bu bölümde ahmete saydırmak serbest ama daha sonra pişman olabilirsiniz benden söylemesi=)
keyifli okumalar... <3<3<3
bölüm erotik içeriklidir...yaşı tutmayan atlayabilir=)
TANEM
Ahmet dondurmaya olan aşkını itiraf ettikten sonra tekli koltukla kafası önüne doğru asık bir vaziyette sızmıştı.boynunun şekilsizliğinden dolayıda hafiften horlamaya başlamıştı.daha fazla beklemek istemediğim için odadan çıkıp ayselin önüne geçtim ve kuzeyi çağırmasını istedim.ayselin ardından odadan çıkan kuzey tamamen dağılmış haldeydi.kravatın yerinde yeller esiyordu ve beyaz gömleğinin ilk üç düğmesini açmıştı ve saçları geceden kalmış gibi darmadağınıktı.bu haliyle marka reklamlarında yeni jeanıyle küvette poz veren modellerden beş kat daha sexi gözüküyordu.önümde durup gözlerimin içine bakmaya başladığında ellerim istemsizce gömleğinin açık düğmelerine gitti.iki düğmeyi hem ona hem bana eziyet edercesine yavaşlıkla kapattıktan sonra elimi saçlarına daldırdım ve kalkmış olan saç tutamlarını parmaklarımın arasına alarak yana doğru yatırdım.ben bunları yaparken yorgunlukla kısılmış gözlerini yüzümden hiç ayırmamıştı.işimi bitirdiğimde ellerime kendime çekmek istedim ama onun yerine saçlarından sakalına indim ve elime batan sert sakalının beni etkilemesine göz yumdum.sakalındaki elimin üzerine elini koyup çekerek dudaklarına indirdi ve çevirerek avucumun içine minik bir buse kondurup bıraktı.şu Dakka bütün kırgınlıklar unutuluştu.ne yalancılık kalmıştı ne koruma...gözleri gözlerime kilitlenmişken bana ateşlerden geç derse düşünmeden yapabilecek kıvamdaydım.odanın önündeki hasanın hafif öksürüğüyle kendine gelen yine kuzey olmuştu.ben sadece sevgilimi alıp buralardan ve o odadaki gerilimden uzaklaştırmayı hayal ediyordum.kuzey korumaya ufak bir bakış attıktan sonra bana dönüp
"nereye gidiyodun?"diye sordu.kendime gelmem saniyelerimi alırken ellerimi tekrar kuzeyin sakalına götürüp ellerime batarak kanımı kaynatmasını engellemek için birbirine geçirip arkama sakladım.
"eve gitmek istiyorum sıkıldım ve sen baya yoğunsun"elleriyle yüzünü sıvazlayarak toplantının olduğu odaya döndü.arada kalmış gibi bir hali vardı.ne yapacağını bekleyerek görmek yerine onu bu ikilemden kurtarmak isteyerek
"sorun değil sen işine dön ben giderim"dedim.nefesini sıkıntıyla bırakarak
"bu bir veda mı?"diye sordu.ihtimalini bile kaldıramayacağım bir şeyi yapmamın imkanı yoktu.bu düşüncenin onu ne kadar sıktığını fark edince yüzümde oluşmasını engelleyemediğim bir tebessüm oluştu.
"hayır.benden bu kadar çabuk kurtulabileceğini sanmıyorum"omuzlarındaki gevşemeden bu ihtimalin onu ne kadar bunalttığını fark ettim.gösterdiğinden çok daha fazlasını içinde yaşıyordu.
"tamam o zaman...ve şey..."eliyle hasanı göstererek "ben yanına gelene kadar korumaya tahammül edebilirmisin?"diye sordu.sesinden buram buram mahcubiyet akıyordu.her ne kadar istemesemde kuzey başka türlü beni bırakmıcak olduğu için başımı sallayarak onayladım.ben arkamı dönerken göz ucuyla kuzeyin hasana ufak bir baş hareketi yaptığını gördüm ve sesimi çıkarmadan yürümeye başladım.asansör düğmesine bastığımda arkama dönerek
"telefonunu yanına almanın bir sakıncası olur mu?"diye sordum.anlayışlı bir ifadeyle başını sallayıp
"her şeyi açıklıycam güzelim ayrıca telefonum yanımda bişey olursa mesaj atarsın"dedi.kapısı açılan asansöre arkamda koruma yüzümde ise saftirik diye tabir edebileceğiniz bir gülümsemeyle girdim ve kapı kapanana kadar bana kilitlene ela gözlere baktım.kapınan kapının arkasında kendimi durduramadan sanki duyabilirmiş gibi "seni seviyorum"diye fısıldadım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN PİYASASI (düzenleniyor)
Romance-devam et! diye bağırdım gözlerinin içine bakarak, bir an şaşırır gibi oldu ama hemen sonra gözleri öfkeyle kısıldı ve elini bacağıma atıp sıkmaya başladı..dudaklarını boynuma gömüp o hep çok sevdiğini söylediği köprücük kemiğimin üzerini sertçe ısı...