bölüm-13(çise)

6.6K 302 7
                                    

multidekileri zaten tanıyorsunuz...bölüm yayınlama hızıma münasip bir takdir istiyorum gençler kırmayın beni...

TANEM

Şaşkınlıktan,öfkeden.üzüntüden dilim tutulmuş olacak ki söyleyecek hiç bişey bulamadım ve ağzım açık bir vaziyette ufaklığın koşup kuzeye sarılmasını izledim.kapıdaki kadın gülümseyerek onları izlerken kuzey yere eğilmiş ufaklığı öpüyordu ve hiç kimse bana ne olduğunu anlatmıyordu.!kuzey kızıda kucağına alarak ayağa kalkarken ufaklık

"kuşey baba bana ne aldım" diye sordu. Kuzey gülümseyerek bana döndü ve

"sana çok tatlı bir oyun arkadaşı aldım." Dedi.beni kast etmemişti herhalde zira şu an horon veya hoptek vaatleriyle getirildiğim bir köyde düşünebildiğim tek şey kuzeyin cenaze merasimiydi!ben öfkeli bakışlarla kuzeye bakarken kız

"Ahmet babam neyde o benle daha çok oynuyo" dedi.ay ben şokk!bu kadın kimden yapmış bu çocuğu hayır yani kız herkese baba diyecek kadar embesil de durmuyo ama.

"yoldalar fıstığım bir iki yere uğrayıp sonra gelecekler hem Osman da gelicek" diye cevaplandırdı kızın sorusunu, sonra bana dönüp "bu fıstığın adı çise"dedi. açıklama bekleyen bakışlarımı kuzeyin gözlerinden çekerek kıza döndüm

"bende tanem, demek bu adam senin baban çok şanslısın" dedim.amacım takıldığım konuyu birilerinin fark edip bana açıklama yapmasıydı ki şu her şey aşırı normalmiş gibi gösterilen tepkilerden sıkılmaya başlamıştım.kapının kenarında duran kadın benim durumun vahametini anlamış olacak ki kızı yanına çağırdı. Ufak kız yanımdan geçerken bana pis pis baktı ve gitti.çok ciddiyim o ufak cadı bana pis bakışlar atarak gitti.kuzey le baş başa kalınca en öldürücü bakışlarımla hayal kırıklığımı saklamaya çalışarak gözlerimi yüzüne diktim ve sakin çıkarmaya çalıştığım sesimle

"sen ev..evlimisin?" diye kekeledim..kuzey bir şaşırıp kaldı hemen sonra kendini toplayarak

"saçmalama!" diye tersledi beni.evli olmamasının getirdiği rahatlıkla nerdeyse dizlerimin üzerine çökecek gibi oluyordum ki baba olmak için evli olmak gibi bir gereklilik olmadığımı aklıma geldi..

"ama baba dedi?" diyerek derdimi anlatmaya çalıştım bir yandan da lütfen yanlış duymuş olayım diye dua ediyordum.kuzey bir süre sinirle bana baktıktan sonra aklına gelen bir şeyle yumuşayıp iki yanda sıktığım ellerimi tutup avuçlarının içine aldı.kafamı eğip birleştirdiği ellerimize bakıp beklemeye başladım.bir süre sessizce nefeslerimizi dinledikten sonra kuzey

"benim kızım değil,sadece baba sevgisine muhtaç bir yetim" dedi.bana birisi kıbleyi gösterebilirmi acaba iki rekat şükür namazı kılmayı düşünüyorum da..sessizce kuzeyi dinledikten sonra söylediği şeylerin ağırlığı üzerime çökmeye başladı.küçücük bir kız çocuğu ve yetim.! İçim acımaya başlarken düşündüğüm tek şey o küçük cadıyla arayı yapıp onu mutlu etmenin yollarını nasıl bulabileceğimdi. Kafamı kaldırıp kuzeye bakınca gözlerinde saf bir sahiplenme ve şevkat ifadesi gördüm.demek ki bu kızı mutlu etmeyi oda istiyordu.

"kaç yaşında?" diye sordum küçük arkadaşımla ilgili bilgi toplamalıyım sonuçta.bana

"4" diye cevap verirken yüzü bir gülümsemeyle aydınlanmıştı.ben ondört yaşında ilk atağımı geçirdiğimde annem memleketine gittiği için babam tarafından acile götürülmüştüm. Çok canım acıyordu ve babam durmadan söyleniyordu.en başta halime üzüldüğü için böyle söylenip durduğunu sanmıştım ama hastanenin acilinde o boktan acıyla beni baş başa bırakıp eve döndüğünde hastanenin psikiyatri servisinden biri gelip babamın zaten annemde de olan hastalıktan çok bunaldığını daha fazla dayanacak gücü olmadığını söyleyip eve döndüğünü söylemişti, sonrada kalkabilecek kadar iyi olduğumda taksiyle eve dönmemi istediğini eklemişti. Her kız gibi babam benim de kahramanımdı yada beni en büyük acılarımla baş başa bırakana kadar öyleydi.hastaneden eve döndüğümde annemle babamı kavga ederken buldum ama hiç bişey söylemeden yanlarından geçip odama çıktım ve kendimi kilitledim.iki gün sonra odadan çıktığımda babama karşı hiç bişey hissetmediğime kendimi inandırmıştım ama onu her gördüğümde içerde bir yerler sıkışıyor boğazıma bir yumru oturuyordu.birileriyle küs kalabilen insanlardan değildim ama babamla ilişkimiz hiç bi zaman o günden önceki gibi olmadı.hep terk edilmiş hissettim kendimi hep yarım kalmış...şimdi bu küçük kız benim o halimden on sene daha küçükken kendini nasıl hissediyordur acaba diye düşündüm.geçmiş anılarım aklıma gelince boğazıma o tanıdık yumru gene oturdu ve gözlerim dolmaya başladı.kuzeye döndüğümde arabanın kapısına yaslanmış beni izlediğini gördüm.galiba hayal dünyama bulaşmayı istememişti.bir süre daha beni izledikten sonra sadece kollarını iki yana açarak bana ihtiyacım olan şeyi verdi.boynuna atladığım gibi elleriyle belimi sararak burnunu saçlarıma gömdü ve derin nefesler çekmeye başladı.kaç dakika öyle durduk bilmiyorum ama kuzey beni bıraktığında kendimi çok daha iyi hissediyordum.ellerini belimden çekip yanaklarıma koyarak gözlerime baktı ve

AŞKIN PİYASASI (düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin