bölüm-54(özerklik=))

4.1K 181 20
                                    

KUZEY

Kapı çaldığında,kendimi fatma ablamın yaptığı kuru fasülye de boğmak üzereydim.hayal kırıklığıyla kaşığı masaya bıraktım ve kapıyı açmaya gittim.kimseyi beklemiyordum ama ahmet veya osman gelmeden önce haber veren düşünceli insanlardan değildi ne yazık ki.
Kapıyı açtım ve ahmete kaşlarımı çatarak baktıktan sonra hiç bişey söylemeden arkamı döndüm.
Niyetim mutfağa gidip yemeğime devam etmekti ama muratı duyunca tekrar geri döndüm.
"Ahmet salona kuralım mı?"diye soruyordu.murata ve elindeki siyah valize bakıp tek kaşımı kaldırarak önlerine geçtim.
"Benim salonumdan bahsetmiyorsunuz inşallah!"ahmet beni büyük bir sakinlikle kenara doğru itip murata cevap verdi.
"Olur.hem televizyona bağlarsak daha net görebiliriz"bir kere daha engel olmak için adım attım ama ahmet bu defa sertçe beni itip murat a yol verdi.
"Televizyon almıştın dimi?"diye sordu, beni ve engel olma çabalarımı görmezden gelerek.
"Ne kuracağına bağlı?"dedim cevap almaya niyetli bir halde."Denizin öldüğü günün mobese kayıtlarına ulaştık ama emniyeti bu iş için kullanamam"

"Neden?"derin bir nefes alıp bakışlarını yüzüme dikti

"Eğer şüphelerim doğruysa ise polis karışsın istemiyorum."

"Oğlum malmısın sen?murat polis değil mi?"murat beni duyunca valizi koltuğa yaslayıp geri dondu.

"Evet canım,murat bir polis ve o polis rusları pazarlamanıza ses çıkarmıyor."dedi alayla "ne kadar ironik değil mi?"göndermesini anlayarak geri çekildim ve kapıyı kapatıp mutfağa yürüdüm.
Fasulye ile bakışırken eskisi kadar cazip gelmediğini fark ettim.

Ahmet denizin intihar veya cinayetiyle alakalı yaşar dışında kimseyi düşünemezken ben bu işin altından da babamın çıkacağı korkusunu yaşıyordum.

Ahmetin tek gerçek sevgilisinin ölümüyle babamın bir alakası olması ihtimali bile beni endişelendiriyordu.
Ahmet geçip karşımdaki sandalyeye kuruldu ve kaşlarını çatarak bana bakmaya başladı.
Bakışlarına karşılık vermedim ve kaşığımı elime aldım.
Eğer öyle bir durum varsa kardeşimin yüzüne bakmaya nasıl devam edebilirdim ki?

"Neyin var senin?"diye sordu,verecek cevap düşündüm ama bulamadım.biraz bekledikten sonra önüme uzanıp tabağı aldı ve sertçe lavabonun içine attı.bütün tezgâh yağ ve fasulye içinde kalırken bende elimde kaşığımla sap gibi kalmıştım

"Dökül çakıcı"dedi ahmet vurgulayarak.bardağımı önüme çektim bu defa.suyu yudumlarken ahmetin fazla dayanamayacağını biliyordum ki benim amacım yanlızca vakit kazanmaktı.
Ahmet beni şaşırtarak tüm suyu içmemi bekledi ve bardağı masaya bırakınca üzerime eğildi.

"Ağzına tek lokma daha götürmeye kalkma!istediğin vakti verdim öt şimdi"suyu bitirmemi neden beklediğini anlamış oldum ve boğazımı temizleyerek konuşmaya çalıştım.

"Denizin ölümünün altından babam çıkacak diye korkuyorum"yavaşça başını salladı

"inanır mısın  kuzey"dedi fısıldar gibi "bende en çok ondan korkuyorum"gözlerimiz çok saçma bir pozisyonda kilitlendi kaldı.o yüzümden benim korkularımı okurken ben onun yüzünden düşüncelerini okuyordum.

"Buldum!"

Murat'in sesiyle ilimizde kalkıp hızla salona geçtik.koltuğa otururken sanki birisi diken sermiş gibi rahatsızca ucuna doğru çöktük.her an kalkmaya hazır gibiydik ikimizde.televizyonda denizin evinin onu gözüküyordu ve boştu.murat görüntüyü yavaşça sarmaya başladı.bir süre sonra ahmet sertçe 

"Dur" dedi.evin önüne bir araba yaklaştı ve durdu. Artık herşey olağan hızıyla gerçekleşiyordu.arabanın şoför kapısı açıldı ve gökhan indi.

AŞKIN PİYASASI (düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin