da aşırı değildi, elbise aşağıya doğru düz bir şekilde inerken diz kapaklarımın üzerinden siyah bir tül geçiyordu.
Takılarımı takıp; siyah stilettolarımı giydikten sonra hazırdım. Odama annem ve babamın girmesiyle dikkatimi onlara verdim. Babam beni hızla kucaklarken; annem yalancı bir kısakançlıkla bizi izliyordu.
"Kalp ışığım ne de güzel olmuşsun böyle. Seni Pars'a mı emanet edeceğim şimdi." Babam, Pars'ın beni Şile'den aldığını öğrendikten sonra ona tehlike gözüyle bakmaya başlamıştı. Ağzıyla kuş tutsa bile burun kıvırırdı, bugün için izin alırken beni öyle zorlamıştı ki araya annemin girmesiyle izni kapabilmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKA ESARET
Romance"Kolay mı sanıyorsun? Denedim hem de defalarca ama daha fazla yara aldım. Bunun adı zaten artık aşk değil!" "Ne o zaman? Madem aşk değil ne?" Gürlüyordu sanki derin bir nefes alıp, sorusunu yanıtladım. "Bunun adı aşka esaret..." Yıllar önce hızla ça...