bölüm-46(kayana)

4.8K 179 6
                                    

keyifli okumalar...

TANEM

Kahvaltı masasını oturma odasına taşımış,üzerini çeşitli pasta börek ve yer yer de kahvaltılıklarla doldurmuştuk ama annem sürekli yeni bir şeyler pişirmeye,bizde masada yeni yeni yerler üretmeye devam ediyorduk.annem elime düz bir tabakta sarı ve ince pide gibi bişey verince bu defakini tanımadığımı fark edip meraklandım.

"anneğğ?"annem tavaya sarı sıvıdan döküyorken bana hiç bakmadı

"hı?"umursamadım

"bunun adı ne?"annem elindeki kutuyu boşaltma işlemini bitirip bana döndü ve hafifçe gülümsedi

"kayana"bir an ne dediğini anlayamadım

"hı!"

"kayana çocum kayana."çok sıradan bir şeyden bahsediyor gibiydi ama bildiğim kadarıyla Eskişehir kültüründe kayana diye bişey yoktu.

"anne bu nerenin yemeği?"annem tavayı sapından kavrayıp kıvrak bir hareketle salladı ve kayananın yani aşırı ince sarı pidenin tavada dönmesini sağlayıp bana cevap verdi

"buranın kızım.dün Fatma abladan aldım tarifini"dedi "siz cerenle tsubasayı izlerken"

"haaa"elimdekileri mutfağa götürürken yüzümde mutlu bir tebessüm oluşmuştu.dün annem kuzeyin akşam yemeğine davetlisiydi ve Fatma abla karadenize özgü ne varsa yapmıştı.yemekten sonra kuzey zap yaparken yumurcak tv de tsubasayı görmüştüm ve cerenle birlikte mutluluk krizine girip kumandayı kuzeyden almıştım.tsubasa yeni bulduğu aşırtma şutunu denerken kuzey bana beni neden terk ettiğini anlatıyordu ve tsubasanın en azılı rakibi kartal şutuyla tsubasanın penaltısını keserken o kızların babasının çalışanı olduğundan falan bahsetmişti.

Bazı yerler inandırıcıydı ama kızların babasının çalışanı olduğu kısmına falan inanmamıştım.kimseye bişey belli etmiyordum ama kendimi çok yorgun ve tükenmiş hissediyordum.kuzeyin karşısına geçip her boku anlat diyecek gücü kendimde bulamıyordum bu yüzden sessizliğimle karşılıyordum kuzeyin her özrünü,olgun davranıyor kıskançlığımı yada üzüntümü rafa kaldırıyordum.o olaydan sonra ona bir kere bile hesap sormamıştım.tabi sessizliğimin altında derin bir yerlerde korkumda yatıyordu ama bunu henüz kendime bile itiraf edememiştim.dans ettiğim çocuğa ne oldu bilmiyorum yada bu duruma düşmemize neden olan büyük çakıcı nerde ne halde hiçbir fikrim yok hatta o çocuk hala hayattamı yoksa kuzey bunu böyle kolay silip yaşanmamış sayabilirmi bilmiyorum ama sorular beni yeteri kadar yorarken bide cevaplarla kendimi yıpratmak istemiyordum.babam bana artık para yollamayacaktı ki yollasa bile ben o paraya dokunmayacaktım ayrıca annemden de para isteyemezdim çünkü o adamla muhatap olmasını istemiyordum.kuzeyin asla izin vermeyeceğini bilsem bile okuldan sonra çalışabileceğim bir iş bulmalı ve mümkün olduğu kadar kuyzeyden çalıştığımı saklamalıydım.eğer öğrenirse parayı kendi vermeye kalkardı ve bir adamın altına girerek para kazanacak kadar düşüp babamı haklı çıkartmayacaktım.düşüncelerim kapının ziliyle bölündü.heycanla kapıya koşup açtım ve yüzümde kocamam bir gülümsemeyle kuzeye baktım.

"hoş geldiniz"kuzey başını sallayıp içeri girdi ve mutfağa bakmadan salona girdi.annem son kızarttığı kayanalarıda elime tutuşturup üstünü değişmeye gidince bende salona girdim.

"ne o elindeki güzelim?"kuzeyin sorusuyla başımı kaldırıp ona baktım.

"kaynana"

"ne?"herkes bir anda gülmeye başlayınca yüzümün kızardığını hissettim ama nerde yanlış yaptığımı hala anlayamamıştım.

"aşkım kayana onun adı"dedi kuzey elimdekileri işaret ederek.kaşlerımı çatarak kuzeye baktım

"e ben ne dedim!"bir kez daha gülereken

AŞKIN PİYASASI (düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin