vuhhu bana helal olsun=) çok uzun bir bölümle karşınızdayım gençlerr...yarın doğum günüm ve ben size bölümü erken yayınlayarak hediye vermek istedim sizde yorum yaparak hediye vermiş olursunuz:)
tanem bir süre daha çömlekçide bekleyiversin biz şimdi bakalım çakıcı geçen bir haftada ne bok yemiş te tanemi terk etmiş!
öpüldünüz:)
KUZEY
Hasanın yattığı odanın kapısının önünde durmuş son talimatları vererek güvenliği arttırmakla uğraşırken,içimi yiyip bitiren suçluluk duygusuyla baş etmeye,onu görmezden gelmeye çalışıyordum.
İçeri girince ne söylemeliyim?
Kusura bakma mı?
Teşekkür ederim mi? yada ikisi birden.
Çok büyük ihtimalle babamın adamları seni vurduğu için kusura bakma ve sevdiğim kadını kurtardığın için teşekkür ederim?ne kadar yerinde yada ne kadar doğru bilmiyorum ama şu aralar hiç bişeyi bilmediğim için bu duruma şaşıramıyorum.
Koridorun başında osman ve hasan belirdiğinde aklıma ilk gelen şeyi soruyorum
"bıraktın mı?"Osman sorumu anlayarak başını olumlu anlamda sallıyor.
"durumu nasıldı?"Osman dudaklarını büküp şaşkın bir ifadeyle
"fazla rahatlamış gibiydi"diyor "yolculuk boyunca güldü"şaşırmadım.eğer hasan ölseydi kendi suçluluk duygumun yanında birde tanemi toparlamak için uğraşmam gerekecekti ama şükürler olsun ki hasan kurtulmuştu.nasıl kurtulduğu ise tam bir muamma!kalbe sıkılan bir kurşun dan sonra yalnızca kan nakli ve küçük bir operasyonla kurtulmuş olmasını aklım almıyordu.babam birini öldürtmek isteseydi o kişi kan nakliyle kurtulamayacak duruma gelirdi ama hasan kurtuldu.bir an için ne tür kurşun kullandığını merak ettim ama bunu araştırmayı hasanı gördükten sonraya bıraktım.dönüp elimi kapının koluna koydum ve arkamdakilere seslendim.
"geliyormusunuz?"sorumla beraber hareketlenerek arkama geçtiler.suçluluğumu kapıda bırakmaya çalışarak kolu aşağı çektim ve ikinci kere düşünmeden açılan kapıdan içeri yürüdüm.seri adımlarla yatağın yanına geçtim ve gerçekten bitkin görünen hasanın yanında durdum.bir an için yüzünü buruşturduktan sonra kalmaya çalışınca müdahale ettim.
"kıpırdama hasan"dedim "nasılsın?"yastığına geri yaslanırken de yüzünü buruşturması acı çektiğinin göstergesiydi ve derinlere ittiğim suçluluk duyguma hiç iyi gelmiyordu.
"iyim efendim"dedi "tanem hanım nasıl?"başımı sallayarak iyi diye geçiştirdim ve asıl konuya döndüm.
"şenlik alanında ne işiniz vardı?"diye sordum.
"tanem hanım karla oynamak istemiş efendim ben durduramadan arabadan indi,peşinden gittim ama arabaya dönmeye ikna edemeden saldırı gerçekleşti"dedi "gerçekten üzgünüm kuzey bey" bende.
"önceden yerleşmiş olamazlar değilmi?"diye sordum "sonuçta şenlik alanına ineceğinizi bilmiyorlardı değil mi?"başını hafifçe salladı.
"arabayla geldiler kuzey bey"dedi sıkılmış bir sesle "takip edildiğimizi anlamadım ama tanem hanım indiğinde araba dikkatimi çekti, dönmeye fırsat bulamadan da nişancılar yerleşmişti bile"duyacaklarımdan korkarak sordum.
"arabayı yada inenleri gördün mü?yani plaka falan?"başını olumsuz anlamda salladı
"bana dikkat etmem gerekenlerin fotoğraflarını göstermiştiniz,onlardan biri değildi"dedi "ve arabanın plakasını görmedim ama kırmızı mersedes olduğu için dikkat etmemiştim"başımı sallayarak onayladım.kırmızı bir Mercedes babamın tarzı bir araba değildi ki lütfen yani hangi mafya babası kırmızı araba sürer?duyduklarıma anlam yüklemeye çalışırken osmanın sorusunu duydum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN PİYASASI (düzenleniyor)
Romance-devam et! diye bağırdım gözlerinin içine bakarak, bir an şaşırır gibi oldu ama hemen sonra gözleri öfkeyle kısıldı ve elini bacağıma atıp sıkmaya başladı..dudaklarını boynuma gömüp o hep çok sevdiğini söylediği köprücük kemiğimin üzerini sertçe ısı...