bu sıkışıklıkta anca bu kadar arkadaşlar=) yorumlarınızı bekliyorum...
he bide bu mert çok yakışıklı be=)
TANEM
Her normal insanın hayatında en az bir tane dönüm noktası vardır.bir gün bir aynanın karşısına geçer kendinizi izler 'ben bumuyum?'diye sorar, bir arkadaşınızın başarısını kıskanıp kendinizi motive ederek 'sen daha iyisin'der veya çok sevdiğiniz birinden okkalı bir kazık yersiniz ve bu sizin için dönüm noktası olur.benim dönüm noktam bir hastanenin beyaz duvarları arasında olmuştu.ilaç kokan ve soğuk duvarlar benim hayatımdan bir çok şeyi götürmüştü.
Şimdi sırtımda eşyalarımı koyduğum çantamla beraber,evimizin çelik kapısının önünde ayakkabılarımın bağcıklarıyla boğuşurken aklımdan çektiğim acılar,döktüğüm gözyaşları geçiyordu.arkadaş tavsiyesi denen şeye uyarak babama sürpriz yapmak için onca yolu gelmiş kapıma ulaşmıştım.tilki misaliydi hayatım.kürkçü dükkanı beni beklerken,içinde annemin bulunmadığı eve bilmem kaç sene sonra gelmiş,aramıza ördüğüm beton duvarları yıkmak için son engelimle boğuşuyordum.her şey güzel olacaktı.ben o adamın kızıyım.beni bırakıp gitmiş olsada aynı kanı tanışıyoruz.ayakkabılarımı çıkarıp anahtarımı kilide soktum.derin bir nefes alıp kilidi çevirdim.açılan kapıdan içeriye kısa bir bakış atıp sessizce salona yürüdüm. girdiğim ev bana yabancıydı şimdi.ortada koşuşturan annem ve evi dağıtan kız kardeşim yokken bu ev ait olduğum yer değildi.babamın evde olduğunu işyerindeki elemanlarından öğrenmiştim.seslenmek için ağzımı açtığım sırada tekli koltuğumuzun krem renginde göz alan kırmızı deri cekete çarptı gözüm.yatak odasına dönüp seslendim.
"baba!"elimi kapının koluna koyduğumda içeriden gelen hışırtıları duydum.göreceğim şeyden korkarak kapıyı açtım.bedenimdeki tüm hücreler hayır!yapmış olamaz diye bağırıyordu ben susuyordum.yatağın kenarında üzerine pantolonunu geçirmiş önünü iliklemeye çalışan babama baktım.eli düğmesinde gözleri bendeyken yüzünde ki dehşet ifadesine gülmek,içinde bulunduğumuz duruma ağlamak istedim.bakışlarımı zorlayarak yatağa çevirdim.kırmızı geceliğiyle korkmuş bakışlarla bana bakan kadın hayatımda en sevdiğim kişiler listesinin başında geliyordu.defalarca kahvesini içtiğim,erkek muhabbeti yaptığım kadın annemin yatağındaydı.ağzını bişey söylemek için açtı söyleyecek bir şey bulamamış gibi yutkunarak geri kapattı.bedenim buzlu suya girmişçesine donup kalmışken bakışlarım babamla o kadın arasında gidip geliyordu.ellerim sızlamaya başladığında yumruklarımı açmaya zorladım kendimi.kulaklarım buzlu sudan nasibini alamamış gibi yanmaya başladığında uğultuların ve binlerce düşüncelerimin arasından babamın sesini duydum.
"ta..tanem?"başımı ona çevirdiğimde içimde hiç bişeyin kalmamış olduğunu fark ettim.bu adam bundan sonra hiçbir şekilde benim duygularımın arasında yer almıyordu ama annem?bilmemeliydi! kendimi konuşmak için zorladım.
"annem bil....bilmemeli!"kısık sesle söylediğim şey ve dolmaya başlayan gözlerimi yutkunmakla meşgul olan adamdan çekip hala geceliğinin yakalarıyla boğuşan kadına döndüm.
"İmran biiliyormu?"kadın sessizce başını olumsuz sallayınca farkında olmadan tuttuğum nefesi bıraktım.hayatımın en büyük dönüm noktasında duruyordum ve hiç bişey hissetmiyordum. Robot gibiydim.
"ona söyleyecekmisin?"kadının sorduğu soruyla yüzümde anlamsız bir tebessüm oluştu.bunca zamandır babamla konuşmadığım için azap çeken vicdanım susmuştu sonunda. Artık sürekli kendimde sorun aramama gerek kalmamıştı.karşımdaki sahne bir kızın başına gelebilecek en boktan sahneydi.tek kaşımı kaldırıp alayla kadına baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN PİYASASI (düzenleniyor)
Romance-devam et! diye bağırdım gözlerinin içine bakarak, bir an şaşırır gibi oldu ama hemen sonra gözleri öfkeyle kısıldı ve elini bacağıma atıp sıkmaya başladı..dudaklarını boynuma gömüp o hep çok sevdiğini söylediği köprücük kemiğimin üzerini sertçe ısı...