TANEM
Tam bir haftadır o iş ilanına ulaşmaya çalışıyordum fakat evden çıkıp mekanın olduğu sokağa dahil giremeden korumalara tarafından eve geri postalanıyordum.çünkü o korumalar kuzeyi arıyordu kuzeyde hemen beni arıyordu.bende durmadan bir yalan söyleyip eve mecburi dönüş yapıyordum.günlerdir aklımdaki tek düşünce korumaları atlatıp o mekana girmekti.keşke benimde neriman iplikçi gibi entira veya taktik bulma yeteneğim olsaydı diye düşünüp duruyordum.artık kuzeye karşı hissettiklerim intikam duygusu falan değildi,yalnızca benim de bir hayatım olduğunu ve o hayatın içinde bir takım kararları verme yetkisinin bende olduğunu kanıtlamak istiyordum.
Salondaki koluğa çökmüş,gözlerimi boşluğa dikmiş kafamdaki onlarca tilkiyle yuvarlak masa toplantısı yapıyordum.ela tam karşımdaydı ve minede onun yanında.bişey yapmam lazım ama ne?
"bak bu fotoğrafımız güzel çıkmış"elanın kurduğu cümle ona dönmeme ve yüzüme doğru sallandırdığı telefona gözlerimi dikmeme sebep olmuştu.birbirimize bir yandan sarılıp bir yandan da kulak yaptığımız çok tatlı bir selfiydi bana gösterdiği fotoğraf.başımı sallayıp onayladığımda mine de eğilip fotoğrafa baktı.
"aynen çok benziyosunuz"bir anda kafamdaki toplantı masası,masa örtüsüyle birlikte kaldırıldı ve bütün tilkiler sonuca ulaşmanın verdiği mutlulukla sağa sola dağıldı.hızla toparlanırken
"ela kalk"diye bağırdım.şaşkınlıkla bana bakmaya devam ettiğini gördüğümde ayağa kalkıp koluna asıldım
"kızım kalk işimiz var senle!"ela ayağa kalkıp bana boş bakışlar atmaya devam etti fakat açıklama yapmadan onu odaya doğru çekiştirdim.
"kızım sen kaç beden giyiyosun?"
"38"o kadar şaşırmıştı ki herhangi bir şekilde cümle dahi kuramıyordu.
"iyi iyi"dedim ve dolaptan iki kaban çıkardım.kırmızı olanın daha çok dikkat çekeceğini düşündüğüm için onu kendime ayırıp siyah olanı elaya uzattım.altına giydiği leopar desenli tayta suratımı buruşturup baktıktan sonra siyah bir kot çıkarıp onuda eline tutturdum.
"bere atkı falan varmı sende?"başını olumsuz anlamda sallayınca mineye seslendim.
"mine iki adet bere takımı bul bize!"ela elinde kıyafetlerle bana bakıyordu ama bakışları resmen boştu.henüz durumu algılayamamıştı.mine odaya elinde siyah ve pembe bere takımlarıyla girince siyah olanı da elaya uzattım ve ona verdiğim kota en yakın rengi seçip üstümdeki taytı sıyırmaya başladım.
"ela üstünü giymeye başla"dedim "ben anlatmaya başlıyorum her şeyi"ela robot gibi leopar taytını çıkarmaya başlayınca bende anlatmaya başladım.
"kızlar iş buldum!"en ufak bir tepki gelmeyince ayaklarımı çıkarmaya çalıştığım pantoldan gözlerimi ayırıp şaşkınlıkla bakan yüzlerine döndüm.o kadar tepkisiz kalmışlardı ki bir an şoka girdiler sandım.sonra mine kendine geldi.
"bu işin ela yla ne alakası var?"pantolonun düğmesini ilikleyip dolaptan bir tşört çıkardım.üzerimdeki kalın kazağıma acıyan gözlerle bakıp onuda çıkardım.
"şöyle ki işi geçen gittiğimiz barda buldum"diyip tşörtü üstüme geçirdim "ama bir türlü gidemedim çünkü kuzey peşime koruma takmış"son olarak saçlarımı omuzlarıma döküp bereyi kafama geçirdim.
"korumaları atlatmam lazım o yüzden ela onları oyalıycak bende müstakbel patronumla görüşcem"atkıyı boynumdan çok yüzüme dolayıp montuma uzandım.minenin jetonu sonradan düşmüş olacak ki bir anda gülmeye başladı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN PİYASASI (düzenleniyor)
Romance-devam et! diye bağırdım gözlerinin içine bakarak, bir an şaşırır gibi oldu ama hemen sonra gözleri öfkeyle kısıldı ve elini bacağıma atıp sıkmaya başladı..dudaklarını boynuma gömüp o hep çok sevdiğini söylediği köprücük kemiğimin üzerini sertçe ısı...