bölüm-35(karaktersiz baba and lavuk)

5.6K 240 20
                                    

bende sizi seviyorum arkadaşlar

keyifli okumalar.

TANEM

Hayatımda ilk defa acıyı büyük bir istekle karşılamıştım.karnımdan başlayan sancı vucuduma dağılarak başımın bile zonklamasına neden olduğu için başka hiçbir şeyi düşünemiyordum.uyku halindeydim ama her şeyin farkındaydım.saatte bir gelip serumu ayarlayan hemşirenin,yatağımın kenarında oturup telefonda okey oynayan mertin ve belli aralıklarla gelen sancının farkındaydım.sessizlikte beklerken bir uyudum bir uyandım ama uyuduğumda bile her şeyin farkında olmaya devam ettim.kaç saat yada kaç gün geçti bilmiyorum ama sancım hiç azalmadı.belkide kalbimi sıkıştıran bu sancı başka bişeydir diye düşünmeye başladım.

Kapının dışından sesler yükselmeye başladığında gözlerimi açmak için kendimi zorladım ama başarılı olamadım ve dinlemekle yetindim.hemşire kadının sesini net olarak duyabiliyordum ama kiminle konuştuğunu çözemedim.

"giremezsiniz beyefendi!"kapı bir hışımla açıldığında rüzgarı yattığım yerden hissetmiştim.duvara çarpan kapının çıkardığı tok sesi keskin ve sinirli çıkan bir erkek sesi bölünce hayatımın en büyük mutluluğunu yaşadım.

"siktirin gidin lan!nereye giremiyorum! sevgilim yatıyo orda"

Kuzey burada!

Sevgilim burada!

Yalnız değilim!

Kalbim ani bir mutluluk dalgasıyla sarsılır gibi oldu ama aniden gelen sancı mutluluğuma taş koyarken ağzımdan zoraki bir inleme çıktı.bir dakika sonra kuzeyin kokusu burnuma doldu.elini saçlarımın üzerinde dolaştırıp bana seslendi.

"bitanem duyuyomusun beni?" tepki verebilmek için gücümü tamamen kullandım ama hiç bişey yapamadım.ölü gibi yatıp insanları dinlemekten başka bişey yapamadım.kuzeyin bir eli karnımın üzerindeki ellerimden bi tanesine kaydı.elimi karnımdan çekip avucunun içine aldı.

"bebeğim duyuyosan elimi sık" elleri soğuktu.tüm dikkatimi elime vererek hareket ettirmeye çalıştım.dünyanın en zor şeyi gibiydi.bedenime söz geçiremiyordum. Kuzeyin soğuk elini sıkıp duyuyorum demek istedim.bütün dikkatimi eline vererek parmaklarımı hareket ettirdim.anında kuzey tuttuğunun farkında olmadığım bir nefes bıraktı.

"buradayım bebeğim.geldim bak yalnız değilsin" biliyorum yalnız değilim.en bokta olsa,bataklığın dibinde de olsa benim için trabzondan kalkıp gelen bir adam vardı.kuzey elini hiç çekmeden konuştu.

"ne zamandır bu halde?" merte hitaben sorduğu sorunun cevabını bende çok merak ediyordum.

"48 saate gidiyo"dedi mert.kuzey içini çekip elimi sıktı.

"teşekkürler mert"dedi. "ayrıca hemşire hanım defolup gitmezseniz hastanenizi başınıza yıkarım.inan bana o potansiyel var"

"beyefendi soyadınız tutmuyor refakatçi kartınız yok buna müsaade edemem" kuzeyin sert sesi beni bile ürkütmüşken bu kadın hala nasıl cevap veriyordu bilmiyorum.

"beyfendiyi tanıyorum hemşire hanım.burda o kalıcak sizde uzatmayın yoksa hakikaten hastaneyi başınıza yıkar" mert benim söylemek isteyip söyleyemediklerimi hemşireye sıralamıştı.kadının bir şey söylemeden çıktığını kapanan kapının sesinden anladım.

"ne olduğuna dair bir fikrin varmı?"kuzeyin sesi endişeli geliyordu.

"hiç bişey bilmiyorum"dedi mertde sıkıntılı çıkan bir sesle. "aradı al beni buradan dedi bide imrana bişey söyleme dedi o kadar" mertin açıklamasına bir anlam yükleyemediğini biliyordum.imran dururken neden merti aradığımı anlamıyordu.

AŞKIN PİYASASI (düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin